These ones tradutor Turco
1,241 parallel translation
- Just these ones, then?
- Yani sadece bunlar mı?
- These, just these ones.
- Bunlar, sadece bunlar.
Maybe these ones actually do.
Belki bunlar gerçekten hizmet etmişlerdir.
These ones could have been born during World War II.
Bunlar II. Dünya Savaşı sırasında doğmuş olabilirler.
These ones here are the prettiest.
Size bunları vereceğim. Daha güzeller.
We didn't come from so far away to vote for these ones?
Bütün bu yolları onlara oy vermek için gelmedik.
- What? These ones here?
Bunlar buraya mı?
Damn it, these ones are burnt too.
Lanet olsun, bunlar da yandı.
At first glance you might think you were in the 21st century but there are important differences The big cats are actually of the sabre tooth variety, although these ones only have small sabres.
İlk bakışta siz 21.yüzyılda olduğumuzu düşünebilirsiniz, fakat buradaki önemli farklar büyük kedilerin gerçekte kılıç dişlilerin cinsleri olması buna karşın bunların yalnız birkaçı küçük kılıç dişlidir.
How much are these ones?
Bunların fiyatı nedir?
These ones are mine!
Burada olanlar benimdir!
And most of these little ones were gone for good.
Ve aralarından pek çoğu öldü.
They're flavourings just like natural ones, using the same molecules as nature but instead of nature making them, a chemist made these molecules.
- Bu, doğal aroma ile aynı şey. Yani aynı moleküllerden oluşuyorlar. Ama doğa yerine bir kimyacı tarafından yaratılıyorlar.
- Which ones? - These!
- Hangilerini?
And these are good ones you eat with herring.
Bunlar oldukça güzel, ringa balığıyla iyi gider.
In supermarkets, the firm ones are sold in containers of 5 1 / 2 to 1 1 pounds, and these have to be of a specific caliber, of a specific size.
Sert olanlar süpermarketlere 2,5 ila 5 kilogramlık kaplar içinde satılıyor ve bunların belli çapta ve ebatta olmaları gerekiyor.
These two cars are the only ones of this type still operating in Japan
Bu iki tren, Japonya'da hâlâ faaliyette olan türünün tek örnekleri.
So these are the mighty Charmed Ones.
Demek kudretli Büyülü Olanlar bunlarmış.
These are all doctor bills, recent ones.
Bunlar yakın tarihli hastane belgeleri.
Is chicken okay? Yeah, whatever. More importantly, when you find yourself in the donut aisle, and you will find yourself in the donut aisle, these low-fat ones you bought,
Fark etmez, daha önemlisi, kendini lokma bölümünde bulduğunda ki bulacaksın, şu aldığın az yağlı olanlar var ya...
These characters look like the same ones that were on that tablet.
Bu harfler tabletin üzerindekilere benziyor.
These aren't like the ones on Thor's ship.
Bunlar Thor'un gemisindekilere benzemiyorlar.
Were these the ones raiding the orchards?
Bunlar meyve bahçelerini talan edenler mi?
Most of us have no idea that these fish are in trouble, even the most common ones such as cod,
Çoğumuzun bu balıkların tehlikede olduğundan haberi bile yok hatta morina gibi en yaygın olanların bile.
These are the last ones?
- Bunlar sonuncu mu?
Walking down these hallways hallways just like the ones I once walked down as a teenager I couldn't help I couldn't help thinking back to a time when every day I woke up depressed suicidal consumed by despair.
Bu koridorda yürüyorum koridorlarda, tıpkı küçükken yaptığım gibi engel olamıyorum, geçmişi düşünmeme engel olamıyorum her sabah depresif bir şekilde uyandığım o sabahları ümitsizlikle gelen. intiharsal sonu
See, these are the good ones.
Bunlar güzel olanlar.
These people are the ones with the courage.
Buradakilerin cesareti var.
These are the ones who carry their babies around in these backpacks or front packs or slings, or whatever these devices are called, that are apparently designed to leave the parents'hands free to sort through high end merchandise
Bunlar bebeklerini şu sırtçantalarında veya önlerinde, anne kucağında, ya da ismi herne ise olan o şeyde taşıyanlar, Görünen o ki, bu alet ebeveynlerin eli rahat olsun da yukarıdaki şeyleri rahatça alabilip platin kredi kartlarına rahatça uzansınlar diye tasarlanmış.
These marks look just like the ones we found on the other dead girls.
Bu izler, diğer kızlarda bulduğumuz izlere benziyor.
These are the ones right here.
Buradakiler.
You don't want to miss these moments, even the sad ones because you'll never get them back.
Bu anları kaçırmak istemezsin, en üzücü olanları bile. Çünkü onları asla geri alamazsın.
These are the ones that could show up on 24 hours'notice.
Bunlar 24 saat içinde gelin dediklerimiz.
And these fanatics that run your school... are the ones that write the letters to the fancy colleges... saying things like,'Hey, she's keen, look at her.'
İyi üniversitelere tavsiye mektuplarını okulu yöneten bu fanatikler yazacak. Ya "Çok azimli bir öğrencidir. Şuna baksanıza" diyecekler.
- These are the ones you asked for.
Ama bunlar istediğin notlar.
Does not often happen with me, that these old ones get away with something.
Bu genelde başıma gelmez, yaşlılar paçayı kurtaramaz.
But not all these people are responsible for that, and even the ones that were were just doing what they believed was right.
Ama buradaki herkes bunun sorumlusu değil, hatta yapanlar bile bunun doğrusu olduğuna inanıyorlardı.
But these naked ones of you are far more interesting, man.
Fakat bu çıplak oldukların, çok daha enteresan, dostum.
They do these plaster castings and the ones they got from the fileid that night were from 91l2 Nikes.
O akşam arazide buldukları izler 44 numara bir Nike'a ait.
I usually prefer the plastic ones because these give me splinters.
Plastik tercih ederim çünkü bunların kıymıkları batıyor.
You know... these purps... they're kind of like the ones back home on Montressor.
Biliyor musun? Bu mor limonlar benim yaşadığım Montresor'dakilere benziyor.
You see these short little ones?
Şu küçük olanları görüyor musun?
Some people might call them "spoiled"... but I think that, um, these almost-ruined ones... sometimes make the sweetest jam.
Bazıları onları berbat olmuş diye adlandıracaktır... Fakat ben düşünüyorum ki, bu neredeyse mahvolmuş olanlarından... bazen çok iyi reçel yapılır.
These days they're the only ones catch the light. The only ones. You come tonight, and you're gonna get me.
sadece onlar, bu gece gelerek, beni ve tanıdığım insanları kazanacaksınız.
Oh, are these the ones we're lookin'for?
Oh, bizim aradıklarımız bunlar mı?
You're sure these are the ones you wanted?
İstediklerinin bunlar olduğundan emin misin?
These are rough people, the ones who took her. No telling what they might do.
Kızınızı kaçıranlar tehlikeli insanlar.
Are these new ones?
Bunlar yeniler mi?
These are for real, not like the ones in your lousy films.
Bunlar gerçek... senin rezil filmlerindeki gibi değiller.
These people are the ones who gave their lives to reclaim our country
Bu insanlar ülkemizin Geleceği için canlarını verdiler.
The niggas that you all see right here, the few ones that's right here at this fucking table, these is the niggas to count on.
Şu anda burada bulunan... masada beraber oturduğumuz dostlarımız... asıl adam gibi adam bunlar işte.
ones 44
these 760
theseus 51
these are for you 196
these are my friends 112
these are my parents 38
these things take time 64
these things happen 186
these are your friends 17
these days 368
these 760
theseus 51
these are for you 196
these are my friends 112
these are my parents 38
these things take time 64
these things happen 186
these are your friends 17
these days 368
these are 200
these are my children 16
these are good people 21
these are my people 41
these are delicious 19
these people 330
these are their stories 161
these are beautiful 38
these two 100
these men 83
these are my children 16
these are good people 21
these are my people 41
these are delicious 19
these people 330
these are their stories 161
these are beautiful 38
these two 100
these men 83