Pardon tradutor Turco
41,798 parallel translation
I'm sorry our honeymoon suite did you just say?
Pardon'balayı odamız'mı dedin?
Sorry.
Pardon. Haagen.
I'm sorry.
Pardon, anlamadım?
- I am sorry.
- Pardon. Bak ne diyeceğim.
Pardon us, ma'am.
Afedersiniz hanımefendi.
Sorry.
Pardon.
Sorry. Sorry, sorry, sorry.
Pardon, pardon, pardon, pardon.
I'm sorry, who asked you?
- Pardon ama sana soran oldu mu?
- I'm sorry, is she yours? - She is.
- Pardon, sizin çocuğunuz mu?
- Pardon?
- Efendim?
No need to go to the trouble of getting some sort of official pardon.
Resmi bir af almakla uğraşmaya gerek yok.
Pardon me, I can hear a squeaking.
Kusura bakmayın, bir gıcırtı duyuyorum da.
So pardon me all the fucking hell, but I'm not in the mood for a teachable moment from you right now.
Ama havamda değilim Öğretilebilir bir an için Senden şu anda.
It's... Excuse me.
Pardon.
Excuse me.
Pardon.
I'm sorry, is this some kind of a joke?
- Pardon, kamera şakası falan mı bu?
I am sorry.
Pardon.
I'm sorry, he just morphed.
Pardon ama az önce dönüştü.
And, sorry, to my...
Ve pardon...
Sorry, I have to take this.
Pardon, bunu açmam lazım.
I'm sorry.
Pardon.
- I beg your pardon?
- Afedersiniz?
Sorry?
Pardon?
Sorry, I...
Pardon, ben...
Sorry, did you say "all still meeting"?
Pardon, "hep birlikte toplantı" mı dediniz?
- Sorry.
- Pardon.
- Sorry!
- Pardon!
Excuse me, coming through!
Pardon, izninizle!
Pardon me, big fella.
İzninle büyük adam.
That is our noodoogdouche.
Pardon o acil göz yıkama istasyonumuz.
- I'm sorry... Old Man.
- Pardon, yaşlı adamı.
- Oh, sorry, sorry.
- Pardon, pardon.
Sorry. I don't get it, Dougie.
Pardon, anlayamadım Dougie.
I know. I'm sorry, Gordon.
Evet, pardon Gordon.
Hello?
- Pardon. Alo!
uh... haven't driven since my dad put me on his lap and let me drive around our place in the Hamptons.
Pardon. Babam beni kucağına oturtup Hamptons'daki evin civarında - araba sürdürdüğünden beri kullanmadım.
Sorry, do I know you?
Pardon, tanışıyor muyuz?
Shit. Sorry, I... I didn't know.
Pardon... bilmiyordum.
Jesus.
Tanrım. Pardon.
who are you?
Pardon ama sen kimsin?
- I beg your pardon?
Affedersin?
- Excuse me?
- Pardon?
Sorry, sorry, sorry, sorry, sorry, sorry, sorry!
Pardon, pardon!
- Oh, I'm sorry.
- Pardon.
- Huh, yeah, what?
- Evet ya, ne? Pardon.
Excuse us.
Pardon.
Excuse me?
- Pardon? Bakar mısınız, hanımefendi?
No. Sorry. I'm just the boy.
Pardon, hayır, ben oğlanım sadece.
Sorry, miss.
Pardon hanımefendi.
- Cutting through.
Evet, pardon.
- Just...
- Pardon.