English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ S ] / She's my friend

She's my friend tradutor Turco

1,260 parallel translation
She's not only my friend, she's my pregnant friend.
Sırf arkadaşım da değil, aynı zamanda hamile.
She's my pregnant friend who's Ross'ex!
Hem hamile, hem arkadaşım, hem de Ross'un eski sevgilisi.
She's my friend and she needed help!
- O benim arkadaşım ve onun yardıma ihtiyacı vardı!
Because she's my mom, and she's a friend of Luke's.
- Çünkü o benim annem ve Luke'un arkadaşı. - Ne olmuş?
She's also my best friend in the world.
Benim en iyi dostumdur.
She's my friend. I wanted to make sure she found somebody great.
Kız benim arkadaşım, harika birini bulduğundan emin olmak istedim.
Exactly. She's my annoying friend.
O benim asap bozucu arkadaşım, tamam mı?
Hopefully now she'll spend less time being my annoying friend and more time being his annoying wife.
Artık asap bozucu arkadaşım olarak daha az onun asap bozucu karısı olarak daha çok vakit geçireceğini umuyorum.
My friend Carol at St. Matthew's, she did a rape kit.
St. Matthews'taki arkadaşım Carol tecavüz muayenesini yapmış.
Well, Cynthia's my best friend and I Iove her, but she's no hottie, you know?
Cynthia en iyi arkadaşım onu seviyorum ama çok da güzel bir kız değil.
This Persian girl who was my best friend at Archer, till I fucked her brother... she's spending the entire summer in France.
Ben ağabeyiyle yatana kadar Archer'daki en iyi arkadaşım olan İranlı kız... bütün yazı Fransa'da geçiriyor.
My friend Liz. She was at the hospital today. She thought she saw Gwen Stefani, and she went up to her, and it totally wasn't her.
Bugün hastanedeydi ve Gwen Stefani'yi gördüğünü sanmış yanına gitmiş ama o değilmiş.
- She's my friend!
- Arkadaşım!
She's gone, my friend.
O gitti, arkadaşım.
She's not my girl friend.
- Neden kız arkadaş?
She's my dad's friend's daughter
Babamın arkadaşının kızı.
Before the funeral, my mother was called by a friend of your mother's and told to not show up, because your mother had requested to not... she didn't want to see my mother at the funeral.
Cenazeden önce annemi annenin bir arkadaşı aramış, annemi onun cenazesinde... görmek istemediğini söylemiş.
She's my friend and she's a good friend.
O benim arkadaşım ve iyi bir arkadaş.
She's my friend.
Arkadaşım.
Cos she's my friend.
Çünkü o benim arkadaşım.
This woman is my friend. She's an extremely law-abiding citizen.
- Arkadaşım yasalara saygılıdır.
Regardless of what's going on between us, she's still my friend.
Bizim aramızda ne olursa olsun, o hâlâ benim dostum.
She's my best friend.
O benim en iyi arkadaşım.
She's not my best friend.
En iyi arkadaşım falan değil.
She just got a residency at the Mayo Clinic... and I'd love to see the look on Harvard's face... when she learns my friend got in and she didn't.
Mayo Clinic'te, ihtisas dönemi kaptı ve arkadaşımın girdiğini öğrenince Harvard'lı yüzünü görmek istiyordum.
I'm trying to make sense out of what the hell she did. I mean, what can I say? You're my best friend.
Yaptığı şeyin arasından bir şeyler anlamaya çalışıyorum.
My friend, Amy... she's more technically like...
Dostum, Amy... O teknik olarak iyidir...
She's my best friend's sister.
En yakın arkadaşımın kız kardeşi.
She's my friend.
o benim arkadaşım.
A friend outside of my mother's circle of approved encounters and she, my mother...
Annemin onaylanmış tanıdık çevresinden olmayan bir arkadaş ve o... annem...
She's been my friend for ten years.
Onunla 10 yıldır arkadaşız.
I know she's kind of socially retarded and weird, but she's my friend, so just promise me you won't make fun of her.
Biraz asosyal ve tuhaf olduğunu biliyorum ama ne de olsa arkadaşım. Onunla dalga geçmeyeceğine söz ver.
But she's my friend, and I made her a promise.
- Ama ona söz verdim.
She's not my friend.
- O arkadaşım değil.
She's my friend.
O, arkadaşım.
You moron, it's my girlfriend's best friend, I know where she lives. Since when do you know where your girlfriend's friends live?
Gerzek, Paulina'nın en iyi arkadaşı, tabii ki bilirim.
I was drunk, I ran into an old friend's car, and she just happens to be dating my client.
Sarhoştum ve eski bir arkadaşın arabasına çarptım. Ki kendisi şu an kitabını yazdığım futbolcuyla beraber.
Oh, I know I have to--it's just that... nobody knows- - well, my friend knows, but she doesn't know- -
Yapmak zorundayım... ama hiç kimse bilmiyor yani arkadaşım biliyor, ama aslında bilmiyor.
She's my daughter's best friend.
Kızımın en iyi arkadaşıdır.
But she happens to be my best friend and your friend stole all her money.
Ama o kız benim en yakın arkadaşım olur ve senin arkadaşın onun tüm parasını çalmış.
Look, she's my best friend.
Kendisi benim en yakın arkadaşımdır.
She's my friend.
Arkadaşım benim.
My friend's friend's sister does her makeup and she saw it herself!
Bir arkadaşımın kız kardeşi var. Onun makyözlüğünü yapıyor. Onunla bire bir muhatap oluyor.
To me, she's my best friend.
O benim en iyi arkadaşım.
She's my friend.
O benim arkadaşım.
She's my girl friend.
- O benim kız arkadaşım.
She's my girl friend, she just moved in with me.
Kız arkadaşım diyorum. Daha yeni yanıma taşınmıştı.
I don't... she's my best friend.
O benim en yakın arkadaşım.
Joey and my friend are out last night, having dinner, and she reaches over and takes a few of his fries...
Joey ve dostum dün akşam çıkıp yemek yerlerken, kız uzanıp... -... birkaç patatesini almış...
Now, that is my friend... and she is here in desperate need of some girl talk... and in case you haven't noticed, I am a girl... and this, right here, is what it's like to have a girl in the band...
Bu benim arkadaşım ve ciddi bir kız kıza konuşma ihtiyacı içinde. Fark etmediyseniz söyleyeyim, ben bir kızım. Ve işte grupta kız olursa böyle olur.
She's just my friend, and I don't want her to leave.
Sadece arkadaşım ve gitmesini istemiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]