Roast tradutor Turco
2,221 parallel translation
I believe that'd be roast orc.
Yakında o kavrulmuş canavar olacak.
Just before, Rudy could suck me down his gullet. I grabbed hold of that, roast pink fleshy thing that dangles at the back of the throat.
Rudy beni yemek borusundan aşağı çekmeden hemen önce boğazının gerisinde sallanan o pembe et parçasına tutundum.
Do you like roast?
Kızartma sever misin?
Roast dinner.
Kızartılmış yemekleri.
Erm... I love roast.
Severim.
Tonight's dinner will be roast turkey and for dessert, an apple tart.
Bu akşam yemekte kızarmış hindi var. Tatlıysa elmalı turta.
Like when they had floods in Mississippi and people lose everything and are sleeping in a gym someone always shows up with a warm coat and a homemade pot roast.
Mesela Mississippi'de sel olduğunda insanlar her şeylerini kaybedip bir spor salonunda uyurken onlara sıcak bir mont ya da ev yapımı yemek getiren biri daima olmuştur.
Where's the pot roast and the warm coat?
Sıcak mont ve yemek nerede?
I can't believe we don't have any weenies to roast.
- Sosisimiz olmadığına inanamıyorum.
It's over. Life is too short to be moping around about some white-trash pig roast.
Hayat, ölüp gitmiş ucuz domuz rostoları ardından ağlamak için çok kısa.
And then I was trussing the poulet rôti à la normande, which is roast chicken stuffed with chicken livers and cream cheese, and it fell on the floor and the stuffing fell out into a big gooey mess.
Sonra Normandiya usulü fırında tavuk yapıyordum, İçine tavuk ciğeri ve krem peynir koyup karnını dikiyordum ki yere düştü ve içindekiler yerde kocaman yapışkan bir yığın oldu.
( speaking hindi ) Roast leg of lamb. And chicken hara bhara.
Sikandari raan, kızarmış kuzu budu ve tavuk hara bhara,
So we don't roast you for dinner.
Çocuk şnitzel olmamak için.
Crocodile skin is slow to roast.
Timsahın derisi pişmeyi yavaşlatıyor.
And if your gods exist, they'll roast me like a pig.
Eğer senin tanrıların varsa beni domuz gibi kızartırlar.
And something about wee-wee and roast beef.
Çiş yapmak ve biftek ile ilgili bir şey.
- Different roast?
- Başka bir makineden mi?
But two times in a row I eat the damn roast beef and I'm... I can't stop going to the bathroom!
Ama o biftekten üst üste iki tane yediğimde tuvalete gitmeden duramıyorum!
The roast beef?
Biftek diye mi?
I suggested that she doesn't eat roast beef if it doesn't agree with her.
Ne diyeyim? Midesi kaldırmıyorsa biftek yemesin diyeceğim.
I... I appreciate your suggestions, but I love roast beef.
Tavsiyenize minnettarım, ama bifteğe bayılıyorum.
The last time I came here, the roast beef you gave me had the string still around it and I was unaware of this and fed it to my husband, and he choked.
En son buraya geldiğimde bana verdiğiniz kızarmış bifteğin her bir yanını lif sarmıştı ve ben de farkına varamadan kocama vermiş, adamcağız da boğulmuştu.
Well, Gitti, thanks for the delicious roast.
Leziz ziyafet için teşekkürler tekrar.
Swallow this in your Pássara roast goat.
Bak bakalım şimdi ne oluyor kaltak surat.
If the roast looks too big to eat, chop it in half.
Rosto, yiyemeyeceğin kadar büyükse ikiye böl.
You're sleeping outside tonight. But first, go to the kitchen and tell the cooks that my roast at lunch was dry and stringy.
Bu gece dışarıda uyuyacaksın ama önce mutfağa gidip, aşçılara öğle yemeğindeki rostomun kuru ve damarlı olduğunu söyle.
You-know-who says I'm supposed to tell you that if the roast is stringy again, she'll flog you.
Kim-olduğunu-bilirsin sana, rosto tekrar damarlı olursa seni kırbaçlayacağını, söylememi istedi.
No, Trish. Trish, you cook pot roast at 375.
Hayır, Trish. 375. sayfadaki rostoyu pişir.
Okay, so, we have turkey and roast beef.
Hindi ve bifteğimiz var.
Favorite food, roast Eagle.
En sevdiği yemek Kızarmış Eagle.
The roast chicken?
Kızarmış tavuk?
Roast beef's in the drawer.
Sandviç köfteleri dolapta.
Tuesday's pasta, Thursday's pot roast.
Salı günkü makarna, Perşembe günkü rosto.
Thought I'd make a roast.
Rosto yaparım diye düşündüm.
I'm talking about a roast of Michael Scott.
Keklemekten bahsediyorum!
Who here has the Comedy Central Roast Channel?
Ah hadi ama! kimde Komedi Merkezinin Kekleme Kanalı çekiyor?
Do you really want us to roast you?
Seni keklememizi mi istiyorsun?
It's not offensive during a roast. Anything goes.
Kekliyorsan değil.
Not yet, anyway. Welcome to the roast of Mr. Michael Scott.
Bay Michael Scott'ın keklenmesine hoş geldiniz.
Take your best shot. I'm going to sit right over chair. And whoever wants to come up and roast me, you may.
Ben tam şuradaki sandalyeye oturacağım ve kim gelip beni keklemek isterse gelebilir.
In a professional roast, usually the roaster will say something nice about the roastee after they're done.
Profesyonel bir keklemede genellikle kekleyen en sonunda keklenenle ilgili iyi bir şeyler söyler.
So when I heard that there was going to be a roast in my honor, I thought...
Adıma bir kekleme yapılacağını duyduğumda düşünmüştüm ki- -
There is nothing like a good roast knuckle with mustard and potatoes...
İyi bir kızartma gibisi yoktur biraz hardal ve patetesle birlikte...
Wife's at the butcher picking up theunday roast.
Karım kasapta, pazar rostosunu alıyor.
Every inch of her tasted like roast beef and creatine.
Her santimi biftek ve kreatin tadındaydı.
Pot roast looks a little well done.
Kapama çok pişmiş galiba.
More of a roast beef kind of girl.
Biftek seven kızlardanım ben.
I seem like a roast beef kind of guy to you?
Sence ben biftek tarzı, bir adam mıyım?
Hey, roast beef works. Why fight it?
Biftek işe yarıyorsa direnmenin ne anlamı var?
A "roast"?
"Omletler" mi?
I'm doomed just to roast in hell!
- Öyle deme.