Water under the bridge tradutor Turco
275 parallel translation
A lot of water under the bridge.
Olup biten çok oldu.
- That's water under the bridge.
- Köprünün altında çok sular aktı.
Like water under the bridge.
Hepsi geçmişte kalacak.
If you win, I will let the whole thing be water under the bridge.
Sen kazanırsan, bütün bu yaşadıklarımızın unutulmasına izin vereceğim.
All water under the bridge now
Köprünün altından çok sular aktı.
That's water under the bridge, let go.
Köprünün altından çok su aktı.
Oh, but of course, that's all water under the bridge now, isn't it?
ama tabii, bütün bunlar geçmişte kaldı, değil mi?
Come on, son, Water under the bridge, that is.
Öyle deme evlât. O köprünün altından ne sular geçti.
To defeat them, the past must be water under the bridge.
Onları yenmemiz için, geçmişe tül çekeceğiz.
We haven't seen each other in a while and there's a lot of water under the bridge.
Bir süredir görüşmemiştik ve bir sürü olay geçti.
Water under the bridge.
Köprünün altından çok sular aktı.
In fact, Hughes suggested that we even consider bowing out of these negotiations, but I assured him that you were a big girl now, and that what happened between us is strictly water under the bridge.
Hughes pazarlığa oturmamayı bile düşündü. Onu yetişkin bir insan olduğun ve aramızda geçenlerin geçmişte kaldığına ikna ettim.
Oh, well, it's water under the bridge depending on how good your offer is.
Teklifinizin ne kadar iyi olduğuna bağlı olarak geçmişte kaldı.
Perhaps all that's happened between us isn't water under the bridge.
Belki de aramızda yaşananlar senin için geçmişte kalmadı.
That's a lot of water under the bridge, huh, Jack?
Köprünün altında çok su akmış değil mi Jack?
It's water under the bridge.
Köprünün altından çok sular aktı.
Well, it's all water under the bridge, so to speak.
Pekala, o zamandan bu zamana çok şey değişti, deyim yerindeyse.
Water under the bridge.
Unuttum bile.
Water under the bridge.
Köprünün altından çok su aktı.
But there's been a lot of water under the bridge since then.
Ama o zamandan beri köprünün altından çok sular geçti.
Just water under the bridge.
Üstünden çok sular mı aktı?
Water under the bridge, my petal.
Köprü altı suları, taç yaprağım.
Water under the bridge?
Köprünün altından çok mu sular geçti?
But that's water under the bridge.
Ama bu köprünün altındaki su gibidir.
There's been a lot of water under the bridge... since you were children.
Çocukluğunuzdan beri köprünün altından çok sular aktı.
It's water under the bridge.
Köprünün altından çok sular geçti.
There's been so much water under the bridge, it's not even about you.
Köprünün altından çok sular aktı, mesele sen bile değilsin.
Water under the bridge.
Unuttum gitti.
It's water under the bridge.
Köprünün altındaki su.
It's water under the bridge.
Üzerinden uzun zaman geçti.
Water under the bridge.
Köprünün altından akan sular gibi.
Well, it's all water under the bridge.
Neyse... Köprünün altından çok sular geçti zaten...
Just water under the bridge, right?
Oldu geçti diyorsun.
But it's water under the bridge now, right?
Ama köprünün altından çok sular aktı, değil mi?
Water under the bridge.
Eski haber.
- Water under the bridge. guys.
- Köprünün altında çok sular geçti.
On the other fin, we could just call it water under the bridge.
Başka bir deyişle, köprünün altından çok sular geçtiğini söyleyebiliriz.
That is all water under the bridge.
Köprünün altından çok sular aktı.
- It's water under the bridge.
- Bu geçmişte kaldı. - Sahi mi?
That was 10 years ago, it's water under the bridge, just forget about it.
On sene oldu. Koprunun altindan cok sular akti. Unutalim bunu.
No, I'm not angry with you, it's all water under the bridge.
Hayir istemiyorum. Koprunun altindan cok sular gecti.
It's not water under the bridge.
Köprünün altından akıp gitmedi sular.
- Water under the bridge!
- Hepsi geride kaldı!
I know we've had our differences but I hope that we can make all this water under the bridge.
Bazı zıtlaşmalarımız oldu Ama bunların hepsinin Köprünün altındaki Su olmasını Sağlayabileceğimize inanıyorum.
Just water under the bridge, I guess.
Sanırım köprünün altından çok sular geçti.
It's water under the bridge!
Yine de köprünün altından çok sular aktı!
- That's water under the bridge.
- Uzun zaman oldu.
It's all water under the bridge.
Köprünün altından çok sular geçti.
Much water has passed under the bridge.
Köprülerin altından çok sular aktı.
Some times I stand under the bridge at night, to look at the water.
Bazen geceleyin köprünün altında durur denizi seyrederim.
It's water under the bridge.
- Üzerinden çok zaman geçti.
under the bridge 22
the bridge 67
water 1797
waterloo 19
waters 51
waterfalls 20
watermelon 24
waterford 37
waterboy 18
water bottle 23
the bridge 67
water 1797
waterloo 19
waters 51
waterfalls 20
watermelon 24
waterford 37
waterboy 18
water bottle 23