You should know that tradutor Turco
4,115 parallel translation
Of course not. You should know that, as we speak, the police are attempting to locate his tablet at the Delancey home.
Bilgin olsun, şu an konuştuğumuz sırada polis Delancey'lerin evinde tablete ulaşmaya çalışıyor.
But you should know that you're not going to say anything that I haven't already said to myself.
Ama bilmelisin ki bana kendime çoktan söylemediğim bir şey söyleyemezsin.
Ahem. But in the spirit of not being late again... uh, if you ever decide that Oliver Queen isn't the guy for you... if you decide that you wanna go on a date with someone else, urn... you should know that, that guy, he'll be on time.
Ama bir daha geç kalmamak adına eğer Oliver Queen'in senin için uygun kişi olmadığına karar verirsen eğer başka biriyle çıkmak istediğin kararına varırsan o adamın zamanında geleceğini bilmen gerekir.
While I have you in a good mood, you should know that Skye's trying to I.D. the agent that dropped her off at the orphanage.
Seni iyi hâlde yakalamışken Skye'ın, kendisini yetimhaneye bırakan kadın ajanın kimliğini bulmaya çalıştığını bilmelisin.
Setting aside your somewhat... binary moral compass, Ms. Shaw, you should know that Mr. Reese's injuries are life-threatening.
Sığ ahlaki görüşünüzü bir kenara bırakırsak Bayan Shaw Bay Reese'in hayati tehlikede olduğunu bilmelisiniz.
You should know that it's embarrassing.
Utanmaz seni söylediği şeye bak.
You should know that.
Bunu bilmeniz gerekir.
You should know that those people worked really hard to build this magazine.
O insanlar bu dergiyi inşa etmek için çok çalıştılar.
You should know that, girl.
Bunu bilmen lazım, şımarık kız.
Oh, you should know that...
Oh, bunu bilmeli...
You should know that!
Bunu bilmeli!
You should know that better than anybody.
Bunu herkesten fazla sen bilmelisin.
Agent, you should know that there are some on this committee who feel, given your service record, both for this country and against it, that you belong in a penitentiary. Not mouthing off on Capitol Hill.
Ajan, bu heyette bu ülke ve bu ülke karşıtı hizmet sicil kaydınıza bakarak değil Capitol Tepesi'nde boşboğazlık etmeniz direk ıslahevine yollanmanız gerektiğini düşünen üyeler var.
Tom's got a real dark side... you should know that.
Tom kötü tarafta şimdi, bunu biliyor olmalısın.
You should know that Mr. Witter has quite gladly consented to this procedure.
Bay Witter'ın bu prosedüre tamamen razı olduğunu bilmen gerekir.
Uh, just thought you should know that the meat here is real shitty.
Buradaki etin çok boktan olduğunu bilin.
Everything has a price, you're an adult, you should know that.
Her şeyin bir ücreti vardır. Koca kadınsın, bunu bilmen gerek.
You should know better than anyone that the surest way to make me do something is to tell me that I can't.
Bana birşeyi yaptırmanın... en iyi yolunun, yapamayacağımı söylemek... olduğunu bilirsin.
Yeah, I've been thinking that we should... You know, maybe think about moving in together.
Düşündüm de belki ikimiz birlikte yaşamayı düşünmeliyiz.
You know, you should ride that bike.
O bisiklete binmelisin.
You of all people should know how wrong that is.
Siz ve diğerleri bunun ne kadar yanlış olduğunu bilmelisiniz.
remember this date, which you should know anyway, because it's the same date in 1979 that I peed on Andy Warhol's shoe in the ladies'room at Studio 54.
Gerçi bu tarihi zaten hatırlıyor olabilirsin. 1979 yılında bugün Studio 54'ün kadınlar tuvaletinde Andy Warhol'un ayakkabısına işemiştim.
You should know better than that.
Bunu iyi bilmen gerekir.
Everyone should know that you're a racist institution.
Irkçı bir kurum olduğunuzu herkes bilmeli.
And neither of you thought that was something that I should know?
İkiniz de bunun bilmem gereken bir şey olduğunu düşünmediniz mi?
"No, no, you know what, you should have " radishes that are shaped like hummingbirds and wear dandelion hats. "
"Hayır, hayır, bence sen kırmızı sinekkuşu görünümlü, hindiba çiçeği şapkalarından gitmelisin."
You of all people should know that.
Sen bunu herkesten iyi bilirsin.
And what you should know is that she did it for me.
Senin bilmen gereken de bunu benim için yapmış olduğu.
You know, you should come do that.
- Evet, ben... Gelip yapman lazım.
Well, you should know by now, Agent Ward, that looks can be deceiving.
Ajan Ward, şimdiye dek görünüşün aldatıcı olabileceğini öğrenmiş olmalıydın.
Okay, Kensilina, you of all people should know that, uh, chairdom is especially lethal for women.
Pekâlâ Kensilina ve diğerleri bilmelisiniz ki çok oturmak özellikle kadınlar için ölümcüldür.
I know that I did some things the last time I got back that scared you and they should have.
Biliyorum, zamanında yaptığım şeyler sizi korkuttu, korkutmalı da.
You know what? That's exactly what we should be doing.
Biz de kesinlikle böyle yapmalıyız.
He should know that if he goes out for a bag of chips, he could come home to find you replaced his saddle with a thong.
Bir paket cips almak için dışarı çıkarsa eyerini bir tanga ile değiştireceğini öğrenmiş olur.
It's cool that you're transitioning, but you really should let people know you're not Puerto Rican.
Cinsiyet değiştiriyor olmanda sorun yok ama insanları Porto Rikoluyum diye kandırmamalısın.
I know you're against office romances, but your dad really seems to like this Janet, and I think that you should encourage him to find love and get him out of my house.
Biliyorum, ofis içi romantizme karşısın ama baban şu Janet'i gerçekten sevmiş olmalı ve bence onu aşkı bulması için cesaretlendirmelisin ki evimden çıksın.
You've gotta dig deep. You know, people say that you should write about what you know, but that's bull.
Derin kazmalısın biliyorsun... insanlar bildiğin şey hakkında yazmanı söyleyip durur ama bu saçmalık.
( jake ) you're a fireman, you should know how to treat that burn.
İtfaiyecisin sen, bu lafın altından kalkarsın.
I think that you should do something about it before it's too late. You know what?
Biliyor musun?
I'm now going to ask each of you in turn to declare that you do not know of any lawful reason why you should not be married to each other.
Kanunen evlenmenize engel herhangi bir sebep olup olmadığını söylemeniz için ikinize de soracağım.
Thought that you should know.
Bilmen gerekir diye düşündüm.
You should know... that it wasn't... it wasn't just sex.
Şunu bilmelisin ki sebep sadece seks değildi. Sebebi- - İhtiyacım vardı...
I know I should told you, but... I was afraid, if you knew... That you wouldn't want to be with me...
Sana söylemek istedim... ama beni bırakmandan korkuyordum.
I don't know if I should be impressed by the effort or insulted that you think you can pull that off.
Harcadığın efordan etkileneyim mi, yoksa başaracağını sandığın için küçük mü düşeyim?
Oh, well, you know what? You should have that enlarged.
- Belki de zekânı geliştirmen gerekiyor.
You know, I told Bo that we should bust you up and leave you there when we're through, but he's got a code.
Bo'ya seninle görüşmemizi kesmemizi ve barda bir başına bırakmayı söyledim. Ama adamda iş ahlakı var.
If there's one thing you should know about writers is that we don't suffer alone very well.
Yazarlar hakkında bilmeniz gereken tek şey, yalnızken iyi acı çekemeyişimiz.
I should know that just looking at you.
Yüzünüze bakıp anlamalıyım.
You know, you should try doing something that's bad for you for a change.
Biliyormusun birseyler yapmaya baslamalisin Bu senin için kötü
Well, I understand why you'd think that, but something you should know is that I have hundreds of employees and I guess a pretty large portion of them I've never met, and I'm afraid your daughter is one of them.
Neden böyle düşündüğünüzü biliyorum, ama bilmeniz gereken bir şey yüzlerce çalışanımın olduğu ve sanırım çok büyük bir kısmıyla hiç tanışmadım, ve sanırım sizin kızınız da onlardan biri.
Uh... Yeah, you know, actually, there is a problem that we should talk about.
Biliyorsun, açıkçası seninle konuşmamız gereken bir sorun var.
you should know that by now 28
you shouldn't smoke 23
you shouldn't have done that 152
you shouldn't 299
you should come 233
you should see a doctor 24
you shouldn't have 355
you should know better 74
you shouldn't have said that 26
you shouldn't have bothered 22
you shouldn't smoke 23
you shouldn't have done that 152
you shouldn't 299
you should come 233
you should see a doctor 24
you shouldn't have 355
you should know better 74
you shouldn't have said that 26
you shouldn't have bothered 22
you should be ashamed of yourself 149
you shouldn't be in here 36
you shouldn't say that 24
you should know 399
you should have told me 157
you should 1132
you should try it 151
you shouldn't have come here 76
you shouldn't be here 384
you should go 736
you shouldn't be in here 36
you shouldn't say that 24
you should know 399
you should have told me 157
you should 1132
you should try it 151
you shouldn't have come here 76
you shouldn't be here 384
you should go 736