Professors tradutor Turco
576 parallel translation
Go hunt up the professors
Sen git profesörü bul.
The professors and Mr. Malone are safe - they'll be here in a minute or two!
Profesör ve Bay Malone güvendeler. Bir iki dakika içinde burada olurlar!
He was one of my professors when I was studying over there.
Orada eğitim aldığım zamanlar profesörlerimden biriydi.
To admit professors from Spain and Italy might corrupt the purity of our teaching.
İspanya ve İtalya'dan profesör atamak eğitimin yozlaşmasına sebep olabilir.
Last year, when all the other professors came to my musical, where were you, Professor Potts?
Geçen sene, tüm profesörler müzikalime geldiklerinde siz neredeydiniz Profesör Potts?
You see, that's the basic difference between me and the other professors.
Diğer profesörlerle aramdaki temel fark işte bu.
Oh, no, nothing like that, it's just that one of the professors got off the beam a little.
Hayır, öyle bir şey değil. Sadece profesörlerden biri biraz yoldan çıktı.
A gangster's moll thinking she'd marry one of my professors.
Bir gangsterin kırığı, profesörlerimden biriyle evlenebileceğini sanıyor.
You must've been the pride and joy of your professors.
Profesörlerinizin gurur ve sevinç kaynagï olmalïsïnïz.
Of course, at school, we had several literary professors, but that was quite different.
Okulda bazı yazar profesörler vardı ama o farklı.
If you think I'm letting you take my professors...
- Profesörü almana izin vereceğimi...
- Yes, select my own field of research, exchange ideas with other professors all over the world.
- Evet ve gezici bir yetki. Kendi araştırma alanımı belirleyebileceğim. Dünyanın her yerindeki profesörlerle fikir alışverişinde bulunabileceğim.
some shopkeepers professors and suchlike...
bazı mağaza sahipleri profesörler ve bunun gibiler...
Professors make mistakes too.
Profesörler de hata yapar.
Well, those college professors don't have any morals.
Şu üniversite profesörlerinde ahlak diye bir şey yok.
Listen to our professors, always spouting the same drivel.
Bizim profesörler de sanki aynı lafları ezberlemişler
The professors demand an immediate change of climate but even then there's very little hope for a full recovery.
Profesörler derhal hava değişimi yapmasını istiyorlar. Bu bile tam bir tedavi için pek ümit vermiyor.
Farmers know more about this than professors.
Çiftçiler bunun hakkında profesörlerden daha çok şey bilir.
Professors make pretty good money, I hear.
Neredeyse. Profesörler iyi para kazanırlar, duyduğuma göre.
Dumb jerk. And I thought professors was supposed to be so smart.
Ben de profesörlerin çok zeki olduklarını sanırdım.
Every afternoon, I can watch the professors shoot rockets to the moon.
Her gün, profesörlerin aya roket fırlatışlarını seyredebilirim.
A lot of big deal professors.
Ukala profesörlerin yeri.
- I suppose professors don't come here?
- Profesörler buraya uğramıyor sanırım ha?
A lot of supercilious professors, slob professors, shooting off their mouth about something trying to teach me something they'd already failed at in life themselves.
Bir sürü kendini beğenmiş sersem profesör... bir şeyler hakkında yüksekten atıyor... ve kendilerinin hayatta başarısız oldukları şeyleri bana öğretmeye çalışıyordu.
Do you know what the professors say about me?
Profesör hakkımda çok güzel şeyler söylüyor.
I admit I'm not smart like some of them... some of them smart-alecky professors, wise-guy writers and agitators.
Ukala profesörler, kurnaz yazarlar ve provokatörler kadar zeki değilim, kabul ediyorum.
Some of them smart-aleck college professors are trying to prove that this here ape is your great-great-grandfather.
Çok bilmiş üniversite profesörlerinin bazıları, burdaki şu maymunun büyük, büyükbabanız olduğunu ispatlamaya çalışıyor.
I feel sure the professors will approve.
Profesörlerin kabul edeceklerine kesin eminim.
What mood are the professors in?
Profesörlerin havası nasıl?
Good morning, professors.
Günaydın.
Wear the uniform of the Black Brigades, and get my degree by pointing a gun at professors?
Kara Tugaylar'ın üniformalarını giyip, profesörlere silahı doğrultup bu diplomayı almadılar mı?
You know who kidnapped the two Professors?
İki profesörü de kimin kaçırdığını biliyor musun?
Professors Eckel and Jeckel
Profesör Eckel ve Jeckel.
And I see three Professors Lefèvre.
Vay, vay! Üç tane Profesör Lefèvre var.
Following their initial reading of the data brought by Dr Pedersen, plus certain other indicators - incidentally, Professors Einstein, Fermi and Oppenheimer concurring, the scientific and military consensus in America is... that the Germans may be ahead of us
İlk önce doktor Pedersen'den gelen bilgilerin ışığında... ve bizim diğer bilgilerimiz doğrultusunda, antiparantez Einstein, Fermi ve Oppenheimer'in Amerika'da bu bilgiler üzerinde yaptıkları konsensus sonucunda... Almanlar atomun parçalanmasını kontrol altına yarışını başarma konusunda bizden daha önde olabilir.
Professors'wives?
Profesörlerin eşleri.
I don't think you have to worry about college professors.
Üniversite hocalarını hiç dert etmemelisin.
You only have to salute the professors.
Profesörleri saygıyla selamlamak zorundasın.
Eeeeeh..... You! Professors eat the piquant sauce said Giorgio Pasquali.
"Kuyruk acısını ilk tadan profesörlerdir" demiş Giorgio Pasquali.
You know professors - absent-minded.
Profesörleri bilirsin - dalgın olurlar.
In prison there aren't professors, but there are bank robbers.
Hapiste doktorlar yoktur, banka hırsızları vardır.
25 students and 6 professors who belong to an extremist association have been arrested
Radikal Cemiyet'e bağlı olan 25 öğrenci ve 6 profesör, bugün tutuklandılar.
Similarly... students must fight ordinary professors... who are also soldiers of imperialism.
Benzer şekilde öğrenciler, aynı zamanda emperyalizmin askerleri olan sıradan profesörlerle de savaşmalılar.
They get paid more than social workers or college professors
Sosyal hizmet görevlilerinden veya öğretim görevlilerinden fazla kazanıyorlar
Many of they had played that them they were pupils and professors.
Kitapları ateşe verenlerin çoğu, öğrenciler ve öğretmenlerdi.
Doc, are you going to be nervous to see your ex-fiancee as the professors wife?
Doktor. Eski nişanlınızı, profesörün karısı olarak görmek sizi heyecanlandıracak mı? Yok canım.
The first drafts of all the professors'writings.
Profesörlerin çalışmalarının ilk taslakları.
There's a room above the stacks... where they keep all of the actual notes... the professors took when they were law students here.
Rafların üstünde bir oda var... Orada, profesörlerin öğrenciyken... tuttukları notların asıllarını saklıyorlar.
Pupils and professors of Botany they had helped to plant vegetables in each open space.
Botanik öğrencileri ve profesörleri her açık alana sebze dikmekte yardım ettiler.
Soon he and the Chevalier were received in all the Courts of Europe and were speedily in the very best society where play was patronized and professors of that science always welcome.
Çok geçmeden o ve Şövalye tüm Avrupa saraylarında kabul edilir olmuş... ve hızla... kumarın gözetildiği ve bu ilmin profesörlerinin hoş karşılandığı... sosyete çevrelerine girmişlerdi.
Why, then, has Dr. Seeburger summoned a council of four professors?
Öyleyse, niye Dr. Seeburger dört profesörü görüş alış verişine çağırdı?