See anything tradutor Turco
10,298 parallel translation
You see anything you like?
Hoşunuza giden bir şey var mı?
We didn't see anything.
Birşey görmedim.
I told you I didn't see anything up there. All I heard were those voices.
Size söyledim, birşey görmedim, sadece sesler duydum.
And you won't ever see anything again. Shivy. Quiet.
Shivy, sessiz ol.
I didn't see anything.
Ben hiçbir şey görmedim.
You ever see anything like this before?
Daha önce böyle bir şey gördün mü?
See anything?
- Bir şey görebiliyor musun?
[groans] Well, can you see anything from up there?
- Oradan bir şeyler görebiliyor musun?
Can't see anything on the surveillance footage.
Görüntülerden bir şey anlaşılmıyor.
Look... you're in the eye of the tornado right now, and you can't see anything but your life swirling around you.
Bak... Şu an fırtınanın tam göbeğindesin ve etrafında girdap gibi dönen hayatından başka bir şey görmüyorsun.
I can't see anything.
Hiçbir şey göremiyorum.
Can you see anything?
Bir şey görebiliyor musun?
Uh, look, I know this is serious, but I didn't see anything.
Bakın, bunun ciddi bir iş olduğunu biliyorum ama ben bir şey görmedim.
- You see anything?
- Bir şey gördün mü?
I can't see anything that's been damaged by a meteorite.
Bir meteor tarafından hasar görmüş bir şey göremiyorum.
You see anything else unusual on the property?
Bu mülkte garip birşey gördün mü?
I, uh... I didn't see anything.
Ben birşey görmedim.
So, do you see anything you like?
Gördüklerinizden beğendiğiniz oldu mu?
I don't want to see anything.
Hiçbir şey görmek istemiyorum.
And I didn't tell you because I knew that you'd see anything less than chasing the family business as a betrayal!
Sana anlatmadım çünkü aile işinden farklı olan her şeyi ihanet olarak görecektin.
It looks like you've got a nice place here. If I could actually see anything.
Çok güzel bir evin olduğunu söylerdim eğer, bir şey görebilseydim.
I'll see if Jeremy knows anything.
Jeremy ile konuşup bir şey biliyor mu öğrenirim.
No, I don't see you telling me anything.
Hayır, sen bana hiçbir şey demiyorsun ki.
I can see how much you care about her, but we all do, so if there's anything we can do to fix this, trust me, we will.
Onu ne kadar önemsedğini görebiliyorum,... hepimiz öyleyiz, bunu düzeltmek için yapabileceğimiz bir şey varsa, inan bana, yapacağız.
You see I've decided not to take anything from my Dad.
Gördüğünüz gibi babama danışmadan karar alabiliyorum.
We should get out into that alley and see if we can find anything else.
O sokakta araştırma yapmalıyız.
I'll run a tox screen and see if I can find anything.
Toksin taraması yapacağım bakalım bir şey çıkacak mı?
After the accident, I would've done anything to see my daughter's face again.
Kazadan sonra, kızımı bir daha görebilmek için her şeyi yapardım.
If Tommy wants to officially charge him with anything, he can come see me.
Tommy onu resmi bir şeyle suçlamak isterse gelip beni görebilir.
We need to canvass the whole area, see if anyone saw anything.
Tüm bölgeyi arayalım, bakalım bir şey gören var mı.
I'll reach out to friends and work and see if anyone knows anything.
Kızın arkadaşlarını ve ofisini arayayım, belki bilen vardır.
Okay, see this is a court order, says we can do anything we want.
Bu, istediğimiz her şeyi yapabileceğimize dair mahkeme kararı.
I could see everything happening around me, but I couldn't do anything to stop it.
Çevremdeki oluyor, ama ı bir şey yapamadık. Durdurmak için.
You hear anything about any fires, you come see me, earn yourself a "get out of jail free" card, all right?
Yangın haberi alırsan beni gör. Hapisten bedavaya çık. Anlaştık mı?
Take him to the hospital, see if you can get anything from him.
Hastaneye götürün, bir şeyler öğrenebilirseniz öğrenin.
I need to see if there's anything in my teeth.
Dişlerimde bir şey var mı bir bakmam lazım.
The rest of us can look around the ship, see if we can find anything else worth selling.
Geri kalanlar gemiyi araştırabilir. Satmaya değer bir şeyler var mı ona bakarız.
Did Conner see anything?
- Conner bir şey görmüş mü?
It's that teleological bullshit they used to teach us in school where you're walking through a desert and you see a watch in the sand, and it has all these intricate gears and shifts and beautiful engraving... And anything that, uh, beautiful and perfect must have been built by somebody.
Küçükken okulda öğretilen teolojik bir saçmalık işte,... çölde yürürken, kumların arasında bir saat buluyorsun diyelim,... çarkları, dişlileri, üzerindeki oyması çok karmaşık bir şekilde tasarlanmış,... her parçası öyle güzel ve kusursuz ki birisi tarafından yapılmış olmalı.
Bell hasn't arrived with Mr. Pena yet, so I thought we could look through them while we wait and see if there's anything untoward.
Bell henüz Bay Peña'yı getirmedi. Biz de bu arada dosyaları inceleyip gözden kaçan bir şey var mı diye bakarız diye düşündüm.
Is there anything in particular you wish to see while you are here?
- Bilhassa görmek istediğiniz bir şey var mı?
See, Cole and his partner Scott Galloway were in business together, but in that document, it says if anything happens to one of them, the other one gains control of the company.
Cole ve ortağı Scott Galloway iş ortağıydı ama bu belgede birine bir şey olursa diğerinin şirketin bütün kontrolünü alacağı yazıyor.
Green Arrow, see if you have anything in your quiver to take down a flightless bird.
Green Arrow, eğer ok kılıfında o uçamayan kuşu indirecek bir şeyler varsa hallet.
I-I-I didn't see a car, but it doesn't mean anything.
Araba falan görmedim.
I don't see why I could ask for anything more.
Bundan fazlasını isteyebilmek için bir sebep göremiyorum.
I'll stick it out longer, see if I missed anything.
Daha uzun kalır gözümden bir şey kaçırmış mıyım diye bir daha bakarım.
As you can see, I, uh... I've never done any real jail time, and I've never been convicted of anything other than the misdemeanor.
şurda göreceğin gibi, hiç hapse girmedim... ve hafif suç haricinde hüküm giymedim.
Why don't you take a look at this diary again, see if you can find anything. I don't know.
Bilmiyorum.
Okay, so if you see or spot anything strange or weird, - just let us know.
Bu yüzden tuhaf bir şey fark ettiğinizde bize haber verin.
- I'd like to see that. - Anyway, I asked because, uh, this wall of images, do you know anything about that?
Neyse, duvardaki görüntülerle ilgili bir şey biliyor musun diye sordum.
See if there's anything about his lunch That can explain why he got killed.
-... öğle yemeğinde bir şey olduysa bu neden öldüğünü açıklayabilir.
see anything you like 30
anything you want 299
anything 4271
anything else i can help you with 18
anything else 1903
anything is possible 128
anything you can do 21
anything can happen 91
anything you need 253
anything for you 105
anything you want 299
anything 4271
anything else i can help you with 18
anything else 1903
anything is possible 128
anything you can do 21
anything can happen 91
anything you need 253
anything for you 105
anything goes 61
anything you say 115
anything for me 24
anything else you need 38
anything missing 28
anything at all 445
anything else i can get you 16
anything's possible 153
anything else i should know 33
anything out of the ordinary 49
anything you say 115
anything for me 24
anything else you need 38
anything missing 28
anything at all 445
anything else i can get you 16
anything's possible 153
anything else i should know 33
anything out of the ordinary 49