Smoke and mirrors tradutor Turco
130 parallel translation
The bluffer with smoke and mirrors is you, Wilson.
En büyük blöfleri yapan sizsiniz, Wilson.
Have you not been misled? By smoke and mirrors?
Yanılıyor olamaz mısın?
We do our tricks with smoke and mirrors.
Hilelerimizi duman ve aynalarla yaparız.
In-between, it's just all smoke and mirrors.
Gerisi sadece yanılsamalar ve hayaller.
Sure he will, the same old political smoke and mirrors.
Emin ol yapar, aynı politik duman ve aynalar.
Your background's nothin'but smoke and mirrors.
Geç mişin esrar perdesiyle örtülmüş.
No lying and deceit, smoke and mirrors?
Yalan ya da düzenbazlık yok mu, dumanlar ve aynalar?
This guy's all smoke and mirrors.
Adam hokkabazın teki!
It's all smoke and mirrors.
Duman ve ayna.
It wasn't exactly smoke and mirrors, but we didn't have anything.
O anda bizim sahip olduğumuz hiçbir şeyimiz yoktu.
Steve would order Bill to fly down there and then blow up at him but Bill, he would just wait it out, convince Steve that we were no threat that this Windows stuff was just that much more smoke and mirrors and a few hours later, everything was fine.
Steve Bill'e oraya gitmesini emreder, sonra da öfkesini kusardı. Ama Bill sakinleşmesini bekler, Steve'i bizim tehdit olmadığımıza ikna ederdi. Bu Windows işinin sadece uydurma bir şey olduğunu söylerdi ve birkaç saat sonra her şey düzelirdi.
You know, do a little god dance, chant some mystic mumbo jumbo, dazzle'em with some smoke and mirrors and then get the hell back to Spain!
Biraz tanrısal dans yapar, mistik hokus pokus sergiler, .. duman ve aynalarla şaşırtır, İspanya'ya topuklayıveririz!
[Bats squeaking] Bruce : So they finally saw through Harper's smoke and mirrors?
Sonunda onlar Harper'ın dalaveresini gördüler mi?
It's just smoke and mirrors.
Sadece duman ve aynalardan ibaret bu.
I can't believe it's all smoke and mirrors.
Her şeyin uydurma olduğuna inanamam.
Smoke and mirrors.
- Henüz bir şey yok.
It's all smoke and mirrors, fellas.
Her şey duman ve aynaların marifeti.
He's dead, and it was just smoke and mirrors.
ÖIdü. Hepsi duman ve aynadan ibaretti.
More smoke and mirrors.
İllüzyon numaraları.
This government is all spin, it's smoke and mirrors.
Bu hükümet tam bir uydurma. Yalan dolandan ibaret.
All smoke and mirrors.
Olaylı geçti.
It was smoke and mirrors, but skillfully done. What can I say?
Göz yanıltıcıydı, ama hünerle yapıldı.
This is smoke and mirrors, Danny.
Bu bir kandırmacaydı, Danny.
You almost had me last night with that old David Copperfield smoke and mirrors trick.
Dün akşam neredeyse beni David Coppenfield'in duman ayna numarası gibi bir oyuna getirecektin.
Some kind of smoke and mirrors trick.
Bu duman ve aynalar hile çeşit.
Do you understand? I have to spin an elaborate web of lies smoke and mirrors, for an entire meal.
Yemek boyunca binbir çeşit yalan uydurmam dolap çevirmem gerekecek.
It all sort of became smoke and mirrors.
Her türlü pazarlama hilesini kullandılar.
Everything you see is smoke and mirrors.
Gördüğün her şey bir aldatmaca aslında.
This isn't just smoke and mirrors.
Bunları gösteriş için yapmıyoruz.
It's all smoke and mirrors.
Her şey olabilir.
There's a lot of smoke and mirrors in the art world.
Sanat camiasında bol bol duman ve ayna vardır.
Look, I didn't want to burst your bubble since you're just a kid, but, yeah, she's all smoke and mirrors just like Harry Houdini.
Bak, seni çocuksal hayallerini yıkmak istememiştim, ama, Evet, tozdan dumandan bir şey aynen Harry Houdini gibi.
Besides, whatever it is you're doing, I'm sure it's probably just smoke and mirrors.
Ayrıca ne yapıyorsan, eminim çok gizlidir
- No, it's smoke and mirrors. It's parlor tricks.
- Hayır, duman ve aynalarla dolu yanıltmaca.
This so-called flying-saucer story... It's all smoke and mirrors.
Bu bahsettiğin gibi gerçek bir uçan daire hikayesi mi yoksa sadece palavradan mı ibaret?
Does that look like smoke and mirrors to you?
- Bu sana palavra gibi mi göründü? - Hayır.
A lot of smoke and mirrors, these investigations.
Bu araştırmada sisler ardında kalmış bir çok nokta var.
Smoke and mirrors, Roy.
Harf oyunları, Roy.
No smoke and mirrors, just people trying to reach out to each other.
Yalan dolan yok, sadece insanlar birbirlerine yardım ediyorlar.
Look, I didn't want to burst your bubble since you're just a kid, but, yeah, she's all smoke and mirrors just like Harry Houdini.
Mesela, Japonlardan nefret ederdim... ama Lou Diamond Phillips'i Genç Silahşörler'de izledikten sonra... onlardan artık nefret etmiyorum.
What, do you figure you're scaring me with the smoke and mirrors?
Beni hokus pokus la korkutacağını mı sanıyorsun?
This whole thing sounds like bureaucratic smoke and mirrors.
Bütün bunlar biraz bürokratik kandırmaca gibi geliyor.
That's where we get the phrase "smoke and mirrors"'the tools of visual confusion illusionists use to exploit the science of sight to fool our vision.
İşte "smoke and mirrors" deyimi de buradan ile doğmuştur. Yani illüzyonistlerin gözlerimizi aldatmak için kullandığı ve bunu görme duyumuzdaki bilimsel açıklardan faydalanarak yapan yöntemler.
You know, lex luthor may have been wowed By your high-Tech smoke and mirrors, dr. Gruel,
Lex Luthor belki senin yüksek teknoloji cihazlarına hayran olabilir ama ben bu oyuncaklardan daha sağlam kanıtlar isterim Dr. Gruel.
Come on, Spellman, no more smoke and mirrors.
Haydi Spellman, artık duman ve aynalar yok!
- Smoke and mirrors, darling.
- Duman ve aynalar, tatlım.
Smoke and mirrors.
Duman ve aynalar.
Smoke and mirrors, guys.
Hepsi illüzyon çocuklar.
It's smoke and mirrors.
Hepsi kandırmaca.
- Smoke and mirrors.
- Duman ve aynalar.
Smoke and mirrors.
Toz ve aynalar.