We all do tradutor Turco
12,723 parallel translation
Sometimes, we all do things we're not proud of at work.
Bazen çalışırken hepimiz gurur duymadığımız şeyler yapıyoruz.
We all do terrible things.
Hepimiz kötü şeyler yaparız.
We all do.
Hepimizin var.
It only works if we all do it.
Ancak hepimiz yaparsak işe yarar.
Get on with it, that's what we all do.
Kaldığın yerden devam, herkes gibi.
I'm afraid we all do.
Korkarım hepimiz öyleyiz.
Ahem, all right, here's what we're gonna do.
Pekala, işte yapacağımız şey.
All right, what are we gonna do?
Pekala, ne yapacağız?
- Now listen. All we need to do is separate the mitochondria from the uncoupling protein.
Bütün yapmamız gereken ayrışmamış proteini mitokondriden ayırmak.
Now, if we get pulled up, you let me do the talking, all right? Let's go.
Eğer bizi durdururlarsa, bırakın ben konuşayım, olur mu?
And we all decided this is the right thing to do.
Bunun yapılması gereken en doğru şey olduğuna hepimiz karar verdik.
But it's all good because you know what we're gonna do?
Önemli değil, çünkü ne yapacağız, biliyor musun?
All we gotta do is just keep to ourselves for a while.
Yapmamız gereken tek şey bir süre birbirimizden uzak kalmak.
Look, I need to do some more thinking on this first issue, but, bottom line is we are gonna get you all some help.
Bakın, bu sorun üzerine biraz daha düşünmem gerek ama kısaca anlatırsak, size yardım etmek istiyoruz.
What do you say we all go out for a drink?
Hepimiz içmeye gidelim mi ne dersiniz
I don't want to do this now, but the police aren't gonna give us time to grieve, so we all need to be prepared.
Şimdi bunu yapmak istemiyorum, ama polis yas tutmak için bize zaman tanımayacak, bu yüzden hepimiz hazırlıklı olmalıyız.
I would ask that you trust we will do all we can to get this right.
Bunu doğru yapmak için elimizden geleni yapacağımıza güvenmenizi istiyorum.
Finch, if we don't get on this boat right now, we'll all be dead, do you understand this?
Finch, şimdi bu feribota binmezsek hepimiz öleceğiz. Anlıyor musun?
For all we know, it did all of this just to assume control of the global food supply, but what we do know is we can save a life today by doing the opposite of what Samaritan wants.
Kim bilir, belki de küresel besin stoğunu kontrolü altına almak için yapmıştır. Bildiğimiz şey ise şu, bugün Samaritan'ın istediği şeyin tam tersini yaparak bir kişinin hayatını kurtarabiliriz.
It's like jumping into an invisible current that just carries you away to another realm, but... we had to have all five movements and we had to do them with perfect feeling.
Bu, seni başka bir aleme taşıyan görünmez bir akıntıya atlamak gibi bir şey ama beş hareketin de olması lazımdı ve onları hissederek yapmalıydık.
Well, I just wanna know, just for clarification just so we can get all the terminology right do you want us to call you an "asshole" or a "douche"?
Sadece açıklık getirmek için bir şeyi bilmek istiyorum böylece bütün terimleri düzgün kullanabilelim. Sana "puşt" mu yoksa "dangalak" mı dememizi istersin?
Now all we do is give Gorrik the dowry and get Slean's bride safely back to Herot.
Şimdi tek yapmamız gereken çeyizi Gorrik'e verip Slean'in gelinini sağ salim Heorot'a götürmek.
It's what we all must do.
Hepimizin yapması gereken bu.
Do that here without any explanation and we're all dead.
Hiçbir açıklama olmadan yaparsan bunu hepimiz ölürüz.
Now... we can do this all day. And we will. 'Cause I'm a patient man.
Şimdi bunu bütün gün sürdürebiliriz sürdüreceğiz de ben sabırlı bir adamım, beklerim.
We go upstairs, we take the girls, do misdemeanorish things all night until we pass out.
Yukarıya odamıza çıkarız, kızları da alırız bayılana kadar bütün gece pompa yaparız.
All we need you to do is get a message to her.
Tek ihtiyacımız ona bir mesaj iletmeniz.
We're taught lies about the greatness of our hosts, lies about all the good things they're gonna do for us.
Misafirlerimizin ne kadar mükemmel oldukları ve bize güzel şeyler yapacakları yalanıyla kandırıldık.
All we do is sit around most of the time.
Çoğu zaman tek yaptığımız öylece oturmak.
Yeah, and all we had to do was kill a guy.
Evet. Ve tek yapmamız gereken adam öldürmekti.
We're all trying to do what's right for our people.
Bak, hepimiz halkımız için doğru olanı yapmaya çalışıyoruz.
You know, we've all learned pretty quickly That war causes us to do things That we'll spend the rest
Hepimiz şunu çok çabuk öğrendik ki savaş bizlere hayatımız boyunca unutmaya çalışacağımız şeyler yaptırıyor.
We're on the brink of a war we can't win, and all I can do to stop it is send kids into harm's way.
Kazanamayacağımız bir savaşın eşiğindeyiz ve durdurmak için yapabileceğim tek şey çocukları tehlikeye yollamak.
Didn't we do it all together?
Birlikte yapmadık mı?
All right, since you have all the answers, where do you suggest we search?
İyi bakalım. Bütün cevaplar sende olduğuna göre nereyi aramamızı önerirsin?
All right, what do we got here?
Tamam bakalım, ne yapsak...
Yeah, I mean, we kind of do it all the time.
Evet. Sürekli yaptığımız bir şey.
All right, first thing we need to do is work up a plan.
Pekala, ilk yapmamız gereken bir plan kurmak.
Last I checked, every time we try to do anything, it all goes to crap.
Son baktığımda ne zaman bir şey denesek, mahvediyorduk her şeyi.
Josey... why don't we get something for our stomachs... and talk this all through before we do something we regret.
Josey. Hadi, pişman olacağımız bir şey yapmadan bir şeyler yiyelim. Sonra bunu etraflıca konuşuruz.
Well, all we can do is a focused meditation, and see if you can borrow the therapy pig from 2Y.
Ancak odaklı meditasyon yapabiliriz, ayrıca 2Y'den terapi domuzunu ödünç almayı dene.
All we gotta do is find out why these guys wanna kill us and then we'll stop'em.
Bizi neden öldürmek istediklerini bulup onları durdurmamız lazım sadece.
Marge, all we ever do is leave them here.
Elimizden dahası gelir bence.
Then all we have to do is just tell them that.
O zaman tek yapmamız gereken bunu onlara anlatmak.
Just come out, we do this, we all walk away.
Ortaya çıkın da şu meseleyi halledip hepimiz yolumuza bakalım.
Oh, do you think we just sit around groomed and ready all the time?
Oturup bakımını yaptırıp sizi hazır beklediğimizi mi sanıyorsun?
Yeah, we do it all, from bandages and syringes to X-ray and radiotherapy equipment.
Evet, bizde hepsi var. Bandaj ve sargılardan X-ray ve radyoterapi ekipmanlarına kadar.
Do that and we'll all be making more money than you know what to do with.
Bunu yap ve sana ne yapacağını bilemeyeceğin kadar para kazandıralım.
I thought we could do something like we used to, before everything was all work and you were all...
Hayatımız işten ibaret olmadan önce, eskiden birlikte yaptıklarımız gibi bir şeyler yapmak istemiştim.
That's where we used to do all our car chases.
Tüm araba kovalamalarını orada yapardık.
All the others did was run through an open door, same thing we would do if we were in there.
Diğerleri sadece açık kapıdan çıkmaya çalıştı. Yerlerinde olsak biz de aynısını yapardık.
we all do it 32
we all fall down 16
we all make mistakes 158
we all good 23
we all love you 31
we all have secrets 32
we all 59
we all have problems 17
we all are 398
we all go 23
we all fall down 16
we all make mistakes 158
we all good 23
we all love you 31
we all have secrets 32
we all 59
we all have problems 17
we all are 398
we all go 23
we all know it 33
we all set 21
we all die 73
we all would 18
we all did 260
we all have our secrets 25
we all saw it 27
we all have 105
we all know that 100
we all were 82
we all set 21
we all die 73
we all would 18
we all did 260
we all have our secrets 25
we all saw it 27
we all have 105
we all know that 100
we all were 82