Removed tradutor Turco
5,281 parallel translation
If we don't get it removed, they're gonna shut us down.
Kaldırtmazsak, barı kapatacaklar.
Well, I'm going to get the curses removed at "Curse Purge Plus".
Lanetleri kaldıracağım. "Lanet Arındırma" da.
I removed the curse, making them worth, like, I don't know, $ 8 million.
Laneti kaldırarak onları 8 milyon dolar değerinde yaptım.
The Book of Leaves cannot be removed from the Vault of Heaven.
Yaprak Kitabı, Cennetin Kasası'ndan çıkarılamaz.
I've removed the casing.
Çerçeveyi çıkardım.
Constance Sutton has been removed from authority and all of her men have been placed in custody.
Constance Sutton görevden alındı ve tüm adamları gözaltında.
They've not removed themselves nor yet sailed away, as we all prayed.
Ettiğimiz dualardaki gibi ortadan kaybolmadılar ya da yelken açmadılar.
Ms. strand, you have just removed from service one of the core pieces of the United States technology infrastructure.
Bayan Strand, az once sistemden Birlesik Devletler'in en onemli teknolojik altyapilarindan birini kapattiniz.
As of this moment, Lillian Strand has been removed from her command until further notice.
Bu andan itibaren Lillian Strand ikinci bir emre kadar görevinden alınmıştır.
That would involve you doing a lesbian a favor, and that's, like, one step removed from French kissing.
Seni lezbiyen işlerine karıştırmayayım, yoksa Fransız öpücüğüne bir adım kalacak.
Whoever performed this last procedure left tissue in her uterus, which I've removed.
Son operasyonu kim yaptıysa, rahimde doku parçaları bırakmış ancak ben çıkardım.
And it had to be removed.
Gözünü almak zorunda kaldılar.
I removed them in broad daylight.
Onları günün ortasında söktüm.
I also removed purse-snatchings, stalled cars...
Ayrıca, çalınan araba...
I have now removed the chest plate of one of the subjects and found... abnormal neoplasms in the heart, liver... and kidneys.
Cesetlerden birinin göğüs kafesini ayırdım ve kalbinde, karaciğerinde ve böbreklerinde anormal doku büyümelerine rastladım.
They're Hidden Trags, Atrians who've had their markings removed so they can live among humans.
Onlar insanların arasında rahat yaşayabilmek için izlerini sildiren Atrianlar, gizli Traglar.
I could get it removed.
Sildirebilirim.
I removed it so we would never find out.
Başka yere götürdüğüme göre bunu asla öğrenemeyeceğiz.
Is there any way to get him removed?
Onu değiştirmenin imkânı var mı?
The police report from the arresting officer, which includes an admission of guilt from the defendant, the cocaine removed from the face and the hands of the victim and a toxicology report indicating the levels of the drug in the child's system when he was admitted to the ER.
Tutuklayan polis memurunun, müdafinin suçunu kabul ettigini belirten raporu kurbanin yüzünden ve ellerinden çikarilan kokain ve çocugun acil servise kabul edildiginde vücudunda bulunan uyusturucu seviyesini gösteren rapor.
So it was deposited after the body was removed from the grave.
Yani ceset mezardan çıkarıldıktan sonra yerleştirildi.
he isolated the circuit for the surveillance camera, put it on a timer, and came back later and removed the evidence.
Benim tahminim güvenlik kamerasına gelen devreyi izole etti zamanlayıcı koydu, geri geldi ve delilleri ortadan kaldırdı.
- The United States military removed the bodies From the morgue. In the middle of the night.
Birleşik Devletler ordusu cesetleri morgdan gece yarısı aldı.
Go get the rebound tattoo removed.
O dövmeyi sildirdim.
I... I will have the blade removed and melted, y... you have my word.
Bıçağını söktürüp eriteceğim.
Extremely removed.
- Ortadan kaldırıldığı çok belli.
Any implant removed from participants becomes the sole property of Sabian Medical Devices.
Katılımcıların kaldırıldı Herhangi bir implant mülkiyetindedir olur Sabian Tıbbi Cihazların.
So Owen removed all the extra bits.
Böylece Owen, tüm fazlalık parçaları kaldırıldı.
He was wearing a ring very recently, then removed in a hurry, by the look of it.
Çok yakın zamana kadar bir yüzük takıyormuş, görünüşe göre sonra aceleyle çıkarılmış.
There was a small amount of alcohol in his system - no other drugs present - and there was evidence of a ring on his little finger, left hand, and abrasions suggest it was removed with considerable force.
Sisteminde az bir miktar alkol vardı, başka bir ilaç yoktu ve küçük parmağında bir yüzük izi vardı, sol elinde, ve sıyrıklar oldukça kuvvetle çıkarıldığını gösteriyor.
Before we start, your dead man has removed all the labels from his clothing.
Başlamadan önce, sizin ölü adam bütün giysilerindeki etiketleri sökmüş.
All the labels removed.
Bütün etiketler sökülmüş.
Hadn't removed her slip or her underwear.
Külotunu ve çamaşırını daha çıkarmamış.
I removed the video from his phone.
Telefonundan videoyu sildim.
And it could only be removed using Laser.
O dövmeyi silmek ancak lazerle mümkün.
There's extensive flesh and muscle that will have to be removed.
- Çıkarılması gereken çok fazla et ve kas var.
And from the looks of it, the little toe was removed before she died.
Ve görünüşe bakılırsa, küçük parmak kurban ölmeden önce bedenden ayrılmış.
There are other bone injuries, but we need the tissue removed before we can examine them.
Başka kemik hasarları da var, ama bunları inceleyebilmemiz için dokuların tamamen temizlenmesi gerekli.
The toe was removed poorly.
Parmak kötü bir şekilde kesilmiş.
Until about three months ago, when your gampy removed this one domino right here, stopping the payments.
Üç ay önce, büyükbaban bu domino taşını buraya koymaya karar verinceye kadar. Böylece ödemeler durdu.
I want everything in this room removed.
bu odadaki herşeyin gitmesini istiyorum.
In a desperate attempt to save his friend's life, Fives located and removed a tumor from Tup's brain with the help of medical droid AZI-3.
Fives ; arkadaşının hayatını kurtarmak için ümitsizce çabalarken sıhhiye droidi AZI-3'ün yardımıyla Tup'ın beyninde bir tümör buldu ve çıkardı.
He died after I removed the chip.
Çıkardıktan sonra öldü.
And now that we have removed your chip, we do not know what will happen to you.
Şimdi senin çipini çıkardığımız için sana ne olacağını bilmiyoruz.
But when we removed the chip from Tup, he... I am afraid you may die as well.
Fakat çipi Tup'tan çıkardığımızda, o korkarım sen de ölebilirsin.
These chips have to be removed, otherwise the entire Republic Army could be compromised.
Bu çipler çıkartılmalı. Aksi halde bütün Cumhuriyet Ordusu tehlikeye girebilir.
Besides, when you removed Trooper Tup's chip, he died.
Ayrıca, asker Tup'tan çipi çıkarttığınızda öldü.
Because I removed mine!
Çünkü kendiminkini çıkardım.
These were removed from both clone troopers.
Bunlar iki klon askerin içinden çıkartıldı.
Had my wisdom teeth removed when I was 16.
16 yaşındayken yirmilik dişlerimi aldırmıştım.
You removed it?
Sen mi çıkardın onu?