Simple tradutor Turco
24,721 parallel translation
You can imagine it starts completely unfolded and not at all suitable to put in your drawer, but if you follow very, very simple rules it becomes this beautiful package that you can then store and show.
Tamamen serili bir şekilde başlar ve bu halde çekmece için uygun değildir ama çok basit birkaç kuralı izlerseniz, güzel bir paketleme yapıp yerleştirebilir ve gösterebilirsiniz.
That was one of the key things that spurred this research... realizing that it was too dangerous for humans to go in but if you could have had a robot go in and just do some simple things, straightforward things that the humans were unable to do :
Bu araştırmayı teşvik eden şeylerden biri de oydu. İnsanlar için girmesi çok tehlikeli olan yerlerde soğuma örüntüsünü değiştirmek için vana ya da pompa açmak gibi insanların yapamadığı basit şeyleri yapmak amacıyla belki robotları kullanabiliriz.
And you just love it, pure and simple.
Ve sen bunu seviyorsun basit ve net.
You make it sound so simple and fun.
Kolay ve eğlenceli bi şeymiş gibi bahsediyorsun.
Look, Brenda, the answer is simple.
Bak, Brenda, cevap çok basit.
Since you both have sworn up and down that you're just simple shopkeeps, I don't see the harm in a little conversation. Do you?
İkiniz de basit birer esnaf olduğunuza yemin billah ettiğinize göre küçük bir muhabbette bir sakınca görmüyorum, ya siz?
It's very simple.
Bu kadar basit.
All I've ever really wanted was a simple life.
Tüm istediğim sade bir hayattı.
Well, it's not that simple.
- O kadar da basit değil.
Not that simple?
- O kadar da basit değil mi?
Simple shit to me... the end of the day, it's still drugs, man.
Bana göre tek düze. El ayak çekilince, uyuşturucu yine uyuşturucu olacak.
Well, it's simple, really.
Çok basit aslında gerçekten.
By comparison, this conspiracy to kill Hai Sun was simple-minded.
Karşılaştıracak olursak Hai Sun'a kurulan tuzak cahil işiydi.
And now for the sake of your feeble little mind, we can keep the name simple as well.
688 ) } Gold sade ve basit olabilir.
Only looks simple if you don't know what you're doing.
Eğer ne yaptığını bilmiyorsan kolay gözükür tabi.
It's simple.
Çok basit kaçıyor.
It's very simple.
Gayet basit :
They're such simple words, but I couldn't understand them.
Söylediği en basit kelimeleri bile anlayamıyorum.
Okay, guys, keep it simple in there.
Tamam, beyler, işi basit tutun.
Keep it simple.
İşi basit tut.
- The brief was simple.
- Görevin basitti.
A genius, pure and simple.
Bir dahi, saf ve basit.
Good, it'll be simple.
Güzel, kolay olacak.
Simple ones!
Birer birer!
The answer is quite simple.
Sorunuzun cevabı oldukça basit.
It seems simple to me.
Mesele çok basit.
Keep it simple. Do the next right thing. Let go, let God.
- "Zorlaştırma." - "Sonraki doğru şeyi yap." - "Her şeyi Tanrı'ya bırak."
It's that simple?
Bu kadar basit mi yani?
No, it's very simple.
Hayır, çok basit, sana yol gösteririm.
The fool, simple and selfish, he would lead.
Aptal, Basit ve Bencil'e yol gösterecek.
Simple.
Bu kadar basit.
It was so simple.
Çok basitti.
But you can't avoid the simple truth.
Ama yalın gerçekten kaçamazsın.
This looks like it's just a simple site migration.
Basit bir site aktarımına benziyor.
Before I tell you, I need you to keep reminding yourself that this is simple.
Söylemeden önce bu işin basit olduğunu kendine hatırlatmanı istiyorum.
Your gut instinct is gonna be screaming a big fucking no, and I need you to suppress that instinct and remind yourself that this is simple.
İçgüdülerin "değil" diye haykıracak. Bu içgüdünü bastırıp kendine bu işin basit olacağını hatırlat.
Darlene said it's a simple job.
Darlene basit bir iş olduğunu söyledi.
- So your first job is simple :
- İlk işin çok basit.
This is simple.
Basit bir soru.
It's not that simple, kiddo.
O kadar basit değil oğlum.
This is a simple yes or no, okay?
Bu basit bir evet veya hayır meselesi, tamam mı?
She's simple.
O sıradan biri.
All of this is said with a simple act of a handshake between two people.
Bunların hepsi iki insan arasında el sıkışma protokolüyle yapılabilir.
I'll keep it simple.
Basit tutacağım.
Init 5 is supposed to be simple.
Init 5'in kolay olması gerekiyordu.
This bitch is blood simple, Elliot.
Bu orospunun derdi belli Elliot.
It's a simple trade really.
Aslında basit bir değiş tokuş.
It's not that simple.
O kadar basit değil.
The rule down here is simple... a life for a life.
Buradaki kural basit... Hayata karşılık başka hayat.
It's very simple.
Çok basit.
Simple.
Gayet basit.