She will be tradutor Turco
3,797 parallel translation
'His son is to marry Edward's daughter,'so she will be the next Queen of France, and lots of gold.
Oğlu Edward'ın kızıyla evlenecek böylece kızı Fransa Kraliçesi olacak. Ve burada tonlarca altın var.
Edward fears she will be assassinated, given all the rumours.
Dedikodulara bakılırsa, Edward onun suikaste uğrayacağını düşünüyor.
In the morning she will be okay.
Sabah iyi olacak.
Or she will be when she's older.
En azından biraz daha büyüyünce olacak.
She will be a kidnap target Of every villain and scoundrel in the land.
Tüm hırsız ve türevlerinin kaçırma hedefi olacak.
If this goes according to plan, she will be your mother-in-law.
Eğer herşey plana göre giderse, Senin kayınvaliden olacak.
Oh, well, at least she will be easily managed.
En azından kolayca idare edilebilir.
If she has a son, she will be more damaging to my cause than all of Edward's armies.
Eğer oğlu olursa, Edward'ın ordularından daha büyük bir zararı olur bana.
And I said, "She'll be out. Don't worry. She will be out."
"Sen merak etme, çıkacaktır" dedim.
She will be mine, and... we will create a life together.
Birlikte bir hayat kuracağız.
She will be pleased.
Sevinecektir.
She will be pleased.
Çok sevinecek.
"We believe that she will be a star, the new Marlene Dietrich."
Bir yıldız olacağını düşünüyoruz, yeni Marlene Dietrich olacak.
That's when he knew she will be the woman he will marry.
Annemin evleneceği kadın olduğunu anlamış.
Wherever this Chinky miss hides, she will be found and rattled for the truth of it till her teeth drop out.
Bu çekik gözlü kadın nerede saklanıyorsa bir yerde ortaya çıkacak ve bütün gerçekleri söyleyecek. Bütün dişleri sökülene kadar.
He or she will be raised by a man in his 70s and you.
Doğacak olan çocuk 70'li yaşlarda bir adam ve senin yarafından büyütülecek.
She will be all right, Commander, as long as you do exactly what I say.
İyi olacak, Kumandan eğer dediklerimi harfiyen yaparsan.
Well, who knows, perhaps one day she will be.
Kim bilir? Belki bir gün yakılır.
She will be kept hostage the moment we attack Forli!
Biz Forli'ye saldırır saldırmaz esir tutulacak!
But if she does wake up, will she be okay?
Peki uyanırsa sağlığı yerinde olacak?
If she can just hang on for a little while longer, I--this will be so huge for our family.
Eğer birazcık daha dayanabilirse ailemiz için, çok daha iyi olacak.
The district attorney will review the evidence, and if he agrees that it was self-defense, she'll be free to go.
Bölge başsavcısı, olayı inceleyecek ve nefsi müdafaa olduğunu kabul ederse, serbest kalacak.
And now she casts her evil eye on me and if I can't give George a boy, it will be all her fault.
Ve şimdi şeytani gözlerini bana çevirdi. Eğer George'a bir oğlan veremezsem bu onun suçu olacak.
George says that she'll kill us all with her cursing, so he has commissioned special charms to be made that will protect us.
George onun hepimizi lanetiyle öldüreceğini söyledi. Bu yüzden bizi koruması için tılsım yaptırdı.
If any follower or acolyte of Joe Carroll is willing to cooperate with the federal authorities, they will be given full immunity from prosecution for any crimes that he or she may have committed.
Joe Carroll'ın müritlerinden veya yardımcılarından biri federal yetkililerle iş birliği yaparsa dokunulmazlık sahibi olacaklardır. İşlemiş olabileceğim hiçbir suça ceza verilmeyecektir.
She will not be riding off into the sunset with me.
Benimle birlikte gün batımına doğru at süremeyecek.
Entry wounds will typically be found in the stomach area, but as you can see that's where she popped.
Yara başlangıçları genellikle mide bölgesinde bulunmakta fakat sizin de görebileceğiniz gibi, şuradan açılmış.
Chloe wrote two pages of a novel so she could get repped by Donnie, so that will could be her errand boy.
Chloe iki sayfa roman yazmış böylece Donnie'den ünlü oldu, böylece Will onun ortacısı oldu.
But by the time you get your results back, I will be that much closer to proving that someone, most probably Carter Lydon working in concert with a Norwegian geneticist, poisoned Gerald Lydon with a hitherto nonexistent compound and then murdered Natasha Kademan when she found out what they were up to.
Ama siz sonuçları aldığınızda birinin, muhtemelen Carter Lydon'ın Norveçli bir genetikçiyle işbirliği içinde çalışıp şimdiye kadar var olmayan bir bileşimle Gerald Lydon'ı zehirlediğini ve olanları öğrendiği için de Natasha Kademan'ı öldürdüğünü kanıtlamaya yaklaşmış olacağım.
I assure you, Rebekah will end her the moment she ceases to be of use.
Seni temin ederim, işe yaraması sona erdiğinde, Rebekah onu öldürecektir.
My baby will be alright won't she, Detective?
Bebeğim iyidir değil mi? Başına bir şey gelmemiştir, değil mi?
If any harm comes to me, it will be your head she spikes on the city walls.
Eğer bana birşey olursa şehir duvarlarında kazığa geçireceği sizin kafanız olur.
A new Universe she creates will be...
Yaratacağı yeni evren...
And then she and I will adjourn to the Jacuzzi... where my fourth wife will be waiting for us... already warming herself up on the jets.
Sonra onunla jakuziye geçeceğiz. Orada da bizi, jakuzi jetleriyle çoktan kızışmış dördüncü karım bekliyor olacak.
To be serious forjust a moment, I think we need to give a big round of applause to the Vice President for the part that she played in setting free those young guys who had been held against their will for so long.
Kısa bir süreliğine ciddi olmamız gerekirse bu kadar uzun süre boyunca esir tutulan o genç çocukları özgürlüklerine kavuşturmada oynadığı rol için başkan yardımcısına büyük bir alkış verelim.
She'd never let me go, at least not without a chaperone but Lady Edith will be in London and Lady Mary's not in the mood.
Asla izin vermez. En azından yanımda biri olmadan. Ama Leydi Edith Londra'da olacak.
April will not be participating in your pointless course because she has more important things to do like not participating in your pointless course.
April senin anlamsız kursuna katılmayacak çünkü onun yapacak daha önemli işleri var senin gereksiz kursuna katılmaması gibi.
If you will not let me hear the truth... I will hand in my resignation now and be gone before she gets back.
Eğer gerçekleri duymama izin vermezseniz şimdi istifamı vererek, o gelmeden gideceğim.
Will she be a good mother?
İyi bir anne olacak mı?
Feeding an entire prison population day in and day out is a whole other pot of fish stew and when she starts to drown in it, we'll be the ones who will pay the price.
Koca bir hapishane nüfusunu her gün beslemek, tamamen başka bir aşlık havuzu. O bu havuzun içinde boğulmaya başlayınca bedelini biz ödeyeceğiz.
A woman like you who can't flatter men, no matter how hard she might work will just be a failure both at her career and with men as well.
Senin gibi erkekleri pohpohlamayan bir kadın, ne kadar çok çalışırsa çalışsın kariyerinde de özel hayatında da çuvallar.
"A woman like you who can't flatter men..." "... no matter how hard she might work... " "... will just be a failure both at her career and with men as well.. "
Senin gibi erkekleri pohpohlamayan bir kadın ne kadar çok çalışırsa çalışsın kariyerinde de özel hayatında da çuvallar.
Plenty of them will be glad she's dead.
Eskiden evet.
She believes that if your daughter will be our model, it will be a sure win.
Baby, eğer o yarışmada kızın modelimiz olursa kesin kazanacağımıza inanıyor.
What she has to say will rattle you so deeply to your core that chasing little old me will be the least of your concerns.
Sana diyecekleri senin derinliklerine öyle bir işleyecek ki beni kovalamak senin en son düşüneceğin şey olacak.
She might be your flesh and blood but she's my girl and I will see her right in this world.
Senin etin ve kanından olabilir ama o benim ve onu bu dünyada ben göreceğim.
She was, and she will always be an epic love.
Öyleydi ve o her zaman destansı bir aşk olacak.
She will come here, and I will explain how it will be done.
Buraya gelecek ve nasıl yapılacağını açıklayacağım.
AND SHE WILL TELL ALL HER PATIENTS AND MY RESTAURANT WILL BE A GREAT SUCCESS.
Tüm hastalarına anlatır ve de restaurantım büyük başarı yakalar.
She and her child will be kept hostage, the moment we attack Forli!
Biz Forli'ye saldırır saldırmaz o ve çocuğu esir tutulacaklar!
She will soon be impregnable. Are you so sure?
Yakında zapt edilemez olacak.