There is nothing here tradutor Turco
397 parallel translation
There is nothing here, doctor.
Burada bir şey yok doktor.
There is nothing here of the Earth.
Burada yeryüzüne ait hiçbir şey yok.
There is nothing here but an old man and his decaying memories.
Burada yaşlı bir adam ve hatıralarından başka birşey yok!
There is nothing here, senor.
Burada bir şey yok, Sinyor.
See there is nothing here, enough the supposes you were talking about, they were back away.
Yeterli, burada bir şey yok. Senin ilgilendiğin belgeler, artık burda değil.
But there is nothing here.
Ama burada birşey yok ki.
There is nothing here, no money.
Burada hiçbir şey yok, para da yok.
There is nothing here but a cat!
Burada sadece kedi var!
Sharon, there is nothing here.
Cheryl, orada bir şey yok.
There's nothing here that would give them a hint, is there?
Onlara bir fikir verecek hiçbir şey yok burada.
Gentlemen, there is nothing i can add to what you've heard here.
- Kusura bakmayın. Az evvel söylediklerime ekleyecek bir şey yok.
There's no rhythm, this thing here is nothing
Hiç ritim yok ve şuradaki de bir hiç.
I followed you here to reassure you... that there is nothing that she can possibly do... can alter my eternal devotion to you.
Buraya sana, annemin yapacağı hiç bir şeyin sana duyduğum sonsuz bağlılığı değiştiremeyeceğini söylemek için geldim.
There's nothing for you to do here but get lost.
Burada sana göre bir iş yok, kaybol.
Out with you Satan, there is nothing for you here.
Şeytanla beraber gidin, Burada sizin için bir şey yok.
There is nothing for us to do here.
Burada yapabileceğimiz bir şey kalmadı
Maybe Sergey is right, and there's nothing here.
Sergey burada bir şey yok demekle haklıydı belki.
There is nothing at all here, not the slightest.
Hiçbir şey yok. En ufak bir şey bile.
There's no catch here, nothing shady.
Bu ciddi bir iş beyler!
There's nothing further here for a warrior.
Artık burada bir savaşçıya iş kalmadı.
There's nothing here for us.
Bize buradan iş çıkmaz.
Well, we're very civic-minded and all that, but it is getting late and if there's nothing else we can do here...
Bakın, hepimiz iyi yurttaşlarız, ama vakit geç oldu burada yapabileceğimiz başka bir şey yoksa...
You know, Jamie... there's really nothing to keep us here anymore, is there?
Biliyorsun, Jamie burada bizi tutacak gerçekten bir şey yok, değil mi?
There is nothing to hold me here.
Burada beni bağlayan bir şey yok.
- There was nothing to do here, sir.
- Burada yapacak iş yoktu, efendim.
There's no immortality here! All this is for nothing!
Ölümsüzlük yok!
There's nothing to do here but walk.
Burada yürümekten başka yapacak iş yoktur.
But there's nothing.. that I can do... Just having you here is more than I can ask.
Ama bir şey yok..
Can you tell me why there is nothing in any of the newspapers... about what is happening here?
Gazeteler burada olanlar hakkında... neden hiçbir şey yazmıyor, söyler misiniz?
Here you sit, and you want only to wait, just to wait until there is nothing left to wait for.
Burada oturup, sadece beklemek bekleyecek bir şeyin kalmayana kadar beklemek istiyorsun.
Supposedly there were jobs here... so I came all the way from Kyushu... for nothing.
Güya, burada iş vardı bu yüzden Kyushu'dan buraya onca yolu boşu boşuna geldim.
There is nothing important here.
Burada önemli bir şey yok.
There is nothing to be afraid of round here.
Çevrede korkutucu bir şey yok.
There is nothing to fear here.
Korkacak bir şey yok burada.
I am sorry, there is nothing here in your name. Are you sure? - I'm afraid so.
Üzgünüm, sizin adınıza birşey gelmemiş.
There is nothing for him here.
Kalmasını gerektirecek bir şeyi yok.
- There is nothing of yours here.
- Burada size ait hiçbir şey yok.
There is nothing we can learn from here.
Burada öğrenebileceğimiz bir şey yok.
There never is here. There is nothing next.
Geriye bir şey kalmadı.
I've been here all night and there is nothing
Tüm gece buradaydım ve yapacak hiçbir şey yok!
Uh, excuse me here, but there is nothing wrong with tap. I tap.
Görmüyor musun, yemek pişiriyorum.
There's nothing here for you anymore.
Artık sana burada iş yok.
Here there is no crime, only the game, nothing but the game.
Buyrun, suç yok, yalnızca oyun, oyundan başka hiçbir şey.
It is out of here, and there's nothing left but a vapor trail.
Top dışarı çıkıyor ve geriye birşey kalmıyor som är kvar är ett rökmoln.
You must have been mistaken, because there is nothing going on here.
Yanılmışsın çünkü burada olağandışı bir şey yok.
We have decided to leave because there is nothing, other than you, to keep us tied down here.
Yelken açmaya karar verdik, çünkü siz hariç bizi buraya bağlayan hiçbir şey yok.
Alors, there is any more nothing doing here, I think.
Öyleyse burada yapılacak bir şey kalmadı.
There is nothing you can do in here, Chief-Inspector.
Burada yapabileceğin bir şey yok, Baş Müfettiş.
there is nothing from miles around here.
Kilometrelerce etrafımızda hiçbir şey yok.
Sean, you have to learn to control your temper, or I'm nothing I'm teaching you here is ever going to help you out there.
Sean, öfkeni kontrol etmeyi öğrenmek zorundasın yoksa burada öğrettiğim hiçbir şey dışarıda işine yaramaz.
There is nothing worth saving here.
Ortada kurtarılacak bir şey yok.
there isn't 382
there is no such thing 30
there is no need 45
there isn't any 54
there is no escape 44
there is no god 74
there is nothing 106
there is hope 43
there is no time 77
there isn't time 60
there is no such thing 30
there is no need 45
there isn't any 54
there is no escape 44
there is no god 74
there is nothing 106
there is hope 43
there is no time 77
there isn't time 60
there is 1445
there is someone 42
there is no way 73
there is none 72
there is no 294
there is a problem 53
there is a difference 51
there is no hope 26
there is one 67
there is no plan 22
there is someone 42
there is no way 73
there is none 72
there is no 294
there is a problem 53
there is a difference 51
there is no hope 26
there is one 67
there is no plan 22