English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ T ] / There she goes

There she goes tradutor Turco

502 parallel translation
There she goes, taking them out to exercise.
İşte geliyor, onları dolaştırmaya çıkarmış.
There she goes.
İşte gidiyor.
There she goes!
İşte orada!
- There she goes.
- Kaçıyor.
There she goes!
Geliyor!
There she goes again.
Yine başladı.
There she goes, stealing the scene again.
Gördün mü bak, gene tüm dikkatleri kendi üzerinde topladı.
There she goes, Esperanzo.
İşte gidiyor Esperanzo.
There she goes!
İşte geliyor!
There she goes.
- İşte düşüyor.
There she goes! Oh, please don't go to sleep again.
- Lütfen tekrar uyuma.
You're right, sir, there she goes.
haklısınız, efendim, kaçıyor.
There she goes.
İşte batıyor.
( There she goes, going, going, GONE!
( Tamam, oldu, oldu oldu!
There she goes again.
İşte yine başladı.
- And there she goes.
- İşte gidiyor.
There she goes.
Hadi bakalım!
Ease your line down. There she goes.
Kendiliğinden kayıp gitsin.
- There she goes.
- İşte oluyor.
And there she goes
Ve işte geliyor!
BARKER : Hey, there she goes.
Hey, işte orada.
There she goes!
Düşüyor!
There she goes.
İste gidiyor.
There she goes.
İşte başladık.
- Look, there she goes.
- İşte orada.
There she goes again.
Al işte yine baştan başlıyoruz.
There she goes again.
Zili yine çalıyor. Bu bana.
There she goes.
İşte oluyor.
There she goes.
İşte parçalandı.
There she goes!
İşte gidiyor!
Frank, there she goes!
Frank, kadın gidiyor!
Oh, there she goes again.
İşte yine geçiyor.
- There she goes!
- Geliyor!
There she goes. My wife can't stand seeing anyone who's not married.
Eşim evli olmayan biriyle görüşmeye fazla dayanamaz.
There she goes again. Every time it rains, she gets hysterical.
İşte yine başladı.Ne zaman kalabalık olsa, isterik geçirir.
There she goes into mr. johnson's
Rodgers. Bay Johnston'a Bn.
"Put her in there, she goes too."
Onu da içeri koy, o da gidiyor.
Of course, she goes with a different crowd than the Ferncliffes over there.
Ferncliffe'lerden epey farklı bir insan tabii.
She always goes there when she's lonely.
Kendini yalnız hissedince hep ona gider.
There she goes. Go get her, boys!
Yakalayın onu çocuklar!
There she goes.
Geliyor!
She goes there often.
Oraya sık sık gider.
He helped her out of the boat, real polite like, and he goes upstairs, and she goes over there and pays. - Hmph!
Akabinde merdivenden çıktı, kadın da kasaya ödemeyi yaptı.
There'll be no time to get them off the davits. We'll have to try and float them off as she goes down.
Onları mataforalardan indirmek için vaktimiz yok.
Over she goes, right there.
Aynen oraya gidiyor.
Unless there's a complete change of manner, she goes back on the next train.
Davranışlarını düzeltmezse ya da özür dilemezse ilk trenle geri döner.
No, I thought we could drive there, wait till she arrives and see where she goes.
Hayır, ben oraya gidip, Susan gelene kadar bekleriz ve nereye gittiğine bakmayı planlıyordum.
It'll be like setting off dynamite if she goes up there.
Chino dağa çıkarsa dinamiti ateşlemiş olur.
Alissa's with her family, she goes there... every year.
Alissa ailesiyle birlikteydi, her yıl... ailesinin yanına gidiyor.
She says that when she goes home, she wants you to take her there.
Eve döndüğünde, onu sizin götürmenizi istediğini söylüyor.
Suppose she goes up there?
Yukarı çıkar mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]