Such a good boy tradutor Turco
169 parallel translation
Such a good boy.
Hanimiş benim oğlum?
And such a good boy!
Çok iyi bir çocuktur!
He was such a good boy.
Çok iyi bir çocuktu.
It was such a good boy.
O çok iyi bir çocuktu.
Such a good boy
Akıllı çocuk!
Mike's such a good boy.
Mike çok iyi çocuk.
Such a good boy to make it ashore on your own.
Kocaman adam oldun.
Come, Taro, such a good boy.
Gel, Taro. Aferin sana.
You couldn't change to be so without honor. You were such a good boy.
Çok iyi bir çocuktun.
You're such a good boy, yes.
Sen uslu bir çocuksun, evet.
You're being such a good boy, sweetheart.
Çok uslusun, şekerim.
He is such a good boy.
Aferin oğluma.
And I have lovely goodies here for such a good boy.
Ve senin gibi iyi bir çocuk için harika şekerlemelerim var.
- Such a good boy.
- Ne iyi bir çocuktu.
Such a good boy.
Ne kadar iyi bir çocuk!
He was such a good boy.
O kadar iyi bir çocuktu ki.
That's why she has got such a good boy!
Bu yüzden iyi biriyle evleniyor.
Yes, you're such a good boy.
Evet sen çok iyi bir çocuksun.
Ah, you are such a good boy.
Ah, sen cok iyi bir cocuksun.
It's okay. I've got such a good boy. Mommy's little angel.
Çok iyi bir oğlum var, annesinin küçük meleği.
I've got such a handsome boy, such a good boy.
Çok yakışıklı bir oğlum var, çok iyi bir oğlum var.
I've got such a good boy, such a handsome boy.
Çok iyi bir oğlum var, çok yakışıklı bir oğlum var.
He is such a good boy.
Çok iyi bir çocuk.
Such a good boy.
Aferin sana.
You're such a good boy.
Çok uslu bir çocuksun.
You're such a good boy, Lucky... a good, good boy.
Sen ne cici bir çocuksun, Lucky cici, çok cici.
He is such a good boy.
Çok iyi bir çocuk!
'Cause you're such a good boy.
Çünkü sen iyi bir çocuksun.
Such a good boy.
Ne iyi bir oğlan bu.
Such a good Boy Scout.
Ne iyi izciymişsin sen be!
You're such a good boy.
Sen ne iyi bir çocuksun.
He's such a good boy.
Çok hayırlı bir evlat.
Such a good boy.
İyi oğlum.
Why don't you run home to Mama? Maybe she'll give you a treat for being such a good boy.
Belki o sana iyi çocuk olduğun için özel bir ödül verir.
You're such a good boy.
Sen çok uslu bir köpeksin.
Yeah, you're such a good boy!
Evet, uslu bir köpek!
You're such a good boy!
Sen çok iyi bir çocuksun.
I am just happy that We got such a good boy
çok mutlu oldum, Böyle iyi bir oğlunuz olduğundan dolayı.
He's such a good boy.
Çok iyi bir çocuk.
You're such a good boy.
Seni seviyorum. Çok iyi bir çocuksun.
Look what he's done to himself, such a good-looking boy.
- Ne güzel uydu! - Dolgusu eksik işte.
Let him learn the errors of his way, and that a bad boy doesn't deserve such a good mum and dad as he's had.
Bırakalım da gittiği yolun hatalarını ve onun gibi kötü bir çocuğun sizin gibi iyi bir anne ve babayı haketmediğini anlasın.
Such a Tom Boy is no good for wife
- o iyi bir eş olmaz.
Such a good little boy...
Aferin sana ufaklık...
You're such a good little boy...
Sen ne cici çocukmuşsun böyle...
I was such a good little boy, right... with such potential, wasn't that it?
Ne kadar küçük bir çocuktum oysa. Ne büyük bir potansiyelim vardı.
He's such a good-looking boy.
Halbuki çok yakışlı bir çocuk.
Oh, you're such a good little boy.
Oh, sen ne kadar da tatlı bir köpeksin.
You've been such a good little boy all your life.
Hayatın boyunca iyi bir çocuk olmuşsun.
And such a good boy!
Ne büyük bir ev!
He must have been a very good boy to deserve such a happy day.
Böyle güzel bir günü hak ettiğine göre çok uslu davranmış olmalı.
such a shame 83
such a gentleman 23
such a waste 37
such a pity 30
such a pleasure 18
such as it is 39
such as 496
such a 33
such as what 21
such as yourself 24
such a gentleman 23
such a waste 37
such a pity 30
such a pleasure 18
such as it is 39
such as 496
such a 33
such as what 21
such as yourself 24