There is nothing there tradutor Turco
6,300 parallel translation
♪ Maybe there is nothing ♪
* Ve belki artık *
Because there is nothing I am more passionate about... than my fiancé.
Çünkü nişanlımdan başka tutkuyla bağlı olduğum hiçbir şey yok.
And the...... cancer eats away at the boy Until there is almost nothing left.
Bu kanser geride bir şey kalmayana kadar çocuğu yedi bitirdi.
And there is nothing you can do but curse God.
Tanrıya lanet okumaktan başka yapabileceğin bir şey yok.
I have made my name finding things where there is nothing to be found.
Bulunacak hiçbir şey olmayan yerlerde bir şeyler bulmakla ünlüyümdür.
I'm not in denial and there is nothing to discuss.
Ben inkar etmiyorum ve konuşacak birşey de yok.
You will go on swallowing this land up until there is nothing left of it.
Geriye hiçbir şey kalmayana dek bu toprağı yok etmeye devam edeceksiniz. Yeni bir ulusun inşasına yardımcı olmak istiyorum.
Well, that's good, there is nothing on me.
Bu iyi, bende hiçbir şey yok.
But there is nothing I can do on the question of payment.
Ama ödeme sorun için yapabileceğim bir şey yok.
There is nothing wrong with my heart.
Kalbim iyi oğlum. Kalbimde bir şey yok.
Yes. - There is nothing I'd like more.
- Bundan daha fazla bir şey isteyemem.
You know, after all these years, after everything we've been through... there is nothing you could do, in this or any lifetime that I would not forgive.
Biliyorsun, bunca yıldan sonra yaşadığımız bunca şeyden sonra ne bu hayatta, ne de başkasında senin yapıp da, benim affetmeyeceğim hiçbir şey olamaz.
There is nothing in that bag but a rock.
O poşetin içinde bir tane taş harici hiçbir şey yok.
There is nothing with me and Jordan.
Jordan'la aramda hiçbir şey yok.
There is nothing more ill-bred than trying to steal the affections of someone's else's dog!
Başkasının köpeğinin yakınlığını çalmak kadar görgüsüz bir şey yok!
'I'm sorry, Mr Mottershead, there is nothing we can do.'
Üzgünüm Bay Mottershead, yapabileceğimiz bir şey yok.
There is nothing you can do here that you can't do there.
Burada yapıp da orada yapamayacağın hiçbir şey yok.
There is nothing you can do to make me enable your disease.
Ne yaparsan yap rahatsızlığını tetikleyecek bir şey yapmam.
Dude, give me a sip. There is nothing you can do to make me enable your disease. Give you a sip?
Bir fırt çekeyim ayol.
There is nothing of interest to Michael in this room.
Michael'in bu odayla hiç bir ilgisi yok.
There is nothing quite like the feast of a fresh kill.
Taze av etiyle verilen ziyafetin tadı hiç bir şeyde yok.
So, you can help Vincent prep for his press conference, which is going to get him exonerated and there is nothing that Gabe wants less.
Bu yüzden, Vincent'a basın toplantısı için yardım edebilirsin ki bu onun aklanmasını sağlayacak ve Gabe bunu kesinlikle istemiyor.
There is nothing more craven than a freak like yourself.
Senin gibi bir ucubeden daha namert bir varlık yok şu dünyada.
There is nothing left for me.
Benim yapacağım hiçbir şey kalmadı artık.
Sometimes life is just a bleak pool of despair, and there ain't nothing you can do about it.
Bazen hayat bu kadar boktandır işte ve yapabileceğin hiçbir şey yoktur.
There is nothing worse than the hurt of loving someone you can't have.
Sahip olamayacağın birini sevmek kadar kötü bir şey yok.
There is nothing left but the dust and the scorpions inside of me.
Artık içimde sadece kum ve akrep var!
As it is, he'll never know a day's happiness for there is nothing good in him.
Bu şekliyle, içinde iyi bir şey olmadığından bir gün dahi mutluluk nedir asla bilmeyecek.
What is it? Tell me there's nothing wrong.
Yanlış bir şey olmadığını söyle.
There is nothing I can do.
Ben işe yaramazsın tekiyim.
If there is nothing we can do, why did you have to fight?
Madem öyle ne diye mücadele ediyoruz? !
There is nothing stupid about a million-dollar quick-pick.
Havadan gelecek birkaç milyonun saçma bir tarafı olamaz.
'Cause we're gonna go back out there, and we're gonna prove to him once and for all that there is absolutely nothing going on between us. All right?
Anladın mı?
- There is nothing.
- Bir şey yok.
There is nothing for you in Washington.
Washington'da size uygun bir şey yok.
There is nothing I can do here.
Burada yaşayabilmemin mümkünatı yok.
It is said that a nobleman once drowned himself after a night in your bedchamber, because there was nothing left to live for.
Söylenir ki, bir zamanlar soylu bir adam senin yatak odanda bir gece kaldıktan sonra kendini boğmuş. Çünkü artık yaşayacağı bir şey kalmadığını düşünmüş.
There is nothing beyond those walls but doubt and fear.
Bu duvarların ötesinde korku ve endişeden başka hiçbir şey yok.
In short, there is nothing here that suggests on the surface that there's any sort of overlap with criminal concerns.
Kısacası bu şekilde öldürmesini haklı çıkaracak suçla alakasını gösteren, bariz bir şey yok gibi. Evet.
There is nothing perfect about this plan.
Bu planın mükemmel olan bir tarafı yok.
There is nothing to talk about.
Konuşacak bir şey yok.
There is nothing good about that!
- Bunun hiçbir iyi tarafı yok!
There is nothing beyond this door but nothingness for ever.
Bu kapının arkasında sonsuz hiçlikten başka bir şey yok.
You ever have to apologize, but, um, sh- - is so messed up, so completely turned upside down, that you know there's just nothing you can say to make it right?
Asla özür dilemen gerekmiyor ama işler boka sardı. Tamamen allak bullak oldu ve düzeltmek için söyleyebileceğin bir şey olmadığını biliyorsun mu?
There is nothing wrong with that.
- Bak ne güzel olur işte.
There is nothing but Allah.
Allah'tan başka ilah yoktur.
There is nothing in this world but Allah.
Bu dünyada Allah'tan başka bir şey yok.
There is nothing complex about it.
Hiç bir karışıklığı yok.
Donna, there is nothing going on between- - you're not losing your edge.
Donna, aramızda hiçbir şey yok. Formdan düşmedin.
It's like one minute her face is in the window..... and then she's on the ground and there's nothing between.
Yüzünün pencerede görülmesi ile yere çakılması arasında bir dakikadan fazlası yoktu.
There is nothing to discuss.
Konuşacak bir şey yok.
there isn't 382
there is no such thing 30
there is no need 45
there isn't any 54
there is no escape 44
there is no god 74
there is nothing 106
there is hope 43
there is no time 77
there is 1445
there is no such thing 30
there is no need 45
there isn't any 54
there is no escape 44
there is no god 74
there is nothing 106
there is hope 43
there is no time 77
there is 1445
there isn't time 60
there is someone 42
there is none 72
there is no 294
there is no way 73
there is a problem 53
there is a difference 51
there is no hope 26
there is one 67
there is no plan 22
there is someone 42
there is none 72
there is no 294
there is no way 73
there is a problem 53
there is a difference 51
there is no hope 26
there is one 67
there is no plan 22