So i see tradutor Turco
13,862 parallel translation
We just renewed our visas, so I see no reason to sit through this.
Vizelerimizi yeniledik. O yüzden burada kalmak için bir neden görmüyorum.
So, if you'll excuse me, I have other patients I need to see.
Eğer izin verirseniz, görmem gereken başka hastalar da var.
So when can I see those drawings?
Öyleyse bunun çizimlerini ne zaman görebiirim?
And, you know, it's... not like I see you every Tuesday at 10 : 00, so... 12 meetings in 5 years is enough to constitute a professional relationship.
Hem ayrıca biliyorsun her salı saat 10'da gelecek değilim ya. Profesyonel bir ilişki kurmak için 5 yılda 12 randevu yeterli.
If you say so, but I didn't see her.
Olabilir, ama onu görmedim.
I was sent here to reclaim Riverrun currently defended by the Tully rebels, so you can see the conundrum.
Ben de buraya şu an Tully isyancıları tarafından savunulan Nehirova'yı geri almak için gönderildim, açmazı fark etmişsindir.
I have never been so happy to see anything in my entire life.
Hayatım boyunca gördüğüme hiç bu kadar sevindiğim bir şey olmamıştı.
So I could talk to you, see you. Find out what I should do.
Böylece seninle konuşabilir, görebilirdim ve ne yapmam gerektiğini anlardım.
- You're so far away from me, I never see you.
- Benden o kadar uzaktasın ki...
You don't know how happy I am to see you so well, Julieta.
Seni böyle iyi gördüğüme nasıl sevindim bilemezsin, Julieta.
Really, I'm glad to see you so well, Julieta.
Gerçekten seni böyle iyi gördüğüme sevindim, Julieta.
Well, you scribbled down an address next to a licence plate number so I thought I'd come and see where you keep disappearing off to.
Bir plakanın yanına yazılmış bir adres buldum. Gelip öyle birden bire nereye kaybolduğunu kendim göreyim dedim.
So, you've worked this all out, I see?
Anlaşılan her detayı hesaplamışsın.
Oh, I'm so glad to see you.
Seni gördüğüme çok sevindim. Burada olduğunu nereden bildiniz?
So I went through your feed to see what you were posting.
Ben de senin gönderilerini görebilmek için şöyle bir geçmişe gittim.
So I go see the doctor, ask him what he thinks about it.
Ben de doktora gidip, onun ne düşündügünü sordum.
She was facing straight ahead, so I couldn't see her eyes.
O tam önüne bakıyordu bu'yüzden gözlerini göremedim.
Hey, man, I got the fear about this whole hormone thing, so I've been surfing the gay sites, see if I've turned.
Dostum şu hormonal meseleden korkuyorum da... degişip değişmedigime bakmak ıçin gey sitelerine girdim.
I'm good. Wow, it's so good to see you.
İyiyim Sizi görmek güzel.
I'm archiving a little something for the family so that your kids'kids and my kids'kids can see this.
Aile için bir şeyler topluyorum böylece senin torunların benim torunlarım izleyebilsinler.
Truth is, they didn't give a shit about me except that I did their bidding, so now I'm ready to see it end, and I can help you end it.
Açıkçası, beni hiç sallamadılar. Bense emirleri yerine getiriyordum. Artık sona erdiğini görmeye hazırım.
So, I'll see ya later.
Neyse, Sonra görüşürüz.
♪ Well it seems so real I can see it ♪
? Görüyorum ki çok gerçekçi görünüyor?
♪ Then it looks so real I can see it ♪
? O zaman gördüğüm kadar gerçekçi görünüyor?
♪ And it sounds so real I can see it ♪
? Ve görebildiğim kadar gerçekçi geliyor?
♪ Now it is so real I can see it ♪
? Şimdi görebiliyorum o kadar gerçek ki?
So I have to bring Simu here to see her father, don't I? Thank you.
Ben de Simu babasını görsün diye getirdim.
You see, they have no documents... so I'll try and get temporary passports issued.
Bakın, onların belgeleri yok, ben onlara geçici pasaport için uğraşacağım.
I like to eat, so, you see how that worked out?
Ben de yemeyi severim. Gördün mü nasıl denk geldi?
Josh Props, I know I'll see you again, so until next time.
Seni tekrar göreceğimi biliyorum, Josh Props. O yüzden, görüşürüz.
I've been to see so many doctors.
O kadar çok doktora gittim ki.
So, if you want to see me, to find me, continue where we left off, I can be there for you now.
Beni görmek istersen, beni bulmak, kaldığımız yerden devam etmek istersen, seninle olabilirim.
I'll be so happy to see you again.
Seni tekrar görmek beni çok mutlu edecek.
I won't wake to see you off. So, best of luck.
Seni uğurlamak için uyanmam.
We don't know how long it's going to be until she's well enough to talk, so I was hoping, in the meantime, maybe you might like to review original case files and see if there was a link between the two girls.
Kız ile konuşmak için iyileşmesini ne kadar bekleyeceğimizi bilemedik. Bende düşündüm ki, bu süre içerisinde iki kız arasında bir bağlantı var mı diye dava dosyalarına tekrar bir bakmak istersiniz.
So, I see you guys are moving?
Taşınıyorsunuz herhalde.
I see we're playing outside the rules of the system, so why don't we go to Plan B?
Madem sistemin kurallarıyla oynamıyoruz B planını uygulasak nasıl olur?
I wanna see them kiss so fucking bad.
Öpüşseler süper olurdu!
Nikolai speaks so warmly of you, and now I can see why.
Nikolai sizden hep sevgiyle söz ederdi şimdi sebebini anlıyorum.
And I thought I would see if there was anything I could do, for Russia and so on...
Rusya için yapabileceğim bir şey var mı diye bakmaya geldim.
Neither of you obeyed those instructions, so I really don't see how that one's on me.
İkiniz de talimatlara uymadınız. Burada benim bir suçum olduğunu zannetmiyorum.
So, um, you know, Broker... the Broker, whatever... he said I should see you.
Komisyoncuyu tanıyorsundur. meşhur komisyoncuyu, herneyse seni görmem gerektiğini söyledi.
I know you and I haven't always seen eye to eye, but I thought the decision to remove you was shortsighted, so I'm glad to see you back at work.
Seninle her zaman görüşmezdik ama seni kovma kararı hatalıydı ve seni gördüğüme sevindim.
We heard there was a couple, moved here from... Russia, and they were having a very bad time, financially, and so I went to see them.
Rusya'dan buraya bir çiftin taşındığını ve finansal anlamda oldukça kötü zamanlar geçirdiğini...
Well, we start the Tchaikovsky on Monday, so, I'll see what kind of mood she's in when we wrap.
Pazartesi Tchaikovsky ile başlayacağız bitirmeye yakın ne durumda olduğuna bir bakayım diyorum.
So, I'm gonna get my favorite pen, and I will see you momentarily.
Müthiş! Ben şimdi en sevdiğim kalemimi alayım ve hemen işe koyulalım.
I don't see why it's so important to you that we work together.
Birlikte çalışmamızın neden senin için bu kadar önemli olduğunu anlayamıyorum.
I've tried f-for so long to find a way back to you, but to not see that bastard's face every time I take you in my arms.
Uzun zamandır seni kollarıma her aldığımda o piçin yüzünü görmeden sana geri dönmenin bir yolunu bulmaya çalışıyordum.
Mother Hildegarde let me see her, so I wouldn't have to imagine.
Başrahibe Hildegarde hayal etmek zorunda kalmayayım diye çocuğu görmeme izin verdi.
So, unless yer planning on declaring yerself a visitor from the future and describing what will happen if we dinna fight and win, then I dinna see I have much choice.
Tabii gelecekten gelen bir misafir olduğunu söylemeyi ve savaşa girmez ve kazanmazsak olacakları anlatmayı düşünüyorsan o başka. Fazla seçeneğim olduğunu sanmıyorum.
So I'm excited to see what you have.
Gösterecekleriniz için çok heyecanlıyım. Evet.
so it's done 19
so i'm told 61
so innocent 31
so it's a win 16
so it goes 27
so i 1000
so it is 192
so i'm 150
so it doesn't matter 23
so it would seem 69
so i'm told 61
so innocent 31
so it's a win 16
so it goes 27
so i 1000
so it is 192
so i'm 150
so it doesn't matter 23
so it would seem 69
so it's up to you 22
so it is true 19
so it's over 58
so i'm sorry 105
so i'm going 21
so it seems 95
so i'm done 19
so it was you 44
so in a way 17
so instead 79
so it is true 19
so it's over 58
so i'm sorry 105
so i'm going 21
so it seems 95
so i'm done 19
so it was you 44
so in a way 17
so instead 79
so in 27
so i'm like 39
so i've been told 63
so i'm out 19
so i left 108
so i heard 89
so it's 240
so i figured 114
so it's fine 24
so i'll see you tomorrow 22
so i'm like 39
so i've been told 63
so i'm out 19
so i left 108
so i heard 89
so it's 240
so i figured 114
so it's fine 24
so i'll see you tomorrow 22