English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ P ] / Paid cash

Paid cash tradutor Turco

651 parallel translation
That kind of overtime is paid cash!
Bu tip mesailer peşin ödenir!
- You should have paid cash.
- Nakit ödemeliydin.
And he paid cash.
Üstelik peşin ödenmiş.
And seeing as how he paid cash, it all belongs to you.
Nakit ödediğine göre, bunların hepsi senin.
The poor bastard. Paid cash for it, got hooked on his first trip.
Zavallı hergele nakit verip almıştı, ama daha ilk işinde enselendi.
That kid over there just paid cash for a ticket to South America.
Şuradaki çocuk az önce Güney Amerika'ya bir bilet için nakit ödeme yaptı.
I paid cash.
Nakit ödedim.
The minute a guy like Sutton came in here and paid cash for a car, I got suspicious.
Sutton isminde bir adam geldi ve arabanın parasını nakit ödeyince şüphelendim.
Paid cash up front for the first night.
İlk geceden parasını peşin ödedi.
They paid cash.
Pesin odeme yaptilar.
The price you paid cash.
Nakit ödediğin bedel.
The man who placed this paid cash.
Bu ilanı veren adam, ödemeyi nakit yapacaktı.
Paid in good hard cash.
Parayı sıcak, nakit ödedi
Give him what he paid for the bonds in cash.
Hisseler için ödediği nakit parayı geri ver.
- Mark on it "paid in full" in big letters because that's what you're getting, cash.
Büyük harfle "tamamı ödendi" yaz. Çünkü hepsini alacaksın, nakit.
And Zeb here paid me cash money all down.
- Zeb bana hepsini peşin ödedi!
Why, I paid $ 800 cash for that car, and look at it already.
800 dolar peşin ödedim, daha şimdiden şu haline bak.
I bought'em and paid hard cash for them.
Peşin para ödeyip satın aldım.
Anyway, I get paid hard cash.
Yine de nakit para ödüyorlar.
You got paid in cash.
Sen paranı nakit aldın.
As I recall that transaction, I paid the full sum in cash 25,000 pounds sterling.
Bu işlemi hatırladığım kadarıyla, ödemeyi nakit olarak yapmıştım... -... 25,000 pound.
It was testified here yesterday that you were paid... $ 200,000 in cash to, uh, influence the election.
Burada dün verilen ifadede seçimleri etkilemek için nakit 200 bin dolar verdiğiniz söyleniyor.
In fact, look - they paid us in cash.
Aslında, bak, bize nakit ödediler.
The only funny thing, she paid me $ 700 in cash.
Tek tuhaflık bana nakit 700 dolar vermesiydi.
Because, you see, this is one fish that isn't jumping into anybody's pond unless I'm paid $ 100,000 in cash as a token of your good faith. You want the syndicate to pay you?
Çünkü bu balık, sadakatinin bir göstergesi olarak karşısındakinden yüz bin dolar almadığı sürece, hiç kimsenin havuzuna atlamaz.
Twenty dollars, paid in cash, right?
Yirmi dolar nakit, değil mi?
I paid the hospital bill so I don't have any cash.
Hastane masraflarını ödedim o yüzden nakitim kalmadı.
I paid for it with cash.
Parasını da nakit bastırdım.
She came in, gave me a set of working drawings, she paid half the cost there and then in cash, and the other half later.
Buraya geldi belirli bir işaret grubu verdi paranın yarısını peşin ödedi gerisini de almaya geldiğinde.
Roger, when you checked in, you paid me $ 600 cash... leaving a balance of $ 4400.
Roger giriş yaptığın zaman bana peşin altı yüz dolar ödedin. Bakiye olarak dört bin dört yüz dolar kaldı.
It's paid in cash.
Nakitle ödenmiş.
I'm sorry, but I prefer to be paid in cash.
Nakit ödeyin, lütfen.
I paid in cash.
Her taraf dökülüyordu.
If you're gonna go baby-sit, get paid in cash.
- Çocuk bakacaksan parasını peşin al. - Peki, tamam.
I told you to get paid in cash.
Cecilia, sana peşin para al dedim, değil mi?
You paid him cash?
Ona nakit mi ödedin?
You can't. I paid the 1 00,000 francs in cash.
Yapamazsın. 100,000 Frankı nakit olarak ödedim.
Whoever he was paid him in cash.
Parayı nakit olarak ödemiş.
They were expecting to be paid a lot of cash by someone arriving in Isthmus tonight.
Ama bu akşam Isthmus'a gelecek birinden.. .. büyük bir nakit ödeme almayı bekliyorlardı.
If this cash was genuine, I'd have your Harvard education all paid for.
Bu para gerçek olsaydı, seni Harvard Üniversitesi'nde okutabilirdim.
- She paid me in cash, Oliver.
- Bana nakit ödedi, Oliver.
You can put the massage on your hotel bill, but we ask that the tip be paid directly to him in cash.
Masajı otel faturasına ekleyebilirsiniz ama bahşişin doğrudan ona verilmesini rica ediyoruz.
Paid in cash.
Nakit ödenmiş.
Paid cash.
Parasını ödemiş.
Now look I've already paid you in cash.
Bak abi, zaten yukarıya bu nakit ve..
- No. I paid by cash.
Hayır, nakit verdim.
And he wanted us to be paid in cash.
Ve bizim nakit para almamızı istedi.
Guess who paid the bill in cash?
Faturayı kim nakit ödemiş tahmin et?
He paid the bill in cash.
Faturayı nakit olarak ödedi.
A young boy bought eight roasted chickens... and paid with a lot of cash.
Genç bir çocuk sekiz kızarmış tavuk almış ve hayli nakitle ödemiş.
Paid in cash each week.
Her hafta nakit olarak ödenir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]