Quicksilver tradutor Turco
60 parallel translation
Heh. Ah, life and money both behave like loose quicksilver in a nest of cracks.
Hayat ve para, çatlaklardaki başıboş cıva gibidir.
The hooves of his sorrel, Quicksilver, going ta-pocketa, ta-pocketa...
Doru at civa gibiydi. Koşuyordu ta-pocketa, ta-pocketa...
that swift as quicksilver it courses through the natural gates and alleys of the body.
Öyle düşman ki bu zehir insan kanına, civa hızıyla delip dolaşarak vücudun sokakları olan damarlarını, pıhtılaştırıverir.
" She was light, quicksilver, efflorescing!
Hafif, kıvrak ve parlaktı.
Freedom is made of quicksilver sometimes.
Özgürlük bazen civa gibidir.
We're quicksilver, a fleeting shadow, a distant sound.
Biz cıva gibiyiz, bir kısa gölge, uzaktaki bir sesiz.
- Your beloved husband-to-be so anxious to be worthy of your love, drank a potion of quicksilver and sulphur - the elixir of life and eternal youth - and expired.
Senin aşkına layık olmaya çok hevesli olan sevgili müstakbel kocan cıva ve kükürtten yapılma "hayat ve ebedî gençlik özü" iksiri içti ve öldü.
Or open his mouth, and pour quicksilver down.
Ya da ağzını açıp cıva boca etmeyi.
She's moonlight... she's quicksilver... she's radiant and lovely, and most of all, she's desirable.
Ay ışığı gibi... cıva gibi... ateşli, güzel, hepsinden önemlisi çok çekici.
The sands of time run like quicksilver.
Zaman su gibi akıyor.
When she moves, the material really seems to flow, it's like quicksilver.
O hareket ettiğinde kumaş akıyor gibi görünüyor, cıva gibi.
That it was like quicksilver, always promising next time.
Civa gibiydi. Hep bir sonraki seferin sözünü veren.
Surely a mind as quicksilver as your own can grasp the complicated position that we're in.
Senin gibi kıvrak zekâlı biri... içinde bulunduğumuz karmaşık durumu muhakkak kavrar.
Quicksilver?
Quicksilver?
Whatever happened to quicksilver and light as air?
Civaya ne oldu, hava kadar hafifti?
That is Havok, Multiple Man, Strong Guy, Quicksilver, Wolfsbane.
Bu Havok, Multiple Man, Strong Guy,... Quicksilver, Wolfsbane.
Kept him from sleep, fed him quicksilver... poison.
Uyutmadılar, cıva ile beslediler... zehirlediler.
The boy was poisoned with quicksilver.
Çocuk cıva ile zehirlendi.
Quicksilver is mercury.
Cıvaydı.
Sleeping within mine orchard, my custom always in the afternoon upon my secure hour thy uncle stole with juice of cursed hebenon in a vial and in the porches of mine ears did pour the leprous distilment whose effect holds such an enmity with blood of man that swift as quicksilver it courses through the natural gates and alleys of the body and with a sudden vigor it doth posset and curd, like eager droppings into milk, the thin and wholesome blood.
Bağ köşkümde uyurken, her öğleden sonra uyuduğum gibi. Amcan, o kuşkusuz rahat saatimde, sinsi adımlarla geldi yanıma elinde bir yaman zehir şişesiyle kulaklarımdan cüzamlar akıttı içime. Öyle düşman ki bu zehir insan kanına civa hızıyla delip dolaşarak vücudun sokakları olan damarlarını sirkenin sütü kesmesi gibi akışkan ve hayat dolu kanını pıhtılaştırıverir.
You'll need some of her hair, a little quicksilver and some aqua fortis.
Kızın saçından birkaç tel, cıva ve bir miktar nitrik asit gerekecek.
- Call me Quicksilver.
- Bana Quicksilver de.
- Not so fast now, are you, Quicksilver?
- Şimdi çok hızlı değilsin değil mi Quicksilver?
Still carrying around your quicksilver flares and the little magic book?
Hala cıvalı fişeklerini ve küçük sihirli kitabını mı taşıyorsun?
Me and Toad and Blob and Quicksilver here we're all mutants.
Ben ve Toad ve Blob ve Quicksilver burada hepimiz mutantız.
Quicksilver.
Quicksilver.
- Quicksilver?
- Quicksilver? Burada?
You know what quicksilver is?
Cıva nedir biliyor musun?
- Quicksilver?
- Cıva mı?
You know, I'm just kind of quicksilver, man.
Bir çeşit cıva gibiyim adamım.
Ooh, I've gotta get over to Jack's Quicksilver's on WE
WE'deki Jack'in Quicksilverını halletmeliyim.
I turned to recheck board survey boat the Quicksilver Crossing reef check has over 4000 sport divers in 60 countries the health of coral reef we ask three check voluntaries to check the coral damage here in Maria to find out if the reefs close to shore
Zaman azaldığı için araştırma teknesi Quicsilver Crossing'e reef check incelemesi yapmaya döndüm. Reef Check'in 60 ülkede 4 binin üzerinde mercan resiflerinin sağlığını gözleyen scuba dalgıcı vardır.
It's heading to Quicksilver Towing.
Çekiciye yükleniyor.
My darling, we are quicksilver.
Canım, biz cıva gibiyiz.
He was the leader of the Zenith team faster than Quicksilver, the Flash and Superman all together.
O, Zirve takımının lideriydi. Hızı Quicksilver, Flash ve Süpermen'in toplam hızından fazlaydı.
When the quicksilver is here, the heat is precisely correct and the oil will gradually rise.
Cıva buraya ulaştığında sıcaklık kesinlikle doğru demektir. Böylece esans yukarıya doğru yükselir.
Like quicksilver.
Civa gibi.
Life and money both behave like quicksilver in a nest of cracks.
Hayat ve para, ikisi de çatlaklardan akan cıva gibidir.
QUICKSILVER : How's your trigger finger?
- Tetik parmağın nasıl?
QUICKSILVER :
İyi iş.
It isn't safe. QUICKSILVER :
Bırakın beni gideyim, güvenli değil.
What about a little operation quicksilver?
Ya küçük bir "quicksilver operasyon" una ne dersin?
Quicksilver - you mean like world war II?
Quicksilver mı - - 2. dünya savaşında ki mi?
holds such an enmity with blood of man that swift as quicksilver it courses through the natural gates and alleys of the body, and with a sudden vigour doth posset and curd the thin and wholesome blood.
Kulaklarımdan cüzzamlar akıttı içime. Öyle belalı bir zehir ki bu, bir anda, kanına işleyip insanın, cıva hızıyla delip dolaşıp damarlarını, sirke sütü keser gibi alır canını.
- Quicksilver.
- Quicksilver.
And he was pulling a Kevin Bacon in "Quicksilver", when all...
Tüm bunlar, "Quicksilver" daki Kavin Bacon rolünü- -
"Quicksilver." Kevin Bacon is a bike messenger who failed as a...
"Quicksilver." Kevin Bacon, başarısız olmuş bir bisiklet kuryesi- -
You have a quicksilver mind and a gigantic heart.
Civa gibi bir beynin ve devasa bir kalbin var.
Quicksilver.
Civa.
that swift as quicksilver it courses through the natural gates and alleys of the body and with a sudden vigour it doth possess and curd, like eager droppings into milk, the thin and wholesome blood :
Hemen etkisini gösterir. O akışkan, sağlıklı kanı kaskatı keser. İşte böyle kesti benim kanımı da Ve birden her yanım kabardı, pul pul oldu.
like quicksilver.
Sanki nereden geldigi belli olmayan baloncuklar saçiyor, civa gibi.
quick 4440
quickly 2632
quickly and quietly 17
quick question 224
quicker 70
quick thinking 17
quick as you can 63
quick as you like 16
quickly now 51
quick march 35
quickly 2632
quickly and quietly 17
quick question 224
quicker 70
quick thinking 17
quick as you can 63
quick as you like 16
quickly now 51
quick march 35