Trip tradutor Turco
23,535 parallel translation
Hmm, I'm gonna love this trip.
Bu seyahate bayılacağım galiba.
Despite what she says, this trip will be fun.
Lisa, uyardığın için teşekkürler. Söylediği şey dışında, bu yolculuk çok eğlenceli olacak.
Why not? The panels are on a one-way trip to SEAL Team Six.
Paneller Deniz Özel Kuvvetler Altıncı Takıma doğru yolculuk ediyorlar.
For a beach trip?
Plaj yolculuğu için?
I always like to start my beach trip with a live sex show.
Bu eğlenceli. Hep plaj yolculuğuma canlı bir seks gösterisiyle başlamak istemiştim.
Oh, and enjoy your trip.
Eğlenmene bak.
You still going on your trip, then?
- Şu kampa hâlâ gidiyorsun o zaman?
Wasted trip, I'm afraid.
Korkarım, boşuna gelmiş olduk.
It's this Outward Bound school trip thing to the Lakes.
Bu göllere Dış Sınır okul gezisi şeysi.
Like Jack and his damn field trip.
Jack ve onun lanet olası okul gezisi gibi.
But anyway, I just came to let you know that tonight I think my Instagram likes are gonna hit the trip digs.
Neyse buraya Instagram beğenilerimin bu gece üç katına çıkacağını haber vermek için geldim.
How was your last trip to camp?
Kamptaki son günün nasıldı?
That trip to camp was a triumph.
Şu kamp bir zafer.
How'd you feel about another trip to Morris Park, then?
Morris Park'a bir daha gitmeye ne dersin, o zaman?
Road trip.
Yola çıkalım.
We want to take a trip.
Seyahate çıkmak istiyoruz.
Like a... Like a road trip?
Uzun yola mı gidiyoruz?
Ah, sorry it was such a short trip.
Üzüldüm, çok kısa bir gezi oldu.
Good point, she did admit she loved Josh after the bus trip.
Otobüs yolculuğundan sonra Josh'ı sevdiğini itiraf etmişti.
I offer that in the spirit of maternal advice that you may emerge from this trip with any remaining respect or affection at all.
Bunu bir anne tavsiyesi olarak veriyorum. Bu ziyaretinden sonra herhangi bir saygı veya sevgi görmek istersen diye.
I come all this way, back to this gaping wound of a country, forbidden to bring my own wife, to pay respects to my dear, late brother and they compound an already traumatic and painful trip with this humiliation!
Açık bir yaraya benzeyen bu ülkeye onca yoldan geldim eşimin gelmesi yasaklandı, sevgili rahmetli kardeşime saygımı sunmak istedim ama halihazırda sarsıcı ve acılı olan ziyaretime bu aşağılanma eklendi!
- And on our romantic trip to Rhodesia...
- Ve Rodezya'ya romantik seyahatimizde...
This banishment won't start until after our trip to Rhodesia?
Bu sürgün Rodezya gezimizden sonra olsun.
To accompany her on her trip to Belfast this week. To...
Bu haftaki Belfast gezisinde ona eşlik etmem için.
I regretted having to take you off the Rhodesia trip. Yes.
Seni Rodezya gezisinden aldığım için üzgünüm.
But one thing the trip to Northern Ireland has made very clear to me is that the romance between Margaret and myself has caught the public eye.
Ama Kuzey İrlanda gezisinden anladığım bir şey varsa o da Margaret ile aramdaki ilişkinin halka yansıdığıdır.
It feels like we're on field trip. How nice.
Saha araştırmasındayız sanki, ne güzel.
This isn't a camping trip, it's a smuggling operation.
Bu bir kamp gezisi değil, kaçakçılık operasyonu.
You've been posting pictures the whole trip?
Bütün yolculuk boyunca atıyor muydun?
There was a whole bunch of pictures of your trip.
Bir sürü yolculuk fotoğrafı vardı.
Have a good trip.
İyi yolculuklar.
You win a trip to a very pretty villa.
Çok güzel bir villaya gezi kazandın!
It's a little hunting trip, that's all.
Ufak bir av gezisi, hepsi bu.
I, uh... I heard you're taking a trip to 1957?
1957'ye gideceğini duydum da.
It's a trip to go back east to look at colleges.
Seyahate çıktı, Batı yakasında. Üniversite araştırmak için.
And honestly, a... a trip to the E.R. seemed like as good an excuse as any to get away from the kids.
Açıkçası acil servise bir seyahat çocuklardan uzaklaşmak için iyi bir bahaneymiş gibi geldi.
I mean, I don't get why we cancelled the trip and where you and dad were. Mr. Beeman asked me about it, and I had to make up this whole story - about clients in New York- -
Geziyi niye iptal ettiğimizi babamla senin nerede olduğunu bilmiyordum, Bay Beeman sorunca da New York'taki müşterilerle ilgili bir hikâye uydurmam gerekti...
Paige said that Stan was asking about our trip.
Paige, Stan'in gezimizle ilgili sorular sorduğunu söyledi.
I think it's some kind of business trip.
İş gezisi tarzı bir şeydi galiba.
I'm happy for you to join me, but my mom, she's a bit of a trip.
Benimle gelmeni çok isterdim ama annem biraz kaçıktır.
Still not going on the class trip.
Okul gezisine gitmeyi düşünmüyorum hâlâ.
That's a silly excuse not to go to your school trip.
Okul gezisine gitmemek için çok saçma bir neden bu.
Well, Manny doesn't want to go to his school trip because there is a rumor that the kids want to go skinny-dipping, and he's self-conscious about his body.
Çocuklardan bazıları çıplak yüzecekmiş söylentisi yayıldı diye Manny okul gezisine gitmek istemiyor. Çünkü fiziğine güvenmiyor.
They haven't gone to bed before 10 : 00 this whole trip.
Seyahat boyunca 10'dan önce yatmadılar.
Owen and Emily have done outreach programs down there for the last decade, but this trip was to adopt a 2-year-old named Samuel.
Owen ve Emily 10 yıl orada yardım projelerinde çalışmışlar, ama bu yolculuk 2 yaşındaki Samuel'i evlat edinmek içinmiş.
We both know this trip never had a chance from the start.
Bu seyahatin kötü geçeceğini daha başından biliyorduk.
He just wants a few words with you about your trip.
Yolculugun hakkinda seninle birkaç sey konusmak istiyor.
I like it because I feel like I am here on a field trip.
Ben sevdim. Kampa gelmiş gibiyim.
Don't worry about me, and have a safe trip.
Benim için endişelenmeyin ve güzel bir gün geçirin. Selam dur!
As soon as I am finished with this trip, I'll go throw my resignation in your face, so wait for me.
Bu geziden döner dönmez suratına istifa mektubumu yapıştıracağım, o yüzden beni bekle.
Did you have a safe trip?
Yolculuğun iyi geçti mi?