Talk about tradutor Turco
64,588 parallel translation
Uh... Jimmy McGill here to talk about the wonders of broadcast... No.
"Jimmy McGill yayın hakkında merak edilenleri konuşmak için burada..." Bu da olmadı.
Can you not talk about something you know absolutely nothing about?
Hiçbir fikrin olmayan bir konuda konuşmasan olmaz mı?
Let's talk about the night you first called me.
Şimdi beni ilk aradığın akşamı konuşalım.
And all this talk about twilight and end of days... oh, my God.
Yok alacakaranlıkmış da yok devrinin sonuna gelmiş de...
I'm sorry, you have to leave early in the morning, and we can talk about it when you get back.
Kusura bakma. Sabah erkenden gideceksin döndüğün zaman konuşuruz.
People are afraid to talk about it, people who aren't afraid of much.
İnsanlar bunun hakkında konuşmaktan korkuyorlar. Hem de çok korkmayan insanlar.
We can talk about it!
Bunu konuşabiliriz!
If only I could see Howard again. We'd have so much to talk about.
Eğer Howard'ı tekrar görebilseydim, konuşacak çok şeyimiz olurdu.
I'm here to talk about my son.
Buraya oğlum hakkında konuşmaya geldim.
Do you want to talk about it?
Anlatmak ister misin?
We didn't talk about it.
Bu konuda konuşmadık.
Do you want to talk about it?
Bunun hakkında konuşmak mı istiyorsun?
No,'cause there's nothing to talk about.
Hayır, çünkü konuşacak bir şey yok.
'Cause if we did talk about it, I'd probably end up taking that ice pick and stabbing you with it.
Çünkü bunun hakkında konuşsaydık, muhtemelen buz delmecini elime alıp sana saplamakla son bulurdu.
- But you want to talk about Keen?
- Fakat Keen hakkında konuşmak ister misin?
All I want is to talk about you... who you are, where you've been.
Tek istediğim seninle alakalı konuşmak... kim olduğun, şu ana kadar nerelerde olduğun...
I know... he calms you down, he listens, but he may also talk about what you tell him.
Biliyorum... Seni sakinleştiriyor, dinliyor, Ancak kendisine söylediklerini birilerine anlatıyor da olabilir.
Tell her we need to talk about the curious case of Carlos Cantara.
Ona Carlos Cantara davası hakkında konuşmamız gerektiğini söyle.
Can we talk about music?
Müzik hakkında konuşabilir miyiz?
Not yet, and don't talk about Archie.
Henüz değil ve Archie hakkında konuşma.
Come on, I need to be able to talk about what happened with someone.
Hadi ama, birisiyle olanları konuşmam gerek
You're the music eacher, can we talk about music?
Müzik öğretmenisiniz. Müzik hakkında konuşabilir miyiz?
You're the music teacher. Can we talk about music?
Siz müzik öğretmenisiniz, müzik hakkında konuşabilir miyiz?
Can we talk about what happened?
Olanlar hakkında konuşabilir miyiz?
We've always been so focused on me, my music, we never get to talk about you and your life.
Sürekli bana odaklandık, müziğime... Senden ve hayatından hiç konuşmadık.
To even talk about your songs in a constructive way, we need to be on the same page.
Şarkılarından yapıcı bir şekilde konuşmak için bile aynı sayfada olmamız gerekiyor.
Can we please talk about it?
Bu konuda konuşabilir miyiz lütfen?
Do you wanna talk about it?
Bu konuda konuşmak ister misin?
I don't talk about killing, Lon.
Ben öldürmekle ilgili konuşmam, Lon.
What, you don't want to talk about the high price of caviar?
Ne yani, havyarın yüksek fiyatıyla ilgili konuşmak istemiyor musun?
Talk about Bobo?
Bobo hakkında konuştu mu?
Let's talk about this seriously.
Bunu ciddi bir şekilde konuşalım.
I... actually just find it hard to talk about.
Bundan bahsetmek biraz zor.
Can we talk about the earring?
Küpe hakkında konuşabilir miyiz?
Maybe we can talk about this on Monday.
Bunu belki pazartesi görüşebiliriz.
And we gotta talk about Dylan.
- Dylan meselesini de konuşmamız lazım.
Come on--can we just talk about this after- no, we cannot talk about this after.
- Bunu sonra konuşsak - - Hayır, sonra konuşamayız.
Okay, we're gonna talk about this right now.
Hemen konuşacağız.
I can't really talk about it.
Bu konuda gerçekten konuşamam.
Anyhow, I told him about the job you're doing for us, and I know he'd love to talk to you.
Sonuç olarak ben bizim için başardıklarını ona anlattım. O da seninle konuşmayı çok istiyor.
Oh, Christ, I planned to talk to you about this after we wrapped.
Paydostan sonra bu konuyu konuşmayı düşünüyordum.
Talk to me about surveillance.
Bana gözetimden bahset.
I was hoping I could talk to you about some songs that I wrote?
Yazdığım bir kaç şarkı hakkında senle konuşabileceğimi umuyordum.
Talk to me about your music.
Bana müziğinden bahset.
Did you ever get to talk to him about how you were feeling?
Hislerin hakkında hiç onunla konuştun mu?
I'd just like to talk to you about something.
Bir konuda seninle konuşmak istiyorum.
And did you ever get to talk to him. About how you were feeling?
Peki hislerin hakkında hiç onunla konuştun mu?
I'm gonna need you to talk to me about the call you made.
Yaptığın telefon görüşmesiyle ilgili konuşmak istiyorum.
So we need to talk more about that.
O yüzden bunu biraz daha konuşmamız lazım.
Your client wanted to talk to me about something?
Müvekkilin benimle bir şey konuşmak mı istedi?
And please don't talk to me about having sympathy for Norman.
Ve Norman'a sempati göstermemi bekleme.
talk about what 142
talk about it 66
talk about something else 16
about 2987
about last night 149
about yesterday 53
about this morning 24
about me 284
about damn time 21
about it 81
talk about it 66
talk about something else 16
about 2987
about last night 149
about yesterday 53
about this morning 24
about me 284
about damn time 21
about it 81
about an hour ago 126
about you 267
about what 2516
about you and me 17
about yourself 16
about time 287
about that 749
about your dad 25
about your mother 24
about your 17
about you 267
about what 2516
about you and me 17
about yourself 16
about time 287
about that 749
about your dad 25
about your mother 24
about your 17