There she blows tradutor Turco
64 parallel translation
Ah, there she blows.
İşte zili çalıyor.
There she blows!
İşte orada!
There she blows!
- İşte su fışkırtıyor!
No cry of "There she blows!" was to entice us... from his single purpose.
Onun tek amacı için duymayı beklediğimiz "İşte orada!" Çığlığı henüz duyulmamıştı.
- There she blows!
İşte orada!
There she blows.
İşte orada.
There she blows.
İşte orada duruyor.
Hot damn, there she blows!
Çok sıcakmış.
There she blows.
İşte uçuyor.
- There she blows.
- İşte açıyoruz.
There she blows.
Geliyorum.
Jet, there she blows, matey!
Jet, bizi uçurur, arkadaşça!
There she blows.
Durulanıyor şimdi!
There she blows. ( gunfiire ) - We're taking fire!
İşte orda patlamış.
There she blows.
İşte patladı.
THERE SHE BLOWS.
Evet işte esiyor.
There she blows.
İşte geliyor.
So there she blows, huh?
Rüzgar oraya esiyor ha?
There she blows!
İşte fışkırtıyor!
( Andrew ) There she blows.
İşte üflüyor.
Well, there she blows The city's been leveled The hills are in flames
TYE Düzenleme ve Kontrol :
He had a catch phrase he'd always yell out, "There she blows!"
Her yakalama sahnesinde elinden kaçırıyordu, "İşte patlıyor!"
- There she blows.
- İşte patlıyor.
There she blows.
İşte gidiyor.
And there she blows. One Chelsea.
İşte bir tane buldum.
There she blows.
İşte burdaymış.
There she blows.
İşte damladı.
There she blows.
İşte üflüyor.
Oh! And there she blows.
İşte rüzgarımız.
There she blows.
Rüzgarımız esiyor.
Oh there she blows, right over there, off the starboard bow.
Çok güzel hava fışkırtıyor di mi?
"There she blows." ( Moby Dick )
"İşte yüzeye çıktı." ( Moby Dick )
Bring it back. Bring it back. Oh, there she blows.
Nasıl da kıvırıyor!
- There she blows.
- Oradalar.
There she blows.
İşte batıyor.
There she blows.
İşte çıkarttı.
There she blows!
İşte patlıyor!
And there she blows.
İşte burada.
- There she blows.
- İşte fırtına patladı.
There she blows.
İşte burada.
First race tomorrow. There She Blows.
Atın adı "There She Blows".
We did great. We won our bet on There She Blows.
There She Blows'a oynadığımız bahisi kazandık.
There she blows then.
İşte karşınızda.
There she blows, then.
İşte karşınızda.
There she blows.
Orada uçuyor.
For when the sun is low... and the cold wind blows across the desert... there are those of Indian blood... who still speak of Pearl Chavez... the half-breed girl from down along the border... and of the laughing outlaw... with whom she here kept a final rendezvous... never to be seen again.
Her zaman güneş batsa da ve her zaman soğuk rüzgarlar çöllerde esip savursa da hala o kızılderililerin kanı vardır orada. Onu anlatan kızılderililerin. Pearl Chavez'i anlatanların.
There she blows.
Geliyor işte.
- There she blows.
- İşte patladı.
She was leaving tomorrow for Canada and there's a letter from her sister in Toronto, which blows out the suicide, doesn't it?
Yarın Kanada'ya gidiyormuş ayrıca Toronto'daki kız kardeşinden bir de mektup var sanırım bunlar intihar ihtimalini ortadan kaldırıyor.
There she blows.
- Red John
You know, especially if this whole Vincent thing blows up, she might need to know that you're there for her.
Özellikle bu olay Vincent aleyhine sonuçlanırsa onun yanında olduğunu görmesi gerek.
there she is 1739
there she goes 129
there she goes again 38
there she was 49
there she is again 18
blows 55
blows raspberry 32
blows air 26
blows whistle 37
therese 78
there she goes 129
there she goes again 38
there she was 49
there she is again 18
blows 55
blows raspberry 32
blows air 26
blows whistle 37
therese 78
there 14012
theresa 292
there you go 7508
therefore 1419
there you are 4720
there's always hope 39
there we go 2292
there aren't any 65
there isn't 382
there he is 3176
theresa 292
there you go 7508
therefore 1419
there you are 4720
there's always hope 39
there we go 2292
there aren't any 65
there isn't 382
there he is 3176