To school tradutor Turco
32,733 parallel translation
How much more money are we talking about for her to go to school?
Kızının okulunu da hesaba katınca ne kadar paradan söz ediyoruz?
I can just take the bus to school.
Okula otobüsle gidebilirim.
Why is Helen driving you to school all of a sudden?
Neden Helen tüm işinin içinde seni okula bırakıyor?
Right to school and then right home, okay?
- Direk okula, sonra eve, tamam mı?
This where I'm gonna go to school now?
- Artık okula buraya mı geleceğim?
He's gonna take you to school in the morning, and I'm gonna pick you up.
Sabah seni okula o götürecek, ben de seni alacağım.
He goes to school, plays video games, even listens to music in his room.
Okula gidiyor. Bilgisayar oyunu oynuyor. Hatta odasında müzik bile dinliyor.
He go to school, and that's it.
Sadece okula gidiyor. Hepsi bu.
You know we don't have to go to school, right?
Okula gitmek zorunda değiliz biliyorsun, değil mi?
I shouldn't have come to school today.
Bu gün okula gelmemeliydim.
We could go to school in the same city.
Aynı şehirdeki okula gideriz.
I want to go to school, I really do, but I just...
Okula gitmek istiyorum, gerçekten. Ama...
Stay in bed until I get your sisters ready and to school, and if you wake up, no texting, no internet, no "Pretty Little Liars."
Ben kardeşlerini okul için hazırlayana kadar yataktan çıkma. Eğer çıkarsan mesajlaşmak, internet ve Pretty Little Liars izlemek yok.
She's not going to school?
Okula gitmiyor mu?
You and Max need a ride to school?
Max ve seni okula bırakayım mı?
Well, we had a bit of a situation, but I'd like to talk to you about it when you get to school.
Bir sıkıntı oldu. Ama okula geldiğinde konuşmak istiyorum. Kısa sürede gelebilir misin?
Isn't it reasonable for me to expect that once you go to school you won't need me again until 3 : 00?
Okula gittiğinde 3 : 00'e kadar bana ihtiyacın olmayacağını düşünerek hata mı ediyorum?
No, I have to drop my kid to school.
Hayır, oğlumu okula bırakmak zorundayım.
- I will go to school by myself.
Okula kendim giderim.
The next day, Pablo went back to school.
Sonraki gün Pablo okula gitti.
You take them to school.
Okula götürüyorsun.
I went to school with Janice. Isn't that?
Ama Janice'le aynı okula gittik.
So who is it? It's against school policy to give out that kind of information.
Bu tür bilgileri vermek okul kurallarına aykırı.
I drove up to his school last week to bring him a chair, but he can't pick me up a damn taco?
Ona sandalye götürmek için geçen hafta okuluna kadar gittim ama o bana bir taco alamıyor mu?
You know I'm gonna have to pay for her school, too.
Onun okul parasını da ödemek zorunda kalacağım.
We're gonna share an apartment and go to dealer school.
Bir daireyi paylaşacağız ve dağıtıcı olmayı öğreneceğiz.
Philip had a good reason to skip the school trip.
Philip'in okul gezisini ekmesine iyi bir nedeni varmış..
Come on, you're going to be for school.
Hadi. Okula geç kalacaksınız.
Oh, someone at school you want to look good for?
Okulda iyi görünmek istediğin bir mi var?
I have to quit school, get married, baby-proof the apartment, and go to that stupid parenting class.
Okulu bırakmalıyım, evlenmeliyim evi bebek için zararsız hale getirmeliyim ve o aptal ebeveynlik dersini geçmeliyim.
I want to drop out of school.
Okulu bırakmak istemiyorum.
Besides, you don't want your baby to think her mom is a high-school dropout.
Ayrıca, bebeğinin annesinin lise terk olduğunu düşünmesini istemezsin.
You don't want to see this. School's closed.
Bunu görmek istemezsin.
What have they done to my school?
Okuluma ne yapmışlar böyle?
Hey. Why aren't you going to public school?
Neden devlet okuluna gitmiyorsun?
The public-school system is being gutted by you sending your kid to this expensive private school.
- Devlet okulu sistemi, çocuğunu bu pahalı okula gönderen sizler yüzünden mahvoluyor.
Going to this high and mighty all-white private school while leaving my little brown boy Liam out in the cold?
Benim küçük, kahverengi oğlum Liam soğuktayken bu haşmetli, tamamı beyazlardan oluşan özel okula giderken?
- And tell your parents you don't want to go to this fancy school.
- Ve ebeveynlerinize bu cafcaflı okula gitmek istemediğinizi söylerdiniz.
My son's going to private school.
Oğlum özel okula gidiyor.
You know, being a rapper is something that a high school kid wants to do.
Sadece liseli çocuklar rapçi olmak istiyorlar.
How do I get invited to a high school party?
Lise partisine nasıl davet edilebilirim?
You're going to turn yourselves in to the school for hazing.
Aşağılama sebebiyle üniversiye teslim olacaksınız.
Max, honey, can we just go back to the regular hard things, like school supplies?
Max canım, normal şeylere dönebilir miyiz? Okul malzemelerine mesela?
We gotta listen to Mr. Sunday School all the way back to base?
Hadi ama ya, üs yolu boyunca Bay Pazar Okulu'nu dinlemek zorunda mıyız?
I need to get into some old-school shit here. Concentrate.
Konsantre olmak için buradaki eski tarz zırvalara uyum sağlamam gerek.
To cover my own ass, as well as the school's. You understand.
Hem kendi götümü hem de okulunkini kurtarmak için.
You know, when I was in high school, you wouldn't have existed to me.
Ben lisedeyken varlığından haberim olmazdı.
Or I will take you back to the School.
Yoksa seni okula geri götürürüm.
Should I take you back to the School?
Seni okula geri götüreyim mi?
Come, I will take you back to the School!
Hadi, seni okula geri götüreceğim?
I had to chaperone this school field trip when Flo was sick, you know?
Flo hastayken bir okul gezisine gözetmenlik etmek zorunda kalmıştım.
school 616
schools 68
schooled 38
school's out 28
school teacher 23
school sweetheart 16
school bell rings 101
school bell ringing 72
schools 68
schooled 38
school's out 28
school teacher 23
school sweetheart 16
school bell rings 101
school bell ringing 72