The very idea tradutor Turco
435 parallel translation
- The very idea.
- Olacak şey değil!
Off it, off it. The very idea.
Şuna bir bakın.
Well, the very idea!
Harika bir fikir!
Do you? Why, the very idea that I should have to spend my honeymoon watching her paint in watercolors just because she's like somebody from the buttercup family, I...
Sırf düğünçiçeği familyasından biri gibi olduğu için balayımı, onun suluboya yapışını seyrederek geçirmem biraz tuhaf.
- The very idea.
- Ben de.
The very idea, just because it was Stanley's car.
Ne kadar acayip, sırf Stanley'in arabası diye.
Why, the very idea that I should have to spend my honeymoon watching her compose nocturnes or sonatas.
Onu beste yaparken görmek bana sonat yazdırmayacak.
The very idea of having some assistant call me!
Bir yardımcının beni araması!
- The very idea. Spend all my time laying eggs for serpents like her.
Yılanlara benziyor diye yumurtaları bırakıp vaktimi boşa harcadım.
The very idea!
Düşüncesi bile kötü!
Honestly, me mind boggles at the very idea.
Açıkçası bu fikir beni ürkütüyor.
The very idea of consulting a professional marital adviser has always been of the greatest repugnance to me.
Aslında profesyonel evlilik danışmanına başvurma fikri daima nefret ettiğim en büyük şey olmuştur.
The very idea kind of shrunk me like a spider on a hot stove.
Fikri bile o anda tüylerimi ürpertmisti,
The very idea of consulting a professional marital advisor... has always been of the greatest repugnance to me.
Profesyonel bir evlilik danışmanına gelme fikri bile, en çok tiksindiğim şeylerden birisidir.
Why... the very idea!
Olur mu hiç!
Not just the bacteria, but the very idea of it. If you undo what I've done, then they'll have sacrificed their lives for nothing.
Eğer şüphe ekerseniz, bu insanlar boşuna ölmüş olur.
But the very idea seems so absurd.
Ama iddianız saçma.
The very idea!
Müthiş düşünce!
- The very idea is ludicrous.
- Böyle düşünmen bile gülünç.
Well, sir, in view of your reputation on this side of the water... I had an idea that my body in its present condition... might be very interesting to you.
Bu bölgedeki ününüzü dikkat alınca vücudumun şu anki durumu ilginizi çekebilir diye düşündüm.
And the law doesn't know that a lot of things that were very important to me silly things, maybe, like a belief in justice and an idea that men were civilized and a feeling of pride that this country of mine was different from all others.
Kanunlar benim için neyin önemli olduğunu bilemez. Aptalca şeyler belki, adalete güvenmek gibi insanlığın uygar olduğunu düşünmek gibi ve bu ülkenin diğerlerinden farklı olduğunu düşünerek gurur duymak gibi.
If I can find the Ford boys... I've got a very good idea that Frank James will not be far behind.
Ford kardeşleri bulabilirsem Frank James'in çok uzakta olmayacağına dair çok güzel bir fikrim var.
This time you are fighting for your very existence, against the most devilish idea ever created by a human brain.
Şu anda, varlığınızı devam ettirebilmek için insan beyninin yarattığı en şeytani fikre karşı savaşıyorsunuz.
The whole idea sounds very cheesy to me, Trudy.
Tüm bu durum bana çok sakat geliyor Trudy.
Very well. Let's drop the idea.
Çok iyi, fikrinizi ortaya koyun.
It's not a very good idea to point one of these things at anybody with an empty chamber under the firing pin.
Bu çok iyi bir fikir değil. En önemlisi hiçkimse bu şeyi böyle kullanamaz... ateşleme iğnesinin altından boş olduğu görünüyor.
The truth is, he's very excited about the idea of having a new kind of show.
Gerçek şu ki şovun bu yeni hali hakkında oldukça heyecanlı.
I see, but if the weather were to be bad all night, it might be a very good idea to pick a low number.
Anlıyorum, fakat eğer hava bütün gece kötü olacaksa, düşük bir sayı seçmek çok iyi bir fikir olabilir.
He's got the right idea ; so be very careful.
Onun bu tutumu, ne kadar dikkatli olduğunun göstergesi.
Well, I don't know whether we could manage the lions and tigers, but I think a few pits might be a very good idea. Nyaah!
Aslanları, kaplanları yakalayabilir miyiz bilemem... ama birkaç çukur... iyi bir fikir olabilir.
The men gave me a very good idea.
Adamlar bana iyi bir fikir verdiler.
I mean, of course, the whole idea is in a very preliminary stage.
Ama tabi ki, proje henüz başlangıç safhasında.
I can't imagine what put the idea into my head, for, to give this fellow his due, he was very well dressed.
Niye böyle düşünmüşüm anlayamıyorum o adam gayet düzgün giyimli biriydi.
Particularly as my own minister was so enthusiastic, but the very exhaustive tests that I have made show that DN6 is totally destructive. Well that was the idea wasn't it?
Özellikle kendi bakanım çok hevesli, ancak ayrıntılı testler DN6'nın tamamen yıkıcı olduğunu göstermektedir.
I have a very good idea, I hope, I pray, of what the recall code is.
Geri çağırma şifresinin ne olduğuna dair, çok iyi bir bir fikrim var.
Oh, that's a very good idea, dear. Now, Uncle Fester, - you can be the gardener.
Fester ama sen bahçıvan olabilirsin.
To me, the idea of killing someone... for publicity always seemed to be a very amusing idea.
Birisini reklâm için öldürmek güzel bir fikir gibi geldi.
I suppose there's a time in everyone's life when the idea of immortality seems very desirable.
Sanırım ölümsüzlük fikri çok istenen bir şey olduğundan.. herkesin hayatında belirli bir yeri vardır.
Oh, by the way, your idea of the bath crystals is very good.
Sırası gelmişken banyo kristali fikrin çok güzel.
A very quaint idea, Mr. Boma, but I do believe I'm better qualified to make the selection than any random drawing of lots.
Çok saf bir düşünce, ama seçimi yapmak için ben daha iyi konumdayım.
I can give you a very definite idea of what I will tell the people this evening.
Bu gece halka ne anlatacağım konusunda size kesin bir fikir verebilirim.
Very well, but I must say, I'm not over keen on the idea.
Pekâlâ, fakat söylemem gerekli bu fikir hakkında istekli değilim.
Steve knows rock and roll, he's got no idea about the equipment, he's got very little idea, in terms of technicalities, what the music's about.
Steve bilir rock'n'roll'u, cihazlar hakkında bir fikri yok ama, teknik işlerden çok anlamaz, bu müzik ne hakkında, bilmez.
That's a very good idea : I could meet you in the locker room. And we can fool around :
Seninle soyunma odasında buluşabilir ve etrafta vakit geçirirdik.
The idea... is... that destiny... is a very real, concrete thing that every person has to deal with.
Burada... ana fikir... kaderin... her insanın uğraşacağı ve çok gerçek, kesin olduğudur.
I mean, very... I hate the whole idea.
Bunlardan nefret ediyorum.
We've got to know someone in Brussels who's very exited by the idea.
Brüksel'de tanıdık birisini bulmak lazım bu fikirden hoşlanacak birisini.
The basic idea is to cope with the very costly damage...
Önemli olan fazla hasardan korunmak...
The whole idea of meeting him made me very nervous.
Onunla buluşma fikri beni geriyordu.
She'd heard of him and thought he was good, and Diane's very smart. Diane loved the idea.
Diane bu fikre bayıldı.
No, the idea was very good.
Hayır, fikir çok iyiydi.
the very next day 20
the very same 65
the very one 16
the very best 21
idea 68
ideal 20
ideas 118
ideally 103
the view 70
the vampire diaries 117
the very same 65
the very one 16
the very best 21
idea 68
ideal 20
ideas 118
ideally 103
the view 70
the vampire diaries 117
the voice 121
the visit 17
the vault 35
the video 42
the van 44
the village 43
the virgin 21
the vice president 43
the vatican 29
the victim 174
the visit 17
the vault 35
the video 42
the van 44
the village 43
the virgin 21
the vice president 43
the vatican 29
the victim 174