Talking tradutor Turco
145,942 parallel translation
I know you ain't walking away from colonel McCullough's grandson when he's talking to you.
Albay McCullough'un torunu seninle konuşurken öylece çekip gidemezsin.
Safe to say, they ain't talking.
Ötmeyeceklerine emin olabilirsin.
Why were you talking to dirty hair?
Kirli Saç'la neden konuşuyordun?
And stop talking to dirty hair.
Kirli Saç'la konuşmayı da bırak.
No, I'm not talking, um...
Ben bunları kastetmedim.
How do you go up to somebody and tell them what an ass they've been when they're just smiling at you, talking about chicory coffee?
Birine sana gülümserken ve hindiba kahvesinden bahsederken şerefsizin teki olduğunu nasıl söylersin?
Hey, I think that's the morphine talking.
Morfinden kafayı bulmuşsun.
What are you talking about?
Sen ne diyorsun?
Stop talking!
Bırak konuşmayı!
So how are you talking to the driver?
Şoförle nasıl konuşuyorsun?
This is this young man's future we're talking about, his entrance into the room, his hello to this world.
Bir delikanlının geleceğinden bahsediyoruz. Bir odaya girdiğinde dünyaya merhaba deme şeklinden.
That is exactly what I was talking about.
Olmasından korktuğum şey tam olarak buydu. Makas.
I have to advise you, Dr. Karev, that talking to you without your lawyer present just isn't...
Size bir tavsiyede bulunacağım Dr. Karev. Avukatınız burada olmadan konuşmanız pek akıllıca olmaz.
Uh, Riggs, we can ask after he's done talking to your mom.
Annenle konuşması bittikten sonra sorabiliriz.
Talking to your mother.
- Annenle konuşması bitince.
How could Riggs be talking to my mo... my mother is in Hawaii.
Riggs annemle nasıl konuşabilir? Annem Hawaii'de.
What is he talk... what are you... what is he talking about?
Ne diyor? Neden bahsediyor bu?
Well, I mean, we're talking about big names and power hitters, then...
Eğer büyük isimlerden ve ağır toplardan bahsediyorsak- -
You may have thought you were done talking about this, but I wasn't.
Bu konuyu daha fazla konuşmaya gerek yok diye düşünsen de ben öyle düşünmüyorum.
But, no, Bailey decided I didn't need... you should stop talking right now.
Ben de ama hayır Bailey karar verirken- - - Sonra konuşuruz. - Ne?
Oh, so that's what we're talking about here?
Şu anda konuştuğumuz şey bu mu?
What are you talking about?
Ne demek bu?
Now they stop talking when I'm around, because I'm married to you.
Seninle evli olduğum için yanlarına gittiğimde susmaya başladılar.
What kind of timeframe are we talking about?
- Ne kadar vaktimiz var? - Fazla yok.
If you found the stenosis a minute later, we wouldn't even be talking about this.
Stenozu bir dakika sonra fark etseydin şu anda bunu konuşmak zorunda olmazdık.
You talking about my son?
Oğlumdan mı bahsediyorsun?
Maybe just stop talking.
- Sanırım sussan iyi olacak.
What ileal conduit are you talking about?
Sen ne ileal kanalından bahsediyorsun?
I'm talking about Alex.
Alex'den bahsediyorum.
Hey, you know last night, when we were talking about AA?
Hey, dün akşam Adsız Alkolikler'den bahsetmiştik hani.
What are you talking about?
Neden bahsediyorsun?
Just keep him talking for a minute, until they intervene.
Onlar gelene kadar yaklaşık bir dakika falan konuşturmaya çalış.
- Are you talking about our clients?
Müvekkillerimizden mi bahsediyorsun?
I was talking to you like you were eight years old and you're...
Sana sekiz yaşında çocukmuşsun gibi davranırken meğer sen...
She's not talking to me, she's not answering my calls.
Benimle konuşmuyor. Telefonlarımı açmıyor.
He doesn't feel like talking.
Pek konuşmak istemiyor.
I hope she's talking about the Shop-Vac.
Umarım ıslak-kuru elektrik süpürgesinden bahsediyordur.
They seem to know what they're talking about.
Bence konuya hâkim görünüyorlar.
I'm not talking about this right now.
- Sessizce içeri girip yazıcıyı açacağız yavaşça. Şu anda bu meseleyi konuşmuyorum.
What are you talking about?
- Ne diyorsun sen yahu?
I know you have a God complex, Walter, but you're talking about stopping the earth.
Tanrı kompleksin olduğunu biliyorum Walter, ama toprağı durdurmaktan bahsediyorsun.
'Cause you suck at talking to people.
Çünkü insanlarla konuşmayı beceremiyorsun.
Permeation rates in this type of geology, we're talking less than 30 minutes until they reach the aquifer and contaminate it.
Bu tip yer yapısının yayılma oranlarına göre akifere ulaşıp kirletmesine 30 dakikadan daha az vakit var.
Yeah, so if David and Robbie backed out at the last minute, we're talking about a lot of money.
David ve Robbie son anda vazgeçtiyse büyük paralar kaybedilmiştir.
It's all about who you know, and I'm willing to bet. Jeffery knows who we should be talking to.
Kimi tanıdığın önemlidir ve eminim Jeffery kiminle konuşmamız gerektiğini biliyor.
That is last year's Phil talking.
Bu geçen seneki Phil'in konuşmaları.
What are you talking about?
Ne diyorsun yahu?
So who else are you talking to?
Başka kimlerle görüşüyorsunuz?
- What are you talking about?
- Neden bahsediyorsun?
You're talking about Chris.
- Chris'den bahsediyorsun.
Just stop talking.
- Kes konuşmayı.