English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ W ] / What i'm saying is

What i'm saying is tradutor Turco

1,927 parallel translation
What I'm saying is that I know you were trying to cheer me up, and I appreciate it.
Demek istediğim şu ki, beni neşelendirmeye çalıştığını biliyorum ve buna müteşekkirim.
What I'm saying is is that no matter what kind of movie we are, if we're going to be PG, then you're my Megan Fox.
Yani şunu demek istiyorum ne tür film olursak olalım eğer yanımızda bir yetişkinle izlediğimiz bir film olduğumuzda, sen benim Megan Fox'um olacaksın.
- I don't know how much rice is, but you know what I'm saying.
Pirincin ne kadar olduğunu bilmiyorum ama ne söylediğimi biliyorum.
Look, what I'm saying is : as much as it pains me to say it, if there's a problem here, it's on Ellie's side.
Demek istediğim, bunu söylemek acı verse de bir sorun varsa kesinlikle Ellie'den kaynaklanıyordur.
All I'm saying is that whoever gets the surgery should use him. - Use me for what?
Söylemek istediğim, ameliyatı kim yapacaksa onu da kullanmalı
All I'm saying is we should be going after something as big as what we had.
Önceden sahip olduğumuz kadar büyük bir şeyin peşinden gitmeliyiz.
Good guess, but what I'm saying is summer's a time you just wanna have fun. Not get so serious.
İyi bir tesbit, ama ben yazın insan eğlenmeli ciddi olmamalı demek istemiştim.
What I'm saying is you're also smart, capable and strong.
Demek istediğim, sen ayrıca zeki, becerikli ve güçlüsün.
I'm just saying I wouldn't fancy it, is what I mean.
Tek söylediğim öyle yaşamak istemem.
Furry little pants and tt. Ha so what I'm saying is Even though- - what year is it to these people in the woods?
İşte benim dediğim o yıllarda bile--kaç yılında ormanlarda yaşanıyordu?
If he was around now, there's no way he would have A bit of wood with his face on it, is what I'm saying.
Eğer şimdi yaşıyor olsa, kimse onun suratından oyma yapmazdı.
And yet he gets a plague, is what I'm saying.
Ama buna rağmen tabelası oluyor.
- A mammoth and a- - - what I'm saying is
Mamut ve- - Karl :
What I'm saying is that we're your blood.
Demek istediğim bu senin kanında var.
I guess what I'm saying is,
Demek istediğim :
I discern from your tone that you mean the opposite of what you're saying, which is the very definition of irony.
Sesinden anlıyorum ki, söylediğinin tersini kastediyorsun ve bu da tam olarak ironinin tanımı.
I think what Santana is trying to say, Rachel, though I risk expulsion by saying so, is that it seems Britney Spears has really helped you blossom.
Bence Santana'nın söylemeye çalıştığı Rachel ki bunu söyleyerek okuldan atılma riskini göze alıyorum Britney Spears serpilmene yardım etmişe benziyor.
What I'm saying is that we need to defend Kurt, and there's strength in numbers.
Kurt'u korumamız lazım diyorum ve birlikten kuvvet doğar.
All I'm saying is... If anyone can handle you and what you do, it's Lois.
Demek istediğim şu ki eğer biri senin yaptıklarınla başa çıkabilecekse o Lois'dir.
So what you're saying is that I can fix this If I make Aiden not see ghosts.
Aiden'ın hayaletleri görmemesini sağlarsam, bunu başaracak mıyım?
What I'm saying is I'd like to go where I'm needed.
Şunu da söyleyeyim istenmediğim yerde kalmam
- What I'm saying is that I'm really happy That the patients are so satisfied.
Demek istediğim hastaların bu kadar memnun olmasından mutluyum.
What I'm saying is they won't be an issue.
Demek istediğim, görüşlerimin sorun olmayacağı.
Well, what I'm saying is...
Söyleyemeye çalıştığım aslında- -
You know what I'm saying is true.
Söylediklerimin doğru olduğunu biliyorsunuz.
What's I'm saying is... my feelings are different.
Diyorum ki benim hislerim farklı.
But if what you're saying is true, in the end, I have to believe in hope.
Ama dediklerin doğruysa sonunda bir umut ışığı olduğuna inanmalıyım.
I've seen war, but if what you're saying is true, I have to believe in hope.
Çok savaş gördüm. Ama dediklerin doğruysa sonunda bir umut ışığı olduğuna inanmalıyım.
You're talking about how proud you are of the work I've done. You're saying what a great job I've done leading.
Sen imparatorlukta çıkardığım işten ne kadar gurur duyduğundan bahsettin ve ve Bass Sanayi'deki yönetimin başına geçerek ne kadar harika bir iş yaptığımı söylüyordun.
Oh, I think what Mac is trying to say is not that we'll take the dog - I'm saying exactly what I want to say.
Bence, Mac'in demeye çalıştığı şey köpeği almamız değil de...
- That is not what I'm saying.
- Hayır bunu söylemedim.
Carlos, what I'm saying is I think Mark Cuban is reasonable so I think you need to apologize for how you spoke to him.
Carlos, burada sana Mark Cuban'ın bence mantıklı olduğunu ve onunla o şekilde konuştuğun için özür dilemen gerektiğini söylüyorum.
What I'm saying is, in the end it doesn't matter.
Söylemeye çalıştığım şey, aslında önemli olmadığı.
All I'm saying is we do still have your ladybug costume... You know, in--in the case that you decide you have moral issues with what you're wearing.
Söylemeye çalıştığım, eğer bu giydiklerin konusunda ahlaki problemlerin olduğuna karar verirsen uğurböceği kostümünü giyebilirsin.
But what I'm saying is that
Hayır dediğini anladım.
What I'm saying is, if you're Fifth Column, things are about to get very bad for you.
Demek istediğim Beşinci Kol'dansan işler senin için kötüleşmek üzere.
As easily as prescribing a heart medication? That's what I'm saying. This is a physical ailment.
Askerler, taciz kurbanları kaza geçiren insanlar, hepsinde vardır.
I'm just saying that we've known each other a long time, and I can pretty much tell when something is- - what, you think you know me?
Demek istediğim birbirimizi uzun zamandır tanıyoruz ve bir şeylerin yolunda olmadığını az çok söyleyebilirim- - Ne, beni tanıdığını mı sanıyorsun?
No, what I'm saying is that maybe now's not the best time. Yeah.
Hayır, demek istediğim, belki de bu iyi bir zaman değildir.
'70s musical scene is off the hook, you know what I'm saying?
70'lerin sahne dekorları bambaşka. Neden bahsettiğimi anladın mı?
♪ oh, yeah ♪ My lungs are on fire, is what I'm saying.
Tv-Rip : awalanche
Well, to be truthful, Mr. shell, that's exactly why a brother's trying texpand into more lucrative business lines, if you understand what I'm saying.
İşin doğrusu, Bay Shell tam olarak bu yüzden, bir kardeş daha fazla kazançlı bir iş sahasına girmeye çabalıyor demek istediğimi anlıyorsanız.
No no, but what I'm saying is we're alike.
Hayır, hayır. Birbirimize benzediğimizi söylemek istiyorum yani.
You see, what I'm saying here, gloris, Is you have a hot commodity.
Demeye çalıştığım şu ki, Gloris iyi mallar sende.
So what you're saying I have is more like a disease?
Demek istediğin, daha çok bir hastalığım mı olduğu?
So basically what you're saying is if I tell people I'm a nanny, I'm never ever gonna have sex...
Yani esas olarak diyorsun ki insanlara dadı olduğumu söylersem asla seks yapamaya- -
What I'm saying, Po, is dancing and sun lanterns, those are common traditions. So common.
Demek istediğim şey Po dans ve güneş feneri bunlar ortak geleneklerimiz.
It makes me a little less freaked out is what I'm saying.
Demek istediğim, bu durum heyecanımı biraz daha yatıştırıyor.
I guess what I'm saying is, and maybe this is oversimplifying things but I think that 9 / 11 was a bullshit move.
Demeye çalıştığım şey ki belki de bazı şeyleri fazla basitleştiriyorum ama bence 9 Eylül saçma bir hareketti.
No, what I'm saying is the swizzlers are great.
Hayır, Swizzlers'ın harika olduğunu söylüyorum ben.
So, this is what I'm saying.
İşte demek istediğim, bu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]