They're not sure tradutor Turco
634 parallel translation
They're not sure.
Ne biliyormuş?
Because you're not supposed to give people things unless you're sure they like to get them from you.
Kabul edeceğine emin olmadan bir şey vermemen gerekir.
So do some men... if they're sure they're not going to be shot any moment.
Her an vurulmayacaklarından eminseler bazı erkekler için de aynı durum geçerlidir.
That's to make sure that they're not too crazy.
Fazla deli olmadıklarından emin olmak için.
I repeat again do not open up on your radios until you're sure they've spotted you.
Tekrar ediyorum, sizi gördüklerinden emin olmadıkça telsizlerinizi açmayın.
Maybe they're not too sure we're here.
Belki de burada olduğumuzu kesin olarak bilmiyorlar.
You're an insecure, pampered woman accustomed to attracting men... but you're not sure whether they're attracted to you or your money.
Siz güvensiz, şımarık ve erkeklerin çekici bulduğu bir kadınsınız. Ama sizi mi, paranızı mı çekici bulduklarına emin değilsiniz.
I'm not sure they're safe, but we'll certainly have lunch together.
Onların güvenli olduğundan emin değilim, ama kesinlikte bir öğle yemeğinden eminim.
I'm not even sure they're going.
Gittiklerinden bile emin değilim.
Make sure they're not just malingerers.
Hasta ayağı yapmadıklarına emin ol.
I know he's not without faults, but they're those of wildness and youth, and I am sure many of us have worse.
Onun hatasız biri olmadığının farkındayım... Ama bunlar hep gençliğinden. Eminim aramızda daha kötüleri vardır.
I'm sure they're not too worried.
Fazla endişelenmediklerine eminim.
We're not sure if they're even looking for us anymore.
Bizi aradıklarını hiç sanmıyorum
I'm not sure. But if they're going to catch us up we've got to find something to fight back with, hmm?
Ama eğer bizi yakalayacaklarsa onlara karşı savunma yapmak için bir şeyler bulmamız gerek.
We're not sure, but we think they're due to Dr. Philips'experiments.
Emin değiliz ama Dr. Philips'in deneyleri ile ilgili olduğunu düşünüyoruz.
We're not sure they're for sale, captain.
Satmak istediğimizden emin değiliz.
No, I'm sure they're not true.
Hayır, doğru olmadıklarından emin değilim.
They're sure not detectives.
Kesinlikle dedektif değiller.
I'm not sure they're sure.
- Kendileri de emin değil galiba.
Right now, I'm not sure what they're up to.
Bu günkü olanlardan sonra, biraz tedirginim.
I'm sure they're all very nice, but that is not the group I'd like to be known as in.
İyi. Eminim hepsi çok hoştur ama ben o gruba sokulmak istemiyorum.
It's your job to make sure that the actors... are supposed to be where they're supposed to be... and not wandering around drunk somewhere.
Aktörlerin olmaları yerde bulunmalarından emin olmak senin görevin. Başıboş dolaşmamaları ve bir yerlerde sarhoş olmamaları da.
We're not sure. I think they're trying to get all the cats in the cars and just direct the cars to get out.
Bir fikrimiz yok ama sanırım herkesi araçlara doldurup defolun falan diyeceklermiş!
They're not sure whether she can be saved.
Madonna'yı koruyup koruyamayacağımızdan emin değiliz.
I'm not sure I had to fight when they're picking on me Go now I'm not going This isn't a show I do realise
Bilmiyorum zorlamalardı dövüşmezdim hadi git gitmek istemiyorum burda gösteri yapmıyoruz biliyorum ama arkadaşımı böyle arkada bırakamam
I'm not quite sure, but I think they're mine.
Emin değilim ama, onlar benim sanırım.
They're not sure yet.
Henüz emin değiller.
- Sure they're not just out of your range?
- Sınırın dışında olmadıklarına emin misiniz?
Make sure they're not carrying anything.
Üzerlerinde silah var mı kontrol et.
They must have come down with something,'cause they're sure not feeling well.
Biraz rahatsızlandılar galiba kendilerini iyi hissetmiyorlardı. Programa uysak diyorum?
- They're not sure.
- Kararları kesin değil.
They're not sure, believe me.
İnan bana daha karar vermemişler.
They're not sure if I mean it or if I'm joking.
Şaka mı yapıyorum, ciddi miyim emin olamayacaklar.
Well, they're not sure
Onlar için bir muamma.
Sure, but to tell you the truth, they're not really friends.
Tabi ki.. Aslında doğruyu söylemek gerekirse onlar arkadaşlarım değil.
I'm not sure if they're all legitimate.
Hepsinin yasal olduğundan emin değilim.
- They're not sure he will. - My God!
- Kurtulacağından emin değiller.
They're sure not gonna split any hairs.
Ayrım yapmayacaklarına eminim.
I'd like to make sure they're not caused by humidity from structure leakage... but I'm not goin'up there to find out.
Bunların bir sızıntının yol açtığı nemden kaynaklanmadığını görmek isterdim. Ama yukarı çıkıp bakmam.
You sure they're not gonna be sittin'ducks down there?
Aşağıda keklik gibi avlanmayacaklarından emin misin?
They watch you for a few weeks, make sure you're not a spy.
Seni birkaç hafta izlerler, casus olmadığından emin olmak için.
I'm not even sure they're organic.
Organik olduklarından bile emin değilim.
- They're not sure he'll recover.
- İyileşebileceğinden emin değiller.
- Well, we're sure of the two, and there's no reason to believe they're not in sequence, so we're gonna have to disarm them simultaneously.
Bu ikisinden eminiz ve sıralı olmadıklarına inanmak için bir neden yok yani eş zamanlı olarak etkisiz hale getirebiliriz.
I'm not really sure if they're gonna accept me.
Beni kabul edeceklerinden emin değilim.
Then when they do it to you in the night and you're not sure if you're dreaming or if it's really happening.
Ve gece seni becerdiklerinde hayal mi gerçek mi olduğunu ayırt edememe hissini.
We're pretty sure they're not armed.
Adamların silahsız olduğundan eminiz.
- They're not sure.
- Emin değiller.
Liberal though you are with your servants, I'm sure they're not able to afford twenty-two guinea, walking dresses for their ladies.
Hizmetçilerinize oldukça cömert olsanız da eminim ki hanımları için 22 gine altın değerinde elbiseler almaya güçleri yetmez.
Well, I believe they're windows, but I'm not sure it's a soul I see.
Pencere olduklarına inanıyorum, ama ruh konusunda emin değilim.
They'll turn up your driveway, not knowing for sure why they're doing it.
Kesin olarak ne yaptıklarını bilmeden evinin sokağına girecekler.
they're not happy 17
they're not going anywhere 43
they're not yours 24
they're not here 176
they're not stupid 24
they're not 686
they're not so bad 28
they're not mine 63
they're not bad 26
they're not the same 18
they're not going anywhere 43
they're not yours 24
they're not here 176
they're not stupid 24
they're not 686
they're not so bad 28
they're not mine 63
they're not bad 26
they're not the same 18