English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ T ] / Two stars

Two stars tradutor Turco

247 parallel translation
There's a possibility of binary stars - two stars that orbit each other, thereby dimming the stars as one blocks the other.
İkili yıldızda bir olasılık - İki yıldız birbiri etrafında döner, Böylece biri diğerinin önünde karaltı oluşturur.
They're like two stars.
Çifte yıldız gibi ikisi de.
Two stars, Sabaugian frog..
İki yıldızlı, Kurbağa..
She lies watching the stairs in the cool moonlight and two stars parted by the River of Heaven.
Serin Ayışığı altında mehtabı seyretmeye yatar... ve 2 yıldız, Cennetin Nehriyle birbirinden ayrılırlar!
There they are, our two stars.
İşte iki yıldızımız geldi.
It was for its another one cabinet and when left, it perceived that he went to lose the command e now had a hashmark of two stars of Rear admiral.
Bitişikte ofisine geçti. Komutanlıktan alınacağını hissetmiş olmalı ki, geri geldiğinde iki yıldızlı tuğamiral rütbeleri takılıydı.
Double-check the ones with two stars.
İki yıldızlıları bir daha kontrol et.
I don't know who you are or what you're doing here, but I will not tolerate rudeness in the presence of a star... two stars.
Kim olduğunuzu ve burada ne yaptığınızı bilmiyorum ama bir yıldızın huzurunda kabalık yapılmasına müsaade etmem... iki yıldızın.
We're two stars That shine so bright
We're two stars That shine so bright
We were like two stars in the same constellation.
Aynı samanyolundaki iki yıldız gibiydik.
He is major genral, two stars.
- Hiçbir fikrim yok. - Erzaklardan sorumlu.
Listen, why the fuck are two stars like you wasting your talents in a hole like this?
Dinleyin! Çocuklar, buraya bakın. Niye sizin gibi iki yıldız yeteneğini...
# # If ever two stars were crossed # #
# İki yıldız karşılaşsaydı #
Your lovely eyes are shining Like two stars, they twinkle
Güzel gözlerin, iki yıldız gibi parıldıyor.
Fact : Most movies on cable get two stars or less... "... and are repeated ad nauseam. "
Gerçek : "Kablolu yayındaki filmlerin çoğu ya 2 yıldız ve altında puanlıdır yada kusturacak kadar rezalettir."
Nicholas, did you know Chinch got two gold stars from her music teacher?
Nicholas, Chinch'in müzik öğretmeninden 2 altın yıldız aldığını biliyor muydun?
- Chinch got two gold stars from her teacher.
- Chinch, öğretmeninden 2 altın almış.
Together again, my two little stars, Don and Lina.
Benim iki küçük yıldızım, Don ve Lina gene birlikteler.
Look, there was a time when people thought the earth was a level plane... between two mountains that were set there to hold up the sky... and that the stars were lamps hung from that sky.
Dünyanın düz bir tabak, gökyüzünün iki dağın arasına asıldığının ve yıldızların da gökten sarkan lambalar olduklarının düşünüldüğü zamanlar vardı.
I see one, two, three... four stars.
Bir, iki, üç... dört yıldız görüyorum.
When the jury hears my summation - two people in the gutter, reaching for the stars - they'll cry, they'll cheer they'll carry him out of the courtroom on their shoulders.
Jüri, bataklıktan yıldızlara..... ulaşmaya çalışan iki insanla ilgili yaptığım konuşmayı dinlediğinde..... ağlayacaklar, alkışlayacaklar..... ve onu ellerinin üzerinde mahkeme salonundan çıkaracaklar.
What stars do spangle heaven with such beauty... as those two eyes become that heavenly face?
Gözler dersen nasıI yakışmış bu ilahi yüze Göğü böyle görkemle donatan yıldız var mı sence?
Two of the fairest stars in all the heavens, having some business, do entreat her eyes to twinkle in their spheres till they return.
Göklerin en güzel iki yıldızı. yalvarıyorlar gözlerine işleri düştüğünden. biz dönene kadar siz parlayın diye.
But for the actors, I shall use the two greatest stars of my country, Vitol Enzor and Anton Usakos.
Fakat oyuncular için ülkemin iki büyük yıldızını oynatmak zorundayım Vitol Enzor ve Anton Usakos.
Those stars twinkle in a void, dear boy, and the two-legged creature schemes and dreams beneath them, all in vain.
Y IdzIar gökyüzünde parIar, ve iki ayakI varIk aItnda düsünüp hayaIIer kurar, hepsi bos.
In, uh... chapter two, you tell how the studios could tell the contract stars what to do and what not to do.
İkinci bölümde, stüdyoların anlaşmalarda yıldızlara ne yapacaklarını ve ne yapmayacaklarını söylemişsiniz.
I've already drawn the samovar out on the porch, and I even put two wicker chairs together so it's more comfortable for us to count the stars!
Semaveri çoktan kurdum sundurmaya. Yıldızları daha rahat sayalım diye sandalyeyi de yanaştırdım.
The two of us, Captain Terrific and the Mad Doctor talking about reaching the stars and the bartender telling us maybe we'd had enough. Sixteen years.
İkimiz, Kaptan Mükemmel ve Çılgın Doktor yıldızlara gitmekten bahsediyorduk barmen bize bakıp "daha fazla içmeseniz iyi olur" demişti 16 yıl.
Two base stars coming up on range.
İki üs gemisi menzile giriyor efendim.
There are two ways to view the stars :
Yıldızları gözlemlemenin iki yolu vardır :
Two-dimensional constellations are only the appearance of stars strewn through three dimensions.
İki boyutlu takımyıldızları yayılmış yıldızların bize yansıyan görüntüsüdür.
Most stars belong to systems of two or three or many suns bound together by gravity.
Pek çok yildiz çekim kuvveti ile iki ya da daha çok günesli bir sisteme ait olarak bulunur.
The rising and setting of stars would give you the local time and the difference between the two would tell you how far east or west you had gone.
Yıldızların yükselip alçalması yerel saati belirlerken ikisinin arasındaki zaman farkı gidilen yönde alınan yolu gösteriyordu.
Of the thousands of stars you see when you look up at the night sky every one of them is living in an interval between two collapses.
Gece kafanızı gökyüzüne çevirdiğinizde gördüğünüz... yüzlerce yıldızın her biri yaşamlarını iki çökme evresi arasında geçirir.
- Oh, thank you, darling. How are my two favourite stars getting along?
İki yıldızım nasıllar bakalım?
It is two pairs of stars revolving around each other but so far away they look like one.
Birbiri çevresinde dönen iki yıldız ama öyle uzaklar ki tek gibi görünüyorlar.
Two hundred billion stars in our galaxy.
Galaksideki 200 milyar yıldız.
There's two or three potential all-stars in there.
Hatta burda pontansiyel "All Stars" yetenekler bile var.
Two famous movie stars had a wild night in this bed.
İki Hollywood yıldızı burada çok arzulu bir gece geçirmiş. - Gel, sen de hisset.
The stars I'd like to see are more of the two-legged kind.
Benim görmek istediğim yıldızlar iki bacaklı olanlar.
Where you two became stars! Dieyi!
İkinizin yıldız olduğu yerdi!
There were only two made with the moon and stars design... and they both belong to Darin Romick.
Ay ve yıldız deseni 2 kutu yapmışlar... ve her ikisi de Darin Romick'e ait.
In the hundred or so years since humanity went to the stars we've established outposts and colonies on over two dozens worlds in 14 solar systems.
İnsanlığın yıldızların arasında yerini aldığı 100 yıl boyunca 14 güneş sisteminde iki düzineden fazla gezegende karakollar ve koloniler oluşturduk.
But that I am forbid to tell the secrets of my prison-house I could a tale unfold whose lightest word would harrow up thy soul, freeze thy young blood make thy two eyes like stars start from their spheres thy knotted and combined locks to part and each particular hair to stand on end like quills upon the fretful porcupine.
Açıklamam yasak olmasaydı eğer, yaşadığım zindanın sırlarını öyle şeyler anlatırdım ki sana, tek kelimesi aklını başından alır kaynayan kanını donduruverirdi. Gözlerin iki şaşkın yıldız gibi... fırlardı yuvalarından. O bukle bukle saçların ayrılıp birbirinden diken kıllarına dönerdi ürkmüş bir yaban kirpisinin.
Three Purple Hearts, two Silver Stars... and the Congressional Medal of -
Üç Gazilik Madalyası, iki Gümüş Yıldız... ve Kongre Üstün Başarı Madalyası...
400 billion stars... And two probabilities.
400 milyar yıldız ve iki ihtimal.
I took my mind off the pain by reminding myself... that when I eventually did stand up I'd be two inches closer to the stars.
Ayağa kalktığımda, yıldızlara beş santim daha yakın olduğumu kendime hatırlatarak, acıyı kafamdan silip atabiliyordum.
Joe, Joe, these are two of the hottest porn stars in Japan...
Joe, Joe, Burda Japonyadan çok ateşli iki porno yıldızı var.
But if you both allow the White Stars to patrol the borders... -... between your two empires...
Ama ikiniz de Ak Yıldızların sınırlarınızda devriye gezmelerine izin verirseniz imparatorluklarınız arasında- -
Jimmy, look, I'm sorry, but with this picture and two difficult stars...
Jimmy, bak, üzgünüm. Ama biliyorsun, elimde bu film ve iki çekilmez yıldız var.
I once drew a picture of a rabbit that got me two gold stars.
Çizdiğim bir tavşan resmi iki yıIdız almıştı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]