Same thing tradutor Turco
15,087 parallel translation
And you told Eric O'Bannon the same thing?
Aynısını Eric O'Bannon'a da mı anlattın?
He dragged your dad down his whole life, and he's gonna do the same thing to you.
Hayatı boyunca babanın başını belaya soktu aynısını sana da yapacak.
The same thing his brother promised us a year ago.
Kardeşinin geçen sene verdiği sözle aynı.
Conway got the same thing.
Conway de aynısını aldı.
Same thing that happens to everything Frank touches.
Frank'in dokunduğu her şeye ne olduysa o oldu.
Because I would've done exactly the same thing if it had been me.
Ben olsaydım aynısını yapardım da ondan.
I think whatever we decide... we all decide the same thing.
Bence neye karar verirsek verelim hepimiz aynı kararı vermeliyiz.
Each cross had a different symbol carved into it, but they each signified the same thing : water.
İkisinde de farklı sembol kazınmıştı. Ama ikisi de aynı şeyi ifade ediyor ; su.
Look, I used to think the same thing, but look at me now.
Bak, eskiden bende senin gibi düşünürdüm ama şimdi bak bana.
You know, I had the same thing happen with my cocker spaniel, Muffin.
Aynı şey benim cocker spaniel'ım Muffin'in de başına gelmişti.
You know, it's the same thing for me. Look.
Aynı şey benim için de geçerli.
- The same thing, my dear.
- Aynı şey, şekerim.
Look, I'll defend what we're building to my dying breath, but I wouldn't kill anyone unless they were threatening to do the same thing to me.
Yaptığımız şeyi son nefesime kadar savunurum ama beni öldürmekle tehdit etmiyorlarsa kimseyi öldürmem.
You would have done the exact same thing for me.
Sen de benim için aynısını yapardın.
I would have done the same thing.
Ben de aynı şeyi yapardım.
What if you have the same thing?
Ya sende de aynısı varsa?
We said we wanted the same thing when we was back at there.
Oradayken aynı şeyi istediğimizi söylemiştik.
But you're doing the same thing.
Ama buna zin vermeyeceğim.
The same thing that is about to happen to you.
Sana şimdi olacak şeyin aynısı.
- The same thing you do, Miss Fletcher.
- Sizin istediğinizle aynı şeyi Bayan Fletcher.
Same thing she's done to Richie.
Richie'ye yaptığının aynısı.
- Same thing that did that to him.
- Ona yapan şey yaptı.
Yeah. Y-you do the same thing.
Evet, sen de aynısını yapıyorsun.
It's all the same thing.
Hep de aynı şey.
And then I did the same thing with Dylan's dad.
Sonra aynı şey Dylan'ın babasıyla oldu.
I was wondering the same thing about Tim Allen.
Aynısını Tim Allen için de merak ediyorum.
Maybe... I went to three different hospitals before I came here, and they all said the same thing.
Buraya gelmeden önce üç tane hastaneye gittim.
We used to say the same thing about the Hajis.
Hacılar için de aynı şeyi söylerlerdi.
Well, thinking about it and talking about it aren't the same thing, and right now, I'm focusing on having faith in Harvey.
Bunu düşünmek ve dile getirmek farklı şeyler ve şu anda Harvey'ye olan inancıma odaklanıyorum.
Thinking about it and talking about it aren't the same thing.
Bunu düşünmek ve dile getirmek farklı şeyler...
This is not the same thing.
Bu aynı şey değil.
Gibbs is gonna do the exact same thing.
Gibbs de aynı şeyi yapacak.
And when they ask me, I'm going to take the Fifth, and you are going to do the same thing.
Bana sordukları zaman, susma hakkımı kullanacağım ve sen de aynı şeyi yapacaksın.
And everyone that comes after me will say the same thing.
Benden sonra oraya çıkacak herkes de aynı şeyi söyleyecek.
No, but what Harvey had to do to me today was brutal, and whoever ends up representing you has to do the same thing to Trevor.
Hayır ama Harvey'nin bugün bana yaptığı şey zalimceydi ve seni kim temsil ederse aynı şeyi Trevor'a yapmak zorunda.
But you don't think I can do the same thing to Trevor?
- Aynı şeyi Trevor'a yapamayacağımı mı düşünüyorsun?
I'm sure others will do the same thing too... because... the defense cannot produce one person who can place Mike Ross at Harvard Law.
Eminim diğerleri de aynı şeyi yapacak. Çünkü davalı Mike Ross'un Harvard'da okuduğunu söyleyecek bir kişi bile bulamadı.
I just saw you leave Harvey's office and five seconds later, I saw him do the same thing.
Seni az önce Harvey'nin ofisinde çıkarken gördüm 5 saniye sonra o da ayrıldı.
Yeah, well, I don't think so, and if you were in my shoes, you'd do the exact same thing.
Hayır, ben öyle sanmıyorum, benim yerimde olsaydın tam olarak aynısını yapardın.
Rachel, last night Harvey came to me wanting to do the same thing, and I begged him to have faith in that jury.
Rachel, dün gece Harvey yanıma geldi ve aynı şeyi istedi. - Ben de jüriye güvenmesi için yalvardım.
Her knowing and you flat-out confessing aren't the same thing. It doesn't matter.
Onun bilmesiyle senin itiraf etmen aynı şey değil.
His fingers were a blur- - pointing and tapping, twisting and swirling- - the same thing over and over again and again.
O kadar hızlı el kol hareketi yapıyordu ki parmakları görünmüyordu bile sürekli aynı şeyi yapıyordu.
Someday, maybe someone will do the same thing for you.
Belki bir gün birisi de senin için aynısını yapar.
We all want the same thing - - Susan Hargrave.
- Hepimiz Susan Hargrave'i istiyoruz.
- Nothing. I wonder if he'd say the same thing.
O da aynı şeyi söyler miydi merak ediyorum.
And now it's... it's just... It's the same thing... Same thing all over again.
Ve şimdi bu... aynı şey sil baştan aynı şey.
Same thing.
Aynı şey.
Same thing, just different kind of corner.
Aynı şey, sadece farklı türde köşe.
Okay, that's... that's not the same thing.
Tamam, bu... aynı şey değil..
Oh, he would do the same goddamn thing to you in a heartbeat.
O sana aynen öyle yapardı..... hem de hiç düşünmeden.
It was because of Mike, which makes it the same goddamn thing.
Mike yüzündendi bu da durumu aynı yapar.
same thing as you 16
things 422
thing 1205
thingy 49
things happen 87
things will get better 22
things change 215
things fall apart 17
things like 24
things will change 18
things 422
thing 1205
thingy 49
things happen 87
things will get better 22
things change 215
things fall apart 17
things like 24
things will change 18
things have changed 201
things to do 42
things could be worse 16
things are looking up 44
things are great 27
things are going well 18
things are different 35
things are changing 33
things are good 60
things like this 16
things to do 42
things could be worse 16
things are looking up 44
things are great 27
things are going well 18
things are different 35
things are changing 33
things are good 60
things like this 16