English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ W ] / We all did

We all did tradutor Turco

2,516 parallel translation
We all did.
- Hepimiz özledik.
We all did.
Hepimiz kaçtık.
We all did.
Hepimiz.
No. We all did that.
Hepimiz kaybettik.
We all did.
Hepimiz girdik.
Of course. We all did.
Hepimiz duyduk
- We all did.
- Hepimiz öyle sanmıştık.
We all did.
Hepimiz öyle.
You under-estimated this jungle, we all did.
Ormanı hafife almışım.Hepimiz aldık.
Mitch we all did the best thad we could, you know, while you were gone.
Mitch hepimiz elimizden geleni yaptık. Yani sen yokken.
Ah, ah, ah! But what's really important is that we all did our best.
Ama önemli olan şey hepimizin elimizden geleni yapmasıdır.
Polly Prissypants, when people find out we did all this, we're gonna get in total trouble!
Polly Prissypants, bunu bizim yaptığımız ortaya çıkınca başımız belaya girecek.
Did Santa wake up from his winter's nap so we can all get back to work?
Noel Baba uzun kış uykusundan uyandı mı? Uyandıysa işimize dönsek?
That's all we did.
Yaptığımız tek şey buydu.
We did all right.
Doğru yaptık.
When the musicians that I know, and we all sit around and we listen to the arrangements, and the production that was done on that album, the things that Quincy Jones did, was fantastic.
Tanıdığım müzisyenlerle birlikte düzenlemeleri dinlediğimizde, o albümdeki yapım ve Quincy Jones'un yaptıkları akıl alır gibi değildi.
All we did was plug it in.
Sadece fişi prize sokmuştum.
That's all we did.
Tüm yaptığımız buydu.
He did, but we spent... all that on compensation.
Çok para kazandım ama hepsi ceza olarak elimden alındı.
And all my relatives in Syria think what we did in Afghanistan was terrorism, okay?
Ayrıca Suriye'deki tüm akrabalarım Afganistan'daki yaptıklarımızı terörizm olarak görüyor.
So, even though I'm what you might call accident-prone, on the bright side, I did land us all here in your little mushroom, and we got to meet you and Patrick.
Yani benim için biraz sakar denebilir ama iyi tarafından bakarsak, sayemde küçük mantarınıza gelip seninle ve Patrick'le tanıştık.
Did we really thin we'd get them to change by complaining to one set of humans about the misdeeds of another, when all humans are the same?
Bütün insanlar aynıyken, insanlar birbirinden şikayet ederken, gerçekten onları değiştiririz diye mi düşündük?
All right, but where did we leave off?
Pekala, nerede kalmıştık?
Wait, did- - Did we go all the way?
Dur biraz, biz seviştik mi?
I'll tell you, when Susan used to threaten me, I did what we all want to do.
Bak ne diyeceğim, Susan beni tehdit ettiğinde hepimizin yapmak istediğ işeyi yaptım.
We did not live together, but we saw each other every night. I had completely forgotten how nice it is all the time to see someone you love.
Hiç birlikte yaşamadık ama her gece görüştük
How did we get all these people to show up?
Bu kadar insanı buraya nasıl getirdik?
All right, figure we left the house 15 minutes after they did.
Pekala, diyelim ki olanlardan sonra 15 dakika önümüzdeler.
Nothing obvious, like a school uniform or anything crap. We did that last time, he saw right through it. Got the right hump all evening.
Sadece doğru olanı yap ve beni karıştırma
Let's say we did buy all the dogs. And then what would he do.
Tüm köpekleri aldıktan sonra beyefendinin ne yapacağını söyleyeyim size.
We couldn't even see each other, because every time we did, all we could do was thinking about you and all those horrible things they were doing to you there.
Birbirimizi göremedik, çünkü bir araya geldiğimiz her seferinde.. .. içeride sana yaptıkları korkunç şeyleri konuştuk, düşündük.
WE DID HAVE NEW MATERIAL FOR EACH OF THE SECTIONS, BUT ONCE AGAIN, IT WAS ALL WRITTEN BY ME.
Her bölüm için yeni malzemelerimiz vardı ancak her zamanki gibi, hepsini ben yazdım.
I know we did already go over it, but... That was all theoretical.
Biliyorum bunun üzerinden geçtik ama... o teorideydi.
We've made more money in the last few days than we did all last month.
Son bi kaç günde bayağı para kazandık geçen aydan daha fazla
So if all we have to do is get the best actress in American politics to memorize 45 minutes worth of answers, then why did we waste five days trying to get her to understand what any of this shit means?
O halde yapmamız gereken Amerika politikasındaki en iyi oyuncuyu 45 dakikalık bir cevap ezberletmek o zaman niye 5 gün ona saçma sapan bir hayat yaşatıyorsunuz?
All men in Carrucan did, and that's why we uh... we run off.
Carrucan'daki herkes inanıyordu, zaten o yüzden o yüzden kaçtık.
Kids all over the country are gonna start doing what I did until you assholes finally realize that we're here. We matter, Lax.
Ülkenin her yerindeki çocuklar siz aptallar burada olduğumuzu anlayana kadar benim yaptığım şeyi yapmaya başlayacaklar.
Did we drink all these?
Bunların hepsini biz mi içtik?
So what we're all wondering is, how did he get a job here at Monforte?
Bu nedenle hepimiz, Monforte'de nasıl işe alındığını merak ediyoruz?
Why did we have to come all the way out here lunch?
Niye öğle yemeği için buralara kadar geldik?
I don't know what you fucking did, Naomi, but we're all dead.
Ne yaptığını bilmiyorum Naomi ama hepimiz mahvolduk.
That made it all the more compelling for us to make sure that we did everything right in terms of er... establishing who he was and getting him back to his family.
Kim olduğunu saptayarak ailesine teslim etmek için her şeyi doğru olarak yaptığımızdan emin olmak bizim için durumu daha da zorlaştırmıştı.
That all this would be hard on her? Did we not?
Bütün bunların ona fazla geleceğini söylemiştim, değil mi?
We didn't want him here all day, did we?
Bütün gün konusmasini istemeyiz, degil mi?
She did us this huge favor, and how much do we pay her to do all this work?
Bize büyük bir iyilik yapıyor ve biz karşılığında ona bir şey ödüyor muyuz?
God knows after all the crazy shit we did.
Seninle yaptığımız çılgınca şeylerden sonra yaptığım...
We'd all go, we'd act, we'd light, we'd do what we do, we'd love what we did, and then everybody would wrap, and the next morning, it'd come back from the lab and we went,
Her şeyi ayarlıyorduk, çekiyorduk, ışığı ayarlıyorduk, ne yapmamız gerekiyorsa yapıyorduk, ve yaptığımız şeyi seviyorduk, sonra her şey paketleniyordu, sonraki gün laboratuvardan geldiğinde,
All you did was make her breakfast, we may be safe.
Sadece kahvaltı hazırladıysan güvende olabiliriz.
What we couldn't figure out was how you did it all on your own.
Anlayamadığımız şey hepsini tek başına nasıl yaptığın.
After all, I did- - "Turn down my door to help a friend." We know.
Ne de olsa arkadaşıma yardım etmek için kapımı geri çevirdim.
Last year, the minute we played a slow song, all of the boys did a mass evac.
Geçen yıl, slow bir şarkı çaldığımız dakikada tüm çocuklar birlikte ayrıldı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]