She loves it tradutor Turco
483 parallel translation
She loves it when people say to her we look like sisters.
İnsanlar kardeş gibi göründüğümüzü söylediğinde çok hoşuna gider.
See, she loves it.
Bak bunu sevdi.
- She loves it.
- Bayıldı.
She loves it!
Bayıldı!
She loves it.
Onu seviyor.
Three to a room... she loves it.
Üç kişiye bir oda... kız bayılmış.
She loves it when we put her on her knees so we can whip her, doesn't she?
Dizlerin üzerindeyken kırbaçlanmayı seviyorsun değil mi?
She loves it here!
O burdan hoşlanmaya başladı!
She does it'cause she loves it.
Bunu yapmayı seviyor.
She loves it.
Buna bayıldı.
She loves it.
Bayıldı.
Didn't I tell you she loves it?
Sevdiğini söyledim değil mi?
- And she loves it!
- Ve bu hoşuna gidiyor!
She loves it.
Bayıldı
She says she loves every bit of it.
Çok beğendi.
She loves me she loves me not ls it worth it?
Seviyor... Sevmiyor... Seviyor...
It's just that she loves too much.
Sevince gözü başka bir şey görmüyor.
Doctor, do you think that seeing the man she loves might bring her out of it?
Doktor, sizce gencimiz kızın kendine gelmesine yardımcı olabilir mi?
I knew it. I believe she loves me.
Gerçekten seviyor.
It's me she loves!
Onun sevdiği benim.
Have not fear, it is your self she loves.
Korkma, senin kişiliğini seviyor o.
It is you she loves.
Onun sevdiği sensin.
She wants you to be happy. It means she loves you.
Senin mutlu olmanı istediğine göre seni seviyor demektir.
My mistake was saying, "All right, yeah. That's the way she loves me, that's the way I'll take it."
Benim hatam da "Tamam, o beni böyle seviyor, ben de bunu kabul edeceğim." demek oldu.
She lives each show, loves it.
Her gösteriyi yaşar, sever.
She's already seen it and loves it.
O seçimini yaptı. Kendisi de çok beğenmişti, Bayan Bournia.
- It is not Tino she loves.
- O kızın sevdiği Tino değil.
If she loves someone, she does it for life.
Birini severse ömrünün sonuna kadar sever.
She loves to show it.
Onu göstermeyi sever.
Is it my fault, if she loves me?
Beni sevmesi, benim suçum mu?
Given to her by the man she loves whose love is obviously beginning to cool and the poor thing doesn't know it.
Sevdiği erkek tarafından verilmiş Belli ki aşkı sönen bir erkek. Ama o bunu bilmiyor.
It's not a nice job, pushing a poor innocent girl... into the arms of an American to save someone she loves.
Sevdiği birini kurtarmaya çalışan masum bir kızı... bir Amerikalının kollarına atmak hiç hoş bir şey değil.
I don't know how it happened, but she loves me in a way she'll never love any other man.
Bu nasıl oldu anlamadım ama daha önce kimseyi sevmediği kadar beni sevmiş.
She should hate it yet she loves and cherishes it.
Bir yanlışlık var.
I tell you it is incredible to believe how much she loves me.
Beni o kadar seviyor ki, Duysanız inanamazsınız.
It's classic. She loves someone else.
Çünkü başkasını seviyor, ilgin o yüzden.
Marcy says that she loves him, but I think she has to say it, because... she doesn't realize how really alone she is.
Marcy de, onu sevdiğini söylüyor, fakat sanırım, söylemek zorunda çünkü ne kadar yanlız olduğunun farkında değil.
But because she loves to make love and she's great at it!
Onunla evlendim çünkü dünyada onun kadar çok sevişmeyi seven ve bunu o kadar güzel yapan kimseyi tanımıyorum.
But her little boy loves that dog. So she hid it.
Ama küçük oğlu köpeği çok sevdiğinden, köpeği saklamış.
If you love a woman and she loves you it's a reciprocal relationship.
Eğer bir kadını seversen ve o da seni severse bu karşılıklı bir ilişkidir.
She loves money, and she deserves it.
Parayı seviyor ve bunu hak ediyor.
Why do you want her to marry you when it is clear she loves the chimney sweep?
Kızın baca temizleyicisini sevdiği aşikârken.. .. neden onunla evlenmek istiyorsun?
I think it must mean he loves her more than she loves him.
Bence bu, kızını kızının onu sevdiğinden daha çok sevdiği anlamına geliyor.
It's him she loves.
- Kızın sevdiği o.
It may be that she'll marry the good prince, who loves her.
Sonunda kendisine aşık yakışıklı prensle evlenecek.
- It's my mother, she loves me.
Sizin bir işiniz yok muydu?
She loves the word and uses it constantly.
Bu kelimeyi sever ve sık sık söyler.
So often, I was tempted to steal it from him myself, but some things are best done by a woman, a woman who betrays the man she loves.
Genellikle kendime itiraf etmekten korkarım ama bazı şeyleri bir kadın daha iyi becerir, erkeği aşkına inandıran bir kadın.
BUT SHE LOVES MY OLD MAN, SO IT'S GONNA MAKE THE STRAIN WORTH IT. AND I'M GONNA HELP.
O babamı seviyor elinden geleni yapacak, ben de yardım edeceğim.
Well, you see, I invented this recipe for Elizabeth, and, you know, I mean, she really loves it, and, well, it...
Bu tarifi Elizabeth için uydurdum. Çok hoşuna gidiyor.
It's hard to believe she still loves me, that there's any love anywhere.
Onun hala beni sevdiğine inanmak çok güç. Hatta hala aşık olduğuna bile.
she loves you 255
she loves me 159
she loves me not 17
she loves him 66
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
she loves me 159
she loves me not 17
she loves him 66
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it's ok 4874
it's okay 22028
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it's ok 4874
it's okay 22028
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347