Say that again tradutor Turco
2,139 parallel translation
Can you say that again? I'm sorry.
Anlamadım tekrar söyleyebilir misiniz?
Say that again.
Bir daha söyle.
- Say that again.
- Tekrar söyle.
Say that again- -
Bir daha söyle bak- -
- You can say that again
- Kesinlikle öyle.
I told you not to say that again!
Öyle deme demiştim sana.
Hey! Hey! Say that again and you're never going to a dance.
O lafı bir daha söylersen hiçbir yere gidemezsin.
I'll say that again, God is for the little guy, the common man who, in this cruel world in which we live, doesn't stand a chance against the fat cats
Tanrı düşmüşlerin yanındadır, Günümüzün acımasız dünyasında çoğu insanın Akvaryumdan onları şişman kedilerin bir balık misali avlamasına karşı hiçbir şansı yok.
I'll say that again, collect money, collect hard, collect fast.
Tekrar ediyorum, tahsil etmek. Hızlı ve sert bir şekilde.
- Terry, step outside, bro. - Say that again.
- Terry, dışarı çık, kardeş.
Huh, you can say that again, right?
Bu sözünü tekrar edebilirsin değil mi?
- You can say that again.
- Bunu bi düşün.
Say that again.
Tekrar söyle.
Hold on. Say that again.
Dur biraz, tekrar söyle.
Say that again.
Bir daha de!
Say that again?
Kaç dedin?
Say that again?
Tekrar söyler misiniz?
Say that again.
Şunu tekrar söyle.
Say that again...
Tekrar söyle...
You say that again!
Söyle!
You say that again, I shoot you.
Bunu bir daha söylersen, seni vururum.
You can say that again.
- Bunu yine söyleyebilirsin.
Boy, you can say that again.
Al benden de o kadar.
Say that again, Weeks.
Bunu tekrar söyle Weeks.
Could you say that again, only slower?
Bir kez daha yavaş yavaş söyler misin?
No, can you say that again.
Tekrarlar mısın?
- Say that again!
- Bir daha söyle bakayım!
You look me in the eye and you say that again.
Gözlerimin içine bak ve bunu tekrar söyle.
If it does remind you of that, then I say put it down, give it away, let a friend hold it until you know in your mind you're ready to pick it up again and it wouldn't remind you of that.
Yok eğer bu senin tutumunu etkileyecekse unut gitsin uzak dur, bir arkadaşına ver o çalsın ve dudaklarına koyduğunda etkilenmeyeceğinden emin olana kadar bekle.
And if you ever, ever again, Masarakhsh, will say that we are ordered to adhere to stupid orders and our people died in vain..
Ve eğer sen, Massarakş, saçma emir verdiğimizi ve insanların yok yere öldüğünü söylersen..
What am I supposed to say, that I'm sweet on my girl again?
Ne söylemeliydim, benim kıza tekrar aşık olduğumu mu?
But I want you to know, if you ever talk to my client again without me present, I'll have your folks back in a boat to Honduras faster than you can say Tegucigalpa. You got that?
Ama şunu bilmenizi istiyorum bir daha yanında ben olmadan müvekkilimle konuşursanız akrabalarınızı bir gemiye doldurur ve Tegucigalpa demenizden bile çabuk Honduras'a geri yollarım.
Listen, I don't care whether you say you did or you didn't, as far as I'm concerned, you talk about us, I have to talk about you, then everything that night gets brought back up again.
Dinle, ister yaptım de ister yapmadım de. Beni ilgilendiren kısım, sen bizim hakkımızda konuşursan, ben de senin hakkında konuşurum sonra da o gece yaşananlar tekrar gün yüzüne çıkar.
I know I saw you last night and countless others over the last ten years, and not excluding the four years we dated in college and the year that we got back together to try again and the handful of times that we've slept together since but you know that Lila and I are together now.
Seni dün gece ve son on yıldır sayısız kez gördüm,... beraber olduğumuz 4 yılı da sayıyorum,... ayrılıp tekrar birlikte olduğumuz o yılı da ve o birlikte yattığımız geceleri de. Ama artık Lila ile birlikteyim biliyorsun.
Every year you say that, then you invite us all again.
Her sene aynı şeyleri söylüyorsun, sonra hepimizi davet ediyorsun.
And I never heard her say too much about the Angel Moroni, the Lamanites or Mormon priesthood blessings ever again after all that.
Ve tüm bunlardan sonra, bir daha ondan neredeyse hiç Melek Moroni, Lamanite'ler ya da Mormon rahiplik kutsamalarıyla ilgili bir şey duymadım.
And what, give you another excuse to say that we can't do this again?
- Bana anlatman gerekirdi. - Peki sonra... Sana ilişkimizi sürdüremeyeceğimizi söylemen için başka bir bahane mi verseydim?
It is, but first, I want to say again how thankful we are that you're all right.
Öyle, ama öncelikle iyi olmanızdan ötürü çok müteşekkir olduğumuzu söylemeliyim.
Commissioner, if you speak to my wife like that again, I'm gonna drag you over that desk and break your jaw.
Sayın vekil, eğer karımla bir defa daha bu şekilde konuşursanız oraya gelip bir tatsızlık çıkarmak zorunda kalacağım.
I - I'm sorry. Who did you say that you were again?
Affedersiniz, kimim demiştiniz?
Let me just say this, cos I don't know if we're ever gonna get to spend this kind of time together again, and I want to let you know that I...
- Bırak da konuşayım bir daha ne zaman görüşeceğimizi bilmiyorum. ve bilmeni istiyorum ki...
Say that shit again. I dare you.
Bir daha söyle de göreyim!
What did you say, that made her feel again?
Ne söyledin de onun tekrar hissetmesini sağladın?
I can't do that again. Honey, say goodbye.
Esir alınmış gibi hissetmiştim.
I'm gonna give you that one for free. But if you say something that stupid again, I'll make sure you're chasing ambulances for the rest of your life.
Şunu söyliyim, sorun yaratırsanız hayatınızın sonuna kadar bunu yaşarsınız
I don't think he worked that hard to be what most people consider as the best in the world at something and not go and do it again one day. I didn't know if it meant that it would take five years or ten years but I thought that one day he'd have to do that again.
Onun bir gün tekrar bir şeyde dünyanın en iyisi sayılmak için çok çalışacağını düşünmüyordum bunun beş ya da on yıl süreceği anlamına gelip gelmediğini bilmiyordum ama bir gün tekrar yapması gerektiğini düşündüm.
Listen, I got a text from that girl Abby and she and Martha wanna hang out with us again. - What do you say?
Dinle bak, geçenki kız Abby'den mesaj geldi ve arkadaşı Martha ile birlikte, yine bizimle takılmak istiyorlarmış.
Say that dialogue again.
Bir daha söylesene.
Say that dialogue again!
Şunu bir daha söylesene!
I'm sorry, Your Honor. We won't let that happen again.
Özür dilerim Sayın Hâkim, bir daha olmayacaktır.
You can say that again.
Burada kalamam.
say that 54
that again 44
again 7789
against 107
against all odds 43
against my better judgment 31
against the wall 112
against me 47
against you 50
against who 36
that again 44
again 7789
against 107
against all odds 43
against my better judgment 31
against the wall 112
against me 47
against you 50
against who 36