English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ S ] / Such is life

Such is life tradutor Turco

303 parallel translation
Such is life, Flaemmchen.
Hayat bu Flaemmchen.
Such is life.
Hayat böyle.
Such is life, my love.
Aynı hayat gibi aşkım.
Yes. Such is life.
Evet, ne hayat ama.
Such is life.
İşte hayat böyle.
Such is life, man.
Hayat böyle, delikanlı!
Well... such is life.
İşte yaşam...
Such is life!
Hayat böyle işte!
Such is life.
Hayat gibi.
I mean, I know funny, and I don't think you're it. But, hey, such is life.
Komikliğin ne olduğunu bilirim ve siz komik değilsiniz.
She is originally from England... but she's lived all over the place such as L.A., New York, and China. I heard that she's moved around quite a bit in her life.
Evi İngiltere'de ama Los Angeles, New York, Çin... her yerde bulunmuş.
All I can say is, I never heard of such a thing in all my life before.
Hayatımda böyle bir şey duymadım. Söyleyecek başka bir şey yok.
So is he mine. and in such bloody distance that every minute of his being thrusts against my near'st of life.
Benim de düşmanım ve öyle kanıma susamış ki, yaşadığı her an, hayatıma çevrili bir hançer.
The only thing I worship, and I've seen so little of it in life is man's ability to produce work such as yours.
Taptığım tek şey, ki hayatımda çok az görmüşümdür insanların sizinki gibi iyi işler çıkarabilme yeteneğidir.
But his whole life is a long story of involvement with crime and sin l cannot comprehend how you can sympathise with such a person
Ama onun tüm hayat hikayesi suç ve günahla iç içe. Böyle birine nasıl yakınlık gösterdiğini anlayamıyorum.
Such is life!
Bu hayat!
You see, what I need to know is... could a man actually be in one place doing one thing... and still in his mind be elsewhere... doing something else, but so vividly, with such detail... that this is the real, the living part of his life to him?
Şimdi öğrenmek istediğim şu : Bir adamın, gerçekte bir yerde bir şey yaparken aynı anda, kafasında tüm detaylarıyla başka bir yerde başka bir şey yapması, ve bunu da asıl gerçeklik gibi hissetmesi mümkün müdür?
Tell me, my darling grand duke is it only late at night that you're such a lonely person you feel the need to share your life with a pure woman whose bright faith, ennobling love....
Sevgili Grandük, sadece geceleri mi yalnız biri oluyorsun? Saf bir kadınla hayatını paylaşmak istiyorsun? İnancı, yüceltici sevgisi...
What I know is that I've heard it... heard its terrible howl on the night before Sir Charles died... and I never want to hear such a sound again in all my life.
Bildiğim şey, duyduğum kadarıyla Sör Charles'ın öldüğü gece korkunç uluma sesleri duyduğumdur ve hayatım boyunca bir daha asla öyle korkunç sesler duymak istemediğimdir.
And if such is the case, do you deny me the right for the first time in my life to be human?
Eğer sorun buysa,... beni hayatımda ilk kez insan olmak istediğim için suçluyorsun demektir,?
Down, Up... Over, Under, In, Out Such is the life of man until he dies
İn, çık Yukarı, aşağı, içeri, dışarı... İnsan bunu öyle çok yineler ki sonunda yok olur gider.
" And so I have decided that a life such as this is no longer worth living.
" O yüzden böyle bir hayatı daha fazla yaşamaya değmeyeceğine karar verdim.
But we intellectuals, and I say we because I consider you such, must remain lucid to the bitter end. This life is so full of confusion already, that there's no need to add chaos to chaos.
Biz entelektüeller, biz diyorum çünkü sizi de öyle düşünüyorum, sonuna kadar aklımız başımızda olmalı... hayat zaten kargaşayla dolu, kaosa kaos katmamak gerek.
This Klove is such a man - spending his life at the castle, waiting for such an opportunity as you gave him last night a chance to resurrect his master.
Şatoda yaşayan Klove denen şu adam... sizin ona verdiğiniz gibi bir fırsatın gelmesini bekliyordu efendisine hayat verecek bir şans.
What I'm trying to say... is that could be such a grand life for us all.
Söylemeye çalıştığım şu ki hepimiz için böyle bir yaşam olabilir.
Such is my life, and the woman of my life, I have finally found her...
Benim hayatım böyle, hayatımın kadını,... sonunda onu buldum...
My whole life is such a waste.
Bütün hayatım bir kayıp.
Such is a catchman ´ s life.
Yakalayıcı hayatı böyle.
You've never in your whole life... had such prurient thoughts yourself, is that it?
Hayatın boyunca bir kere bile şehvetli hislere kapılmadın, öyle mi diyorsun?
Because if a case such as this is not the memory of a past life, then somehow knowledge is being acquired by a sense other than the five that we know about.
Çünkü böyle bir vaka geçmiş bir hayatın anısı değilse, o zaman bilgi her nasılsa bildiğimiz beş duyudan başka bir duygu ile alınıyor. Yani duyu ötesi.
Life is easy on such a day
Hayat, böyle bir günde kolay
Apart, there is no life but from such union life may proceed.
Ayrı olurlarsa can veremezler oysa birleşmelerinden yeni bir hayat doğar.
- Such is the journey through life.
- Yaşamda yolculuk da böyledir.
But there is no such substance as phlogiston, just as there is no such principle as the vital principle, because fire is not material, any more than life is material.
'Yaşam prensibi'diye bir prensip olmadığı gibi. Yaşamın kendisi bir materyal olmadığı gibi, ateş de değildir.
No one who hasn't gone through such a thing can imagine the will to live, what a moment of life is.
Başına böyle bir şey gelmemiş hiç kimse, insandaki yaşama isteğini hayatın değerini, idrak edemez.
It's because you've been such a brat all your life... that now, all that brattishness is showing in your face... the face of a retarded brat.
Tüm hayatın boyunca yaramaz veletlikle meşgul oldun... şimdi bütün yaramazlıkların geri zekalı bir piç... suratı şeklinde yüzüne vuruyor.
It is good that warriors such as we meet in the struggle of life or death.
Bizim gibi savasçilarin birlikte dövüsmeleri iyidir hem hayat için hem ölüm için.
You know the trouble with Claude is that he's lead such an impeccable life, not one detectable vice.
Claude'un sorunu şu ki ; görünür şekilde defolu bir hayat değil... -... kusursuz bir hayat sürdü.
Such a title to a swordsman... Is an honourable life-long pursuit
Bu Bir silahşörün şerefli hayatında... peşinde olması gereken bir ünvandır
She was my daughter If we fail here, it is not merely a matter of life and death ; It is that we shall become such as she.
Eğer başarısız olursak ölüm veya yaşamın bir önemi kalmayacak hepimiz onun gibi olacağız.
Such is the life of an ordinary star.
Sıradan bir yıldızın doğal yaşam süreci bu şekildedir.
I can tell you that it is just such a marvelous advance... over our old way of life, and it is just great.
Eski hayatımızın yanında o kadar olağanüstü bir ilerlemeydi ki bu, bizim için muhteşemdi.
"Life is such a long journey"
"hayat öylesine uzun bir yol"
Life is such a rich and frantic world that I need the drink to help me step delicately through it.
Yaşam, hassas bir şekilde adım atmama... yardım etmesi için içmem gereken zengin ve çıIgın bir dünya gibi.
It is sad to spend your life in such continual tragedies.
Zamanını böyle kurmacalara geçirmen çok üzücü.
J.B. is dead, it's on my head. - Life is such a rook. - Agnes.
Jüri onun Arthur'la ilişkisini anlamaz.
It is rare for me, in my life, to have such a satisfying day.
Bu beni tatmin edecek nadir anlardan bir tanesi.
Some would say my life itself is a kind of horror story, but I ignore such talk and I'm happy with being in this movie.
Bazıları, hayatımın bizzat korku romanı misali olduğunu söylüyorlar, ancak bu lafları kaale almıyorum bu filmde bulunmaktan memnunum.
There is not such a task in life as that of a single pair, to make a human being of each other.
Tek bir çiftin yaptığı böyle bir görev hayatta yoktur, birbirleri için olan.
Sasha, I know I'm not supposed to talk about it but it's terrifying to listen to you talking about life and death is such a cold blood.
Sasha, bu konu hakkında konuşmamam gerektiğini biliyorum ama seni yaşam ve ölüm hakkında, bu kadar soğukkanlı konuşurken dinlemek, o kadar korkutucu ki dayanamadım.
A bad love affair ends in a bloody shoot-out, the hotel gets bought out, and life goes on, such as it is.
Kötü bir aşk ilişkisi, kanlı bir vuruşmayla sonuçlanır, otel satılır, ve hayat devam eder, her zaman devam ettiği gibi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]