Wonderful tradutor Turco
29,031 parallel translation
That would be wonderful, Officer.
Harika olur Memur Bey.
That's wonderful.
Harikasınız.
Wonderful to meet you.
Çok memnun oldum.
It's wonderful for the mind.
İnsanın zihnine çok iyi geliyor.
Quite a strange and wonderful thing that's happened.
Çok tuhaf ve mükemmel bir şey oldu.
Wonderful.
Harika.
Wonderful to see you all.
Sizi görmek harika.
Wonderful.
Fevkalade.
I had this wonderful speech about how I was gonna kill your grandmother had you not killed them.
Eğer onları öldürmeseydin büyükanneni nasıl öldüreceğimi anlatacaktım onlara.
You guys are doing a wonderful job in there.
Siz çocuklar orada harika bir iş çıkartıyorsunuz.
♪ Who will buy this wonderful morning ♪
Bu harika sabahı kim satın alacak
It is with the money that you sent that we have been able to make many wonderful improvements to our village.
- Bizim için büyük bir kahramansınız. Gönderdiğiniz parayla köyümüz için birçok harika gelişim sağladık.
Oh, that sounds wonderful! Let's do it!
Harika bir fikir!
This is wonderful, isn't it, Brian?
Bu harika, öyle değil mi Brian?
Come on, let's eat with these wonderful people.
Hadi bu harika insanlarla birlikte yemek yiyelim.
I spent the last 10 years thinking back, about how wonderful it was when our... our bodies came together.
Son 10 yılımı geri dönmeni düşünerek geçirdim. Bedenlerimiz tekrardan bir araya geldiğinde ne kadar muhteşem olacağını.
I found something with you, something wonderful.
Sende bir şey buldum. Harika bir şey.
This beer is bloody wonderful.
Bu biranın tadı harikaymış.
This is all wonderful.
Bu tüm harika. Ah!
I felt wonderful about us winning 1, 2 and 3.
1, 2 ve 3 kazandığımızda harika hissettim.
Gurney did a wonderful job of not showing foyt how fast the car would go.
Gurney, arabanın ne kadar hızlı gideceğini foyt göstermemekle çok iyi bir iş çıkardı.
These last few days with her have been wonderful.
Onunla geçirdiğim son bir kaç gün harikaydı.
Your son, your wonderful, loyal son, he was the one who laid the false blame on the Varni, even though he knew it was I who moved against you.
Oğlun. Harika, sadık oğlun sana karşı hareket edenin ben olduğumu bilmesine rağmen suçu Varni'ye atan kişiydi.
He is so wonderful.
Harika birisi.
I have to tell you a wonderful thing that happened to Higuain.
Higuain'in başına harika bir şey geldi ; sana anlatmam gerek.
But don't forget Nobel laureate Joseph Brodsky's wonderful words :
Nobel ödüllü Joseph Brodsky'nin şahane sözlerini hatırlayın :
It's wonderful.
Muhteşem bir şey.
It would be wonderful to love you the way you want to be loved,
Seni istediğin gibi sevmek çok güzel olurdu.
The wonderful words that you said to that young woman illuminated me.
O genç kadına söylediğiniz sözler beni aydınlattı.
Isn't that wonderful, you might be thinking!
Ne harika değil mi, diye düşünebilirsiniz.
Your beds, your tunics, your underpants, all those wonderful monasteries you have in the most wonderful, loveliest places on earth.
Her şeyi. Yataklarınızı, cübbelerinizi, iç çamaşırlarınızı,.. ... dünyanın en nadide ve güzel yerlerindeki o şahane manastırlarınızı.
- It was wonderful!
- Muhteşemdi!
That's a wonderful story, Your Eminence.
Müthiş bir hikâye, Kardinal.
Yes, Holy Father, it's a wonderful story.
Evet, Kutsal Babamız, müthiş bir hikâye.
How wonderful!
Ne güzel!
You don't know how wonderful peace is.
Barış ne muhteşemdir bilmiyorsunuz.
Those dancers gave a wonderful performance.
Dansçılar müthiş bir gösteri sergiledi.
She's the most wonderful person in the world.
Dünyadaki en muhteşem insandır o!
- Oh, wonderful...
- Tabi, harika...
I'm heading to the garden to show you the wonderful sunset.
Nazik ol. Tamam Şuan bahçeye çıkıyorum sana gün batımını göstereceğim.
- He's a wonderful man.
- Olağanüstü bir adam.
We have two wonderful children.
Çok güzel iki çocuğumuz var.
Today, there was wonderful news.
Bu gün harika haber aldık.
You have a wonderful day.
Sana muhteşem günler.
Yes, what a wonderful world that was.
Evet, muazzam bir dünyaydı.
Give me my brother before your world becomes significantly less wonderful.
Dünyan önemli şekilde daha az harikalaşmadan.. .. bana kardeşimi ver.
What wonderful thing have I done today?
- Bugün ne güzellik yaptım ki?
Your father was a such a wonderful man.
Babanız mükemmel bir insandı.
You're the worst dancer in the world, and you think you're wonderful! Go!
Dünyanın en kötü dansçısısınız ama en iyisi olduğunuzu düşünüyorsunuz, hadi bakalım.
This is becoming a wonderful production of marital discourse.
Mükemmel bir evlilik söylemi eseri haline geliyor bu.
You make me feel wonderful.
Keşke bu kadar uzakta olmasaydın ya.