Say the words tradutor Turco
1,151 parallel translation
Say the words.
Kelimeleri söyle.
But I can't make my brain to get my mouth to say the words :
Ama beynim, ağzıma şu kelimeleri söyletemiyor :
At that time you'll hear me say the words, "Brace, brace, brace."
Zamanı gelince size şunları söyleyeceğim, "Çarpışma pozisyonu, çarpışma pozisyonu."
I can't say the words out loud.
O kelimeleri yüksek sesle söyleyemem.
Say the words.
Sözleri söyleyin.
Varn could not ask it, could not say the words... but it was in his eyes.
Varn isteyemedi, sözcükleri söyleyemedi ama gözleri yalvarıyordu.
Whenever you hear me say the words, "thank you"... you'll lift your right hand just as you did.
Ne zaman "teşekkür ederim" dediğimi duyarsan... sağ elini aynen şimdi yaptığın gibi kaldıracaksın.
NICKY : When I'm ready, I'll say the words :
- Ben hazır olunca şöyle diyeceğim...
Just to hear him say the words "l love you".
Sadece ondan bir "Seni seviyorum" duymak için.
LORD, MAKES ME STRANGE TO SAY THE WORDS.
Tanrım! Söylemesi bile tuhaf.
When you hear me say the words, "big dipper," bash him over the head.
Bu taşı al ve "büyük ayı" dediğim zaman, kafasına geçir.
You say the words, but your hearts are empty.
Konuşuyorsunuz ama elleriniz boş.
You say the words, but there is no feeling behind them... no passion.
Kelimeleri söylüyorsun ama onlarda his yok... tutku yok.
Give in to the beauty of your feelings and say the words.
İçindeki hisleri kelimelere dök..
Words say the opposite of what they mean.
Kelimelerin söylenişi, anlamlarının tam zıttı.
I want to hear him say the sweet words he wrote today.
İki gündür bana yazdığı kelimeleri, duymak istiyorum. Onun, bunları bana yanımda söylemesini istiyorum.
The words you'll say.
- Söylediğin kelimeler.
Would you like to say a few words to the bride and groom?
Gelinle damat için bir şeyler söylemek ister misin?
Sometimes, instead of listening to her, I just count the words she says.
Bazen onu dinlemek yerine ağzından çıkan kelimeleri sayıyorum.
The family has asked me to say a few words before we proceed.
Ailesi mezarlığa gitmeden birkaç bir şey söylememi istedi.
No words I could say would begin to express... the loss and grief.
Hiçbir sözcük yoktur ki, kaybımızı ve kederimizi ifade etsin.
Thank you, Mr. President, for those kind words, but it's all part of the job.
Güzel sözleriniz için teşekkürler Sayın Başkan. Hepsi görevimin bir parçası.
Now Reverend Oates will say a few words to the happy couple.
Peder Oates, mutlu çifte birşeyler söylemek istiyor.
Made-up words in the middle of a jungle doesn't count.
Issız bir adada uydurulmuş sözler geçerli sayılmaz.
MEJENES : I would like to say a few words about loyalty and friendship, which by your presence here this evening, Senor Talbot, as representative of the state department, confirms that these are the bonds... which link our two countries together.
Bu akşam burada, dışişleri bakanlığı temsilcisi olarak aramıza katılan sizin huzurunuzda sadakat ve dostluk hakkında birkaç söz etmek isterim Bay Talbot ki o da bunların ülkelerimizin birbirine bağlanmasının teminatını verdiğidir.
Is that an official wish? Say the magic words.
Eğer bu resmî bir dilekse, sihirli kelimeleri söyle.
You repeat the last two words people say and rephrase it like a question.
İnsanların söylediği son iki kelimeyi tekrar edersin ve soruya dönüştürürsün.
Say a few words to the nice people.
Bu iyi beylere birkaç söz söyle.
Say the words.
Konuşsana.
But I wanna say to my 1,800,000-strong members of the International Brotherhood of Teamsters, don't believe what people would have you think with fancy words.
Ama benim 1,800,000-güçlü Uluslararası Teamster Kardeşliği üyelerime söylemek istiyorum ki, insanların süslü kelimelerle sizi düşündürmeye çalıştıklarına inanmayın.
A man curses because he doesn't have the words to say what's on his mind.
Bir insan, aklındakileri söyleyecek cesareti olmadığında korkar.
When you have stage-managed elections, with the public relations industry determining what words come out of people's mouth, candidates deciding what to say on the basis of tests that determine what the effect will be across the population,
Merhaba, ben Louis Sapnny, Radyo Noon'dasınız. Son birkaç aydır programı düzenli olarak dinliyorsanız, Doğu Timor'un birkaç kez sözünün edildiğini biliyorsunuzdur.
Go and say a few kink words to Qinglai and Qiu Ju and bring an end to the whole thing
Gidip Qinglai ve Qiu Ju'ya ters birşeyler söylemen gerek. Bütün bunlara bir nokta koymalısın.
Say the goddamn words!
Kahrolasıca sözleri söyle!
Say the goddamn fuckin'words!
Söyle şu lanet sözleri!
I'd just like to say a few words before the communion.
İstişareden önce bir iki kelime etmek istiyorum. Bilirsiniz.
Bernard, lean on in here and say a few words to the good people of Cicely, huh?
Bernard burada. Cicely'deki iyi insanlara bir kaç kelime buradan söylemek ister misin ha?
Needless to say, in his words, with the exception of the Eight Big Clans, all other clans are evil.
Ona göre, 8 büyük klan hariç diğer tüm klanlar kötüydü
I'm going to say two words to you..... and I want you to say the first thing that comes into your mind. Ok? - Ok.
Size iki kelime söyleyeceğim Bay Duke, ve aklınıza gelen ilk şeyi söylemenizi istiyorum.
Impressed, or I may say touched by the words of goodwill and friendship I have heard I promise you that I shall do my utmost to change my country's policy towards that nation which was once our foe but is now, I may venture to say our friend.
Duyduğum iyi niyet ve dostluk sözlerinden etkilenmiş ve hatta müteessir olmuş olarak size söz veriyorum, bir zamanlar düşmanımız ama şimdi demeye cesaret edebilirim ki dostumuz olan bu ulusa karşı ülkemin politikasını değiştirmek için elimden gelen gayreti göstereceğim.
There was no opportunity to say those words. The fire made sure of that.
Ama yangını gördükten sonra, bunun için fırsatı kalmadığını anladı.
Just as the boy learned how to stop saying those words, some of us need to learn how to say...
Çocuk, artık bu kelimeleri kullanmamayı öğrendi Bazılarımızın nasıl özür dileneceğini öğrenmesi gerek.
- If this gets out, the next words you say... will be muffled by your own butt!
- Eğer bu duyulursa, Senin söyleyeceğin sözler... Kendi kıçınla örtülecek!
And though every single human in the stands or in the commentary boxes... was at a complete loss for words, the man, who in his life had uttered fewer words than any of them... knew exactly what to say.
Bazen insanların konuşamayacağı veya, durumu sözcüklerle açıklayamayacağı anlar vardır, işte bu an bu adamın yaptığı şey için, bu anlardan birisi kesinlikle.
- if I say more than five words to those people, and you know it. - Well, if the shoe fits...
- onlara 5 kelimeden fazla söylersem başıma gelecekleri biliyorsun.
" Yet among the myriad microwaves... the infrared messages, the gigabytes of ones and zeros... we find words, byte-sized now... tinier even than science...
"Bununla beraber, sayısız mikro dalga sinyalleri... kızıl ötesi mesajlar, gigabaytlarca birler ve sıfırlar arasında... şimdi bayt büyüklüğünde kelimeler... " Baltimore - Nisan 1990 "
Just let out some of the words that you're dying to say!
İçinde biriktirdiklerini söylesen ölür müsün be adam?
When I say the magic words, Scott.
Sihirli sözcükleri söylediğimde Scott.
The Martian ambassador is going to say a few words.
Mars elçisi birkaç şey söylemek istiyor.
Inspiration to say the kind words and do the good deed now... immediately upon thinking them or feeling them.
Bu ilham, güzel sözler etmeye, güzel davranışlara vesile olsun. Hiç vakit kaybetmeden bu güzel şeyleri düşünmeye ve hissetmeye başlayalım.
They know the right doors to knock on, the right words to say... to get a list of names of people that other people want found, captured or killed... for the right price.
Uygun fiyata bazı insanların bulunmasını, yakalanmasını veya ölmesini istediği insanları bulmak için hangi kapıları çalacaklarını, hangi sözcükleri seçeceklerini iyi bilen insanlar.
say the word 105
the words 90
words 313
words to live by 22
words like 23
say thank you 77
say that again 344
say that 54
the words 90
words 313
words to live by 22
words like 23
say thank you 77
say that again 344
say that 54