Thought you should know tradutor Turco
984 parallel translation
- I thought you should know.
- Bilmeniz gerektiğini düşündüm.
I just thought you should know we don't dress for dinner here.
Bilmen gerekir diye düşündüm, burada yemek için özel giyinmeyiz.
I thought you should know.
Bilmen gerekir diye düşündüm.
I just thought you should know.
Bilmeniz gerektiğini düşündüm.
I thought you should know about it.
Bunu bilmeniz gerekir diye düşündüm.
If I`m gonna stay here a couple days, I just thought you should know.
Bir kaç gün burda kalacaksam bilmeni istedim.
I thought you should know.
Bilmeniz gerektiğini düşündüm.
Well, I thought you should know...
Bilirsin sanmıştım... Neden?
I just thought you should know.
Sadece bilmen gerekir diye düşündüm.
I thought you should know.
Bilmeniz gerekir diye düşündüm.
But I did overhear something tonight that could be important, and, uh, I thought you should know.
Ama bu gece önemli birşeyler olabileceğini duydum. Ve ben bilmen gerekir diye düşündüm.
I thought you should know that our legation was violated again this afternoon.
Bu öğleden sonra Legasyonumuzun tekrar saldırıya uğradığını bilmen gerekir diye düşündüm.
Mazilli, I thought you should know... that you're completely alone.
Mazilli, bilmen gerekir diye düşündüm... tamamen yalnızsın.
I thought you should know that where he wound up... isn't-It's not where he started.
Onu bulduğunuz yerin aslında olayın başladığı yer olmadığını söylemek istedim.
I thought you should know.
Bilmen gerektiğini düşündüm.
I thought you should know.
Bilmek isteyeceğinizi düşündüm.
We thought you should know.
Bilmeniz gerektiğini düşündük.
I'm your next-door neighbour, and I thought you should know that through some acoustical oddness
- Merhaba. Ben yan komşunuzum. Ve hastalarınızı oldukça net duyabildiğim için akustik bir tuhaflık...
I just thought you should know.
Sadece bilmen gerektiğini düşündüm.
I thought you should know, I made all the arrangements for Charlie.
Bilmen gerektiğini düşündüm, Charlie için bütün hazırlıkları yaptım.
I just thought you should know.
Bilmen gerektiğini düşündüm.
This might be nothing, but I thought you should know.
Önemli bir şey olmayabilir, ama bilmeniz gerekir.
- I thought you should know.
- Bilmelisin diye düşündüm.
I thought you should know, I've received two communications.
Bilmen gerektiğini düşündüğüm, iki tane haber aldım.
I guess that's not the answer to all of Savannah's problems but I thought you should know.
Herhalde bu Savannah'nın tüm sorunlarının yanıtı değildir ama bilmen gerekir dedim.
- I just thought you should know!
- Bilmen gerektiğini düşündüm.
I thought you should know that.
Bunu bilmen gerektiğini düşündüm.
I just thought you should know, you know, in case I do finally disappear.
sadece bilmeni istedim, bilirsin, aniden ortadan kaybolma ihtimaline karşı.
We thought you should know, ma'am, before the boss finds him.
Patrondan önce sizin bilmenizi istedik hanımefendi.
I just thought you should know.
- Bilmeniz gerektiğini düşündüm.
I just thought you should know.
Bilmen gerekir diye düşündüm.
There's something that I thought you should know.
Bilmen gereken bir şey olduğunu düşündüm.
You know, Jervis, yesterday when I arrived from college... and you looked so stern, and you thought that I should not have come alone -
Dün üniversiteden geldiğimde, çok katı görünüyordun, yalnız gelmemem gerektiğini mi düşündün?
I thought you should be the first to know.
Önce sizin bilmeniz gerektiğini düşündüm.
I thought I should let you know, I ran all the way here.
Bilmen gerektiğini düşündüm, buraya kadar koştum.
Yes, we do, you should know I went to the opera not to spy on you but because I longed for you and was sick with the thought of your leaving me.
Evet, çünkü bilmeni istiyorum ki operaya gitme sebebim seni gizlice izlemek değildi, eski günlerimize özlemdendi beni terk edeceğine o kadar üzülüyorum ki.
I know, but when I heard that woman say she knew everything, I thought I should come over here and tell you about it.
İyi de o kadın herşeyi biliyorum deyince, buraya gelip size söylemem gerek diye düşündüm.
I should have thought you'd know Oliver better than that, Mr. Pym.
Oliver'ı daha iyi tanıdığınızı sanıyordum, Bay Pym.
I feel I know you, although I never thought we should ever really meet.
Sanırım, seni biliyorum, ama daha önce tanıştırılmamıştık.
I didn't kill anyone They hit me I know I can't get out of it lf l don't do it they'll kill me You should die rather than do it I thought of it, but...
Ben öldürmek istemiyorum ama beni dövdüler kaçamayacağımı biliyorum eğer öldürmezsem, beni öldürecekler masum birini öldürmektense ölmek daha iyidir bunuda düşündüm... ama öldüreceğim kişiyi..
I just thought that I should tell you that I support... your action and if there is anything I can do to help, please let me know.
Eyleminizi desteklediğimi ve yardım edebileceğim bir şey olursa söylemenizin yeterli olacağını söylemem gerektiğini düşündüm.
I thought maybe she should see a doctor, you know. - What in the world are you saying?
sanırım belki de onu bir doktora götürsek iyi olacak
... and they ask you not to tell me something that you thought that I should know, would you do it?
... ve sana benim bilmem gerektiğini düşündüğün bir şey söyleyip benden gizlemeni isteseydi. Söyler miydin?
I saw you arrive and I thought I should get to know you.
Seni geldi? inde gördüm ve dü? ündüm Seni tan?
Well, you know, maybe you should have thought about that, Jesse, before you plopped your colored butt down on a stool over there at Miz Patty's.
Belki de bunu, o zenci poponla Bayan Patty'nin taburesine oturmadan önce düşünecektin, Jesse.
I thought that you should know it, that's all.
Sadece bilmen gerektiğini düşündüm. Hepsi bu.
I thought that you should know.
Bilmelisin diye düşündüm.
If I didn't know better, I should have thought you wanted them to riot.
Eğer iyi bilmeseydim, onları ayaklandırmak istediğinizi düşünecektim.
That's what I thought... that he should know what it's like... but a woman can't rape... so I thought it would be something you would have to do.
Yaptığının nasıl bir şey olduğunu anlasın diye düşündüm ama bunu bir kadın yapamaz o yüzden de bunu senin yapabileceğini düşündüm.
I thought you should hear it from somebody instead of seeing it on the news, because I know that you and he had a thing.
Haberlerde duyman yerine... benden duyman daha iyi olur diye düşündüm. Çünkü aranızda bir şeyler olduğunu... biliyorum.
Should've told you sooner, but I thought maybe... business, you know, pick up a little.
Sana daha erken söylemeliydim, ama düşündüm de belki iş, anla biraz.