English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ S ] / So we can talk

So we can talk tradutor Turco

674 parallel translation
- Leave the door open so we can talk.
- Kapıyı açık bırak, konuşalım.
C'mon, let's get out of here so we can talk, huh?
Koca adam. Konuşabileceğimiz bir yere gidelim haydi.
Leave the door open a bit, so we can talk.
Kapıyı biraz aralık bırak. Konuşabilelim diye.
Could you please come over to the Count's flat, sir, so we can talk about this?
Lütfen Kontun dairesine gelir misiniz, efendim, böylece bu konuyu konuşabiliriz?
It's only so we can talk better.
Sadece beraber sohbet ederiz diye...
Could you please come down Blasetti, so we can talk better?
Lütfen aşağıya inin Blasetti, bunu sessiz bir yerde konuşamaz mıyız?
So we can talk a bit.
- Size kendimi tanıtabilirim.
You want to go and there's no time... and I need you to sit down... so we can talk a bit.
Zaten gitmek istiyorsun, vaktin de yok ama benim seninle oturup iki kelime konuşmaya ihtiyacım var.
Mr. Collodi should be at the airport so we can talk a few minutes.
Bay Collodi havaalanında olmalı. Aynı zamanda birkaç dakika konuşabiliriz.
Let's go in the other room so we can talk.
Diğer odaya geçip biraz konuşalım.
Sergeant, can you come here so we can talk about it, you know?
Çavuş, buraya gelebilir misin konuşalım bunu?
Billy, please get into the house so we can talk like men.
Billy, lütfen eve gir ve erkek gibi konuşalım.
Arnie, I think you should stay here, so we can talk this over.
Arnie, bence burada kaImaIısın. Bunu konuşmalıyız.
You've got two choices - run like hell or climb up and put it out so we can talk.
İki seçeneğin var, ya deli gibi koşarsın yada tırmanıp onu söndürürsün ve böylece bizde konuşabiliriz.
- So we can talk.
- Bizim başbaşa görüşebilmemiz için.
Why don't you sit down so we can talk?
Neden oturup konuşmuyoruz?
Wanna turn down the television set so we can talk in peace?
Televizyonu kapatırsanız daha rahat konuşuruz.
Let's go someplace quiet so we can talk this over.
Hadi sessiz bir yere gidip bunu konuşalım.
Come down so we can talk!
Gel buraya da konuşalım!
We'll come with you so we can talk.
Biz de seninle gelelim böylece konuşabiliriz.
I'd like you to leave the room so we can talk about you behind your back.
Yüzbaşı, odadan çıkmanızı istiyorum, böylece arkanızdan konuşabiliriz.
Why don't you wait'til tomorrow morning so that we can talk it over?
Niye yarın sabaha kadar beklemiyorsun ki, hem bunu konuşabiliriz de?
If you're gonna talk, talk so we can dig it.
Konuşacaksanız bizim de anlayabileceğimiz şekilde konuşun.
We only want the radio part, so that we can talk to our people.
Sadece telsizin parçasını istiyoruz, böylece bizimkilerle konuşabilelim.
She does not get up until about 10 : 00 in the evening, so we'll probably have to wait awhile before we can talk to her.
Mal sahibidir. Akşam 10.00 dan önce yataktan çıkmaz.
- So we can talk. - Talk, huh?
- Böylece konuşabiliriz.
After breakfast, make up some excuse so that we can take a walk together. And talk things over.
Kahvaltıdan sonra bir şeyler uydur da bir şeyler konuşmak için ufak bir gezintiye çıkalım.
Wouldn't you like to slow down so that we can talk?
Biraz yavaşlayıp konuşmak istemez misin?
So we can all talk without everybody yelling.
Belki o zaman bağırmadan konuşursunuz.
Talk to the Commissioner so we can leave.
Komiserle konuşun ki, biz de erkenden gidebilelim.
Making us give up our horses so we can't get to base and talk.
Üsse gidip konuşmayalım diye atlarımızı serbest bıraktırdı.
We can't afford... So all of us, the siblings, should talk it over.
Dedemin takma dişleri nerede?
Let's go to your little country club and some lunch, so we can really talk.
Sizin küçük şehir klübünüze gidelim de bir şeyler yiyelim, konuşuruz da.
But maybe we'll talk about it now so you can think about it.
Sanırım şimdi konuşursak üzerinde etraflıca düşünebiliriz.
So if you don't mind, I'll go on doing what I have to do and we can talk.
Bu nedenle sakıncası yoksa, ben çalışırken konuşabiliriz.
Uh, that Lieutenant is here, so we can't talk now anyway.
Uh, şu komiser burada, bu nedenle şu anda zaten konuşamayız.
I hope you will come to visit me again, so that we can talk.
Umarım bunu bana daha fazla söylersin, böylece konuşabiliriz.
- So can we talk?
- Konuşabilir miyiz?
Can we not talk about sex so much? I am terribly sorry!
Seksten bu kadar çok söz etmesek olmaz mı?
I think I'll invite him out to the summerhouse tonight, so that we can talk about you more.
Sanırım bu gece onu yazlığa çağıracağım, böylece senden biraz daha söz edeceğiz.
- So where can we go and talk?
- Nereye gidip konuşabiliriz?
You've got to get those journalists away from here so that we can talk to the Doctor.
Bu gazetecileri buradan uzaklaştırmalısın. Böylece doktorla konuşabiliriz.
Why don't you step out so we can have a little talk?
Dışarı çık da konuşalım.
Obviously, I can't keep apologizing for what I did, so let's talk about what we'll do.
Açıkçası, yaptığım şey için özür dilemeye devam edemem ne yapacağımız hakkında konuşalım.
So we have to go to the North Pole to talk to Santa Claus, so he can bring my father back.
Öyleyse Noel Baba'yı görmek için kuzey kutbuna gitmeliyiz. Yani babamı ölümden kurtarabilir.
we're going to aim and control a missile by translating human speech into electronic code so I can talk it through the center of town here without busting up anything or anybody, if we're lucky.
Bu füzeyi insan sesinin elektronik sinyale dönüştüren bir cihazla kontrol ediyoruz kasabanın merkezinde konuşarak ateşleyecek hiçbir şeyi havaya uçurmayacağım. Yada kimseyi Eğer şanslıysak.
So I can talk to you, so we can fuck some more, so we can be together.
Konuşabilelim diye,... biraz daha s.kişelim diye,.. ... beraber olabilelim diye.
So we can finally talk.
Sonunda konuşabileceğiz.
So we can get together and talk about this, Betty.
O zaman buluşup bunu konuşabiliriz Betty.
So what do you think now that we can talk about the way I am and what I did?
Ne dersin, artık benim nasıl biri olduğumu ve neler yaptığımı mı konuşacağız?
So we can't talk Monday.
Yani Pazartesi olmaz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]