What i hear tradutor Turco
6,517 parallel translation
But from what I hear, it's not so fresh.
Duyduğuma ama, o kadar taze değil.
- That's not what I hear.
- Ben öyle duymadım.
If I don't like what I hear, slice his face prejute.
Duyduğumu beğenmezsem yüzünü dilimleyin.
From what I hear, that's not how that works, but if you want- - All right.
- Duyduğuma göre, o işler öyle olmuyor, istersen... - Pekâlâ.
Depends on what I hear.
O duyduklarıma bağlı.
Well, I'm not his accountant, but that's what I hear.
- Muhasebecisi değilim, ama duyduğum bu.
And from what I hear, he is still a full-on man whore.
Ve duyduğuma göre hala da erkek orospusu gibiymiş.
Listen, from what I hear, his criminal days are all but over.
Duyduğum kadarıyla suçlu günlerini geride bırakmış.
What if the real reason I'm preaching that is'cause that's what I need to hear?
Vaaz vermemdeki gerçek sebep kendim duymak istediğim için mi?
Do you know what I'd like to hear from you for once?
Senden bir kere de olsa ne duymak isterdim biliyor musun?
Tell me what you know and no-one will ever hear about Chamartaines.
Bana bildiklerini anlat ve kimse Chamartaines'i işitmeyecek.
Look, I know it's not what you want to hear, but the alibi is rock solid.
Duymak istediğiniz şeyin bu olmadığını biliyorum ama tanıkları çok sağlam.
Look, I hear what you're saying.
Bak, ne dediğini anlıyorum.
I totally hear what you are saying, and I will do my best.
Demek istediğini anlıyorum, elimden geleni yapacağım.
I am super excited to hear what you have to say.
Söylemen gereken şeyi duymak için acayip sabırsızlanıyorum.
Now you need to hear what I say :
Mezarlıklar tüylerimi ürpertiyor.
It's what I needed to hear, I guess.
Sanırm bunu duymaya ihtiyacım vardı.
And I know that's not what you want to hear, but that's where I'm at.
Ve biliyorum, duymak istediğin bu değil. Ama ben bu durumdayım.
I cannot hear one more song about what people are doing.
İnsanların ne yaptığı hakkında bir şarkı daha duymak istemiyorum.
What? I can't hear you!
- Seni duyamıyorum.
# Your lips move but I can't hear what you're saying
Dudakların kıpırdıyor ama ne dediğini duyamıyorum.
That's good... because I really want to hear him explain what he did.
- Güzel. Çünkü o çocuğun yaptığı şeyi nasıl açıklayacağını duymak istiyorum.
So, Brick, what's this I hear about a girl with a high forehead?
Evet Brick, geniş alınlı bir kız hakkında duyduklarım neler?
Sarah Lynn, I hear what you're saying, and I think I know what you need.
Sarah Lynn, anlıyorum ve neye ihtiyacın olduğunu biliyorum.
You hear what I was saying back there?
Orada söylediklerimi duydun mu?
Can you hear anything I'm saying? What?
- Söylediklerimi duyuyor musun sen?
That's what I like to hear.
İşte bunu duyduğuma sevindim.
I know it's hard to hear what Zach has to say, Karen.
Zach'in söylediklerini duymak zor biliyorum Karen.
- You didn't even hear what I said!
- Söylediklerimi duymamışsın bile!
Before you talk, ask yourself, "does anyone present actually want to hear what I'm about to say?"
Konuşmadan önce, diyeceklerimi dinlemek isteyen var mı diye sordun mu kendine.
I want to hear what the pitch is.
Şu taktiğin ne olduğunu duymak istiyorum.
I need to hear what you think.
Ne düşündüğünü bilmeliyim.
Okay, so that's what I needed to hear, that this is not about...
Oysa bu denge, seçmenlerle seçilenlerin kurduğu bir denge. Pekala, duymak istediğim şey de buydu.
I hear that's what hell sounds like.
Cehennemin sesi böyle gelir.
Well, I suppose it can't do any harm. To hear what he has to say.
Umarım söyleyeceklerini duymak zarar vermez.
- Did you hear what I said?
Ne dediğimi duydun mu?
And I will do all I can for you if you tell me right now what I need to hear.
Ve ben şimdi duymak istediğim şeyi bana söylersen, senin için elimden gelen herşeyi yapacağım.
I know I didn't just hear what that man said.
O adamdan başka birini daha duydum.
But I want to hear what happened in zaofu.
Zaofu'da neler olduğunu öğrenmek istiyorum.
I don't want a ticker-tape parade or anything like that, but did you not just hear what I said?
Senden konfetiler atmanı beklemiyorum ama söylediğimi duymadın mı?
You can't hear it on the "Black Dots" record, but I have this other version where you can actually hear the kids going like, "What's going on here?"
Black Dots albümünde duyulmuyor. Ama bende başka bir versiyonu var. Çocukların "Burada ne oluyor böyle?" dediğini duyabiliyorsunuz.
I know this is tough to hear, but we still don't know what the powder is, and we may be here for a while yet.
Bunu duymak biraz zor ama henüz tozun ne olduğunu çözemediler belki bir süre daha burada olabiliriz.
Well, that said, what does it feel like, um, you know, to hear that he said, and I quote,
Söylemek istediğim.. .. daha çok, bilirsiniz.. .. onun şu sözünü duymak size ne hissettiriyor :
A career criminal tells you that I hired him, which is what he knows that you want to hear, and you start throwing accusations around?
- Kariyeri suç olan bir adam size onu tuttuğumu söylüyor, ki bunun duymak istediğiniz olduğunu biliyor, ve etrafa suçlamalar yapmaya mı başlıyorsunuz?
That's exactly what I've been waiting to hear you say.
İşte bende ne zamandır bunu söylemeni bekliyordum.
You were supposed to befriend Francis, find out what kind of king he is, where he's vulnerable, but as I hear it, you've grown closer to the queen instead.
Francis'e yakınlaşıp arkadaş olman gerekiyordu, nasıl bir kral olduğunu öğrenecektin, en zayıf noktasını bana söyleyecektin. Ama duyduğuma göre, sen kraliçe ile arkadaş olmuşsun.
I don't believe you're ready to hear what I need to tell you. But there will come a time, soon.
Söylemem gerekenleri duymaya hazır olduğunu sanmıyorum ama yakında zamanı gelecek.
Did you hear what I said, Carl?
Ne dediğimi duydun mu, Carl?
You're just telling me what I want to hear.
Bana duymak istediklerimi söylüyorsun.
Well, if it's what you want to hear, I think you already made up your mind.
Duymak istediklerin buysa çoktan kararını vermişsin.
I couldn't hear what you said.
Söylediğin şeyi duyamadım.
what is it 20402
what is this 7416
what is that 6346
what is it good for 29
what is she like 42
what is she doing 254
what is the matter with you 266
what is it about 92
what is going on 1442
what is he doing 415
what is this 7416
what is that 6346
what is it good for 29
what is she like 42
what is she doing 254
what is the matter with you 266
what is it about 92
what is going on 1442
what is he doing 415
what is that supposed to mean 430
what is she 180
what is that noise 86
what is 1413
what is he saying 149
what is she thinking 17
what is the meaning of this 145
what is it doing 16
what is she doing here 221
what is it now 253
what is she 180
what is that noise 86
what is 1413
what is he saying 149
what is she thinking 17
what is the meaning of this 145
what is it doing 16
what is she doing here 221
what is it now 253