English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ T ] / The killing

The killing tradutor Turco

7,780 parallel translation
ESPOSITO : So you think Layla's behind the killing? BECKETT :
- Sence cinayetin arkasında Layla mı var?
Mr. Bohannon, I am exhausted by all the killing.
Bay Bohannon, ölümlerden yoruldum.
which then leads to the killing of others or themself. Traumatic physical abuse as a child being the first violent experience.
Çocukken yaşanan travmatik fiziksel istismar da ilk şiddet deneyimidir.
- You think he's gonna cop to the killing?
- Sence bu işe karıştığını kabul mü edecek?
It is of course your right to pursue justice for a Roman death, but the killing of three Jews at the temple is not...
Bir Romalının ölümü için adalet aramanız pek tabii hakkınız ama tapınakta üç tane Yahudi'yi öldürmek...
Tonight I claim responsibility for the killing of FBI Director Dayle Bennett.
Bu gece, FBI yöneticisi Dayle Bennett cinayetinin sorumluluğunu üstüme alıyorum.
This is Cleavon Smith, a former Detroit gang member, born-again Muslim, who was known as Abu Hussein when he died last week on the killing fields of Syria's civil war.
Detroitli eski bir çete üyesi. Müslümanlığı seçerek Abu Hussein adını aldı. Geçen hafta Suriye'deki iç savaş çatışmalarında öldürüldü.
What if he stopped killing because he found the victim he really wanted and held on to her?
Ya öldürmeyi bırakma sebebi istediği kurbanı bulup onu elinde tutmak istemesiyse?
I tried killing the last one, the Husband.
Sonuncuyu öldürmeyi denedim, kocayı.
He's doing all this when he thinks the Candyman is killing kids.
Tüm bunları Şekerci'nin çocukları öldürdüğünü düşündüğü için yapıyor.
Taking the blame for killing Kate and saving Amanda.
Kate'i öldürdüğünü söyleyip Amanda'yı kurtardın.
Delivered with such savage force, it crushed the cranial vault, killing her instantly.
Darbe o kadar şiddetliymiş ki kafatasında kırık oluşturup onu hemen öldürmüş.
Well, how the hell have you been killing them?
Peki onları nasıl öldürüyordunuz?
I am one popcorn shrimp away from blowing a button and killing the man.
Düğmeyi öttürüp adamı gebertmekten bir tık uzaktayım.
- Killing Bledsoe isn't your initiation into the Society of Sons.
- Öldürme Bledsoe senin inisiyasyon değildir. Oğullarının topluma.
Talk the fucking Aryan Nation out of killing him?
Aryanları onu öldürmemeleri için ikna mı edeceksin?
- No, we've been killing ourselves for years with Dad and the bar while you're out there in Hollywood getting your fucking hair highlighted, following Ray around like a dog.
- Sen Hollywood'da saçlarını yaptırıp Ray'in peşinden köpek gibi koşarken biz burada kendimizi paraladık.
And one of the nurses from the hospital there, she called me your "little protector" because when you cried out when you were getting the stitches, I yelled at the doctor, "You're killing him, you bastard."
Dikiş atılırken ağladığın zaman doktora "Öldüreceksin onu piç herif!" diye bağırdığım için hastanedeki hemşirelerden biri bana "senin küçük koruyucun" olduğumu söylemişti.
Yes, but are killing and dying the same thing?
- Öyle ama, öldürmekle ölmek aynı şeyler mi?
And the trick is doing that without killing the bulb.
Ayrıca işin sırrı bunu kapsülü kesmeden yapmak.
Lisbon, you're killing the magic here.
Lisbon, olayın tüm büyüsünü kaçırıyorsun.
I just hope that Chris killing one extra man on the Titanic didn't alter anything in the present.
Umarım Titanik'deyken Chris'in fazladan öldürdüğü adam tarihi etkilememiştir.
All right, he's not on the run and he's not killing.
Pekala, O kaçmıyor ve öldürmüyor.
The N.B.s are obviously a killing machine, right?
Belli ki NK etrafa ölüm saçıyor.
You're really killing the moment.
İnsanın hevesini iyi kaçırıyorsun.
All she wanted was to know was about some case that I worked on years ago... drunk driver T-boned another car, killing the driver, and the passenger was declared brain-dead on the scene.
Tek istediği yıllar önce çalıştığım bir dava ile ilgiliydi. Sarhoş bir sürücü başka bir arabaya çarpıp şoförü öldürüyor. Yanındakinin ise olay yerinde beyin ölümü gerçekleşiyor.
Even if we could find him, it wouldn't be half the fun of killing Cruella.
onu bulabilsek bile Cruella'yı öldürme zevkinin yarısı bile olmayacak neden hoşlandığına bakalım
You show up on the anniversary of killing the man that I loved?
Sevdiğim adamı öldürme yıl dönümünde ortaya çıktın mı?
Tushratta is waiting for a response to his killing Of herit so he can gauge the strength of our army.
Tushratta Herit'i öldürmesinin karşılığını bekliyor ki ordumuzun gücünü ölçebilsin.
It's not the Sway that's killing them.
Onları öldüren Sway değil.
He thinks Royalle is killing off Powers, trying to take over the city.
Royalle'in Güçlü'leri öldürüp şehrin başına geçmeye çalıştığını düşünüyor.
I can see now, whoever's to blame for not killing him, it's beside the point.
Anlaya biliyorum, Onu öldürmemenin sorumlusu her kimse, Asıl mesele o değil.
Killing him. It seems like it just perpetuates the cycle of violence that he celebrated.
- Onu öldürmek sadece, onun kutladığı şiddet çemberini devam ettiriyor.
All she cares about is killing the wolf, nothing more.
Onun umrunda olan tek şey Kurdu öldrmek, o kadar.
In addition to copping to killing the AgriNext execs, he wants to take credit for a dozen other hits.
AgriNext yöneticileri dışında onlarca saldırı için de itirafta bulunuyır.
Like I said, I don't think you went to Clay's that night with the intention of killing him.
Dediğim gibi, o gece Clay'e onu öldürme düşüncesiyle gitmediğine inanıyorum.
You should blow up the school, killing the children.
Çocukları öldürerek okulu havaya uçurmalısın.
Killing people isn't the nature of my mission.
İnsanları öldürmek görevimin doğasında yok.
And how he saved the world by creating an alien-killing virus.
Ve dünyayı uzaylıları öldüren bir virüs oluşturarak kurtarmasına.
Killing them is the only option.
Onları öldürmek tek seçenektir.
If I'm responsible for killing the woman I love, how am I supposed to live with that? But it's still possible that she's alive. ETHAN :
Sevdiğim kadının ölümüne neden olduysam bununla yaşamaya nasıl devam edebilirim?
Now he's got killing squads roaming the streets, and thousands more to come.
Şu an ise sokaklarda ölüm ekipleri cirit atıyor ve binlercesi daha gelecek.
You're killing it in the department of kicking ass in regards to you being an agent and being good at it, crushing it.
Göt tekmeleme bölümünde harika işler çıkarmada bir menajer olarak muhteşemsin, yakıyorsun.
Killing all these people? What the hell, Bat?
- Tüm bu insanları öldürmek mi?
The only thing that keeps you from becoming a monster is killing.
Bir canavara dönüşmeni engelleyen tek şey öldürmek zaten.
She's under the impression that the Justice League is killing off America's greatest scientists.
Adalet Birliği'nin, Amerika'nın en iyi bilimcilerini öldürdüğünü düşünüyor.
Lots of killing and retribution in the Bible, Pastor.
İncil'de çok fazla öldürme ve intikam vardır, vaiz.
Our only hope to make up for not killing them last time is to bring back the beast, and a very, very special beast.
Toparlamak için tek umudumuz onları öldürmeden önce son kez canavarlığı geri getirmek çok çok özel bir canavarı.
Instead of killing me from a distance like Agent Thomas, you lured me out here, somewhere isolated, where everyone would think that I died in the line of duty.
Agent Thomas gibi beni belirli bir uzaklıktan öldürmek yerine beni izole edilmiş bir yere doğru çektin. Herkesin görevdeyken öldüğümü düşüneceği bir yere.
- Killing Bledsoe is your initiation back to the Order of Everlasting.
- Öldürme Bledsoe senin inisiyasyon olduğunu. Geri ebedi sırasına. - Ne o bahsediyor?
Okay. We still got some of that witch-killing crap in the trunk?
Cadı öldüren şeyden hala bagajda var mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]