We'll get' em tradutor Turco
171 parallel translation
- Well, we'll report'em... just as soon as we get back to the mainland.
Biz bildireceğiz. Anakaraya ulaşır ulaşmaz.
But they're clever, and we can't get on without'em.
Ama akıllılar, onlar olmadan da işimizi yapamayız.
There'll be dry country, dry wells when we get to'em.
Kuru topraklar olacak.
By the time we get to Missouri... we'll have'em all wore out passing'em back and forth and back and forth!
Missouri'ye varana kadar, ileri geri vermekten yıpranacaklar.
We'll get'em back.
Onları geri alacağız.
We'll get'em!
Yakalayalım onları.
We'll get'em.
Onları haklayacağız.
Once they get into town, we'll never get'em out.
Bir kez kasabaya ayak basarlarsa, asla dışarı atamayız.
We'll get'em back, Pa.
Onları geri götüreceğiz, baba.
We'll get'em.
Görecekler günlerini.
We'll get'em.
Görür onlar.
- Boss, we'll get'em after the banquet.
- Patron, ziyafetten sonra yakalarız.
We'll get some infallible liquid and pour it on'em!
Benzin bulup dökelim üstlerine!
We'll get'em all together in one place and then let them have this.
Hepsini tek bir yerde toplayıp bizimle uğraşmak neymiş, göstereceğiz.
If you get tired of chasing'em, look me up and we'll talk about it.
Onları kovalamaktan sıkılırsan, beni ara, konuşuruz.
Get Dr Roney to call'em off, or we'll be needing the police.
Doktor Roney gitmelerini söylesin, yoksa polise ihtiyacımız olacak.
We'll get'em all a drink.
Hep birlikte bir içki içeriz.
He'll not search you but he'll search us, and if he finds'em, we'll get two extra.
Seni aramaz, ama bizi arayacak, üstümüzde çıkarsa, fazladan iki sopa var.
- Eh? - Couldn't hit elephants. We'll get'em tonight with the spot.
- Bu gece onları spotla yakalayacağız.
All right, if they're in here, we'll get'em out.
Pekâlâ, eğer buradaysalar, onları dışarı atacağız. Tamam.
Don't worry. We'll get'em out.
- Onları alacağız.
I'll deal with it! - Get ready, we're gaining on'em!
- Hazır ol, onlara yaklaşıyoruz.
All I can say, sir, is whoever did it, we'll get'em.
Söyleyebileceğim tek şey, efendim, her kim yaptıysa, onu ele geçireceğimiz.
What we'll do, we'll go and get'em.
Biz gidip onları yakalayacağız.
We'll get'em changed.
Onları değiştireceğim.
We'll get'em next time.
Bi dahaki sefere yakalarız.
- We'll get'em, Charlie. Just take it light.
Yakalayacağız onları Charlie.
If the Guards get out we'll have'em work south.
Muhafızlar havalanırsa güneye göndeririz.
We'll turn'em off when we get out of the creek.
Dereden çıktığımızda kapatırız.
Then we'll get'em back.
Onlari geri getirecegiz.
We'll get'em.
Yakalayacağız.
- We'll get'em next year.
Gelecek yıl yakalarız.
Okay, we'll have a nice long drink... and, then, if there really are any dead bodies lying around like you say... you can give me a hand and we'll get rid of'em.
Tamam, önce bir yudum bir şeyler içelim... Sonra, eğer dediğin gibi, ortalıkta cesetler varsa... Bana yardım edersin, hepsinden kurtuluruz.
We'll get'em in overtime!
Maçı uzatmalara götürüyoruz!
They ain't gonna get into the bank. We'll hit'em as they dismount.
Bankaya giremeyecekler ; buna yeltendikleri anda vururuz.
Aye, but dont worry, Fishy, we'll get'em back, won't we?
ama Fishy için endişelenmeyin, geri gelecektir, değil mi?
We'll get'em next time, Dick.
Bir dahaki sefere, onları alacağız, Dick
We'll get'em next time.
Bir dahaki sefere alacağız
We'll get'em later!
Sonra geliriz!
Well, we'll get'em.
Onları yakalayacağız..
We'll get'em.
Onları yakalayacağız.
I'm sure they'll have some fight left in'em by the time we get back.
-... edecek kavga bulacaktır.
We'll get'em at the tables.
Masalarımızda alırız.
We'll get to'em when we can.
Fırsat bulduğumuzda oraya gideceğiz.
We'll get nasty, shit'em up.
Bizde çirkinlesip, agizlarina siçacagiz.
Keep this wheel moving. We'll get'em out on the run.
Hareket halindeyken indirelim hepsini.
We'll get everything for all of'em that we can, but later.
Onlara verebildiğimiz herşeyi vereceğiz, ama sonra.
We'll even put some kittens up in some trees just so we can get'em out. Okay?
Bazı yavru kedileri de ağaçlara bırakacağız ki, sonra onları kurtarabilelim, tamam mı?
We'll get'em next time
Bir dahaki sefere yaparız.
They'll get a fair trial, and then we'll string'em up.
Adil bir yargılama olacak ve hepsini ipte sallandıracağız.
We'll get'em out of there. Wait a minute.
Durun biraz!
get' em up 74
get' em 124
get' em off 36
get' em out 43
get' em out of here 34
get' em off me 23
emma 2859
emile 135
emily 3054
email 42
get' em 124
get' em off 36
get' em out 43
get' em out of here 34
get' em off me 23
emma 2859
emile 135
emily 3054
email 42