English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ Y ] / You're doing so good

You're doing so good tradutor Turco

108 parallel translation
So what? You think what you're doing is good and honorable and loyal?
Yaptığının iyi, onur verici ve saygın bir şey olduğunu mu düşünüyorsun?
It looks like you're doing your job real good, so don't spoil it by some of your philosophizing.
İşini gayet iyi yaptığın anlaşılıyor, lütfen felsefe yaparak sakın işi berbat etme.
BUT WHAT YOU'RE DOING WITH IT IS NOT SO GOOD.
Ama onunla yaptıklarınız o kadar iyi değil.
Yeah. From what I hear, you're not doing so good by her either.
Duyduğuma gore sen de başarılı değilmişsin.
I mean if you don't start doing something good... you're gonna get so much hard time that when you get out there won't be any cars.
Yani, doğru bir şeyler yapmaya başlamazsan, o kadar çok ceza alırsın ki, çıktığında araba bile kalmamış olur.
So you think you're doing a good thing by marrying Larissa Dmitrievna to a man who has no wealth whatsoever.
Demek Larissa Dmitrievna'nın varlıklı olmayan biriyle evlenmesinin iyi olduğunu düşünüyorsunuz.
- What do you look so unhappy for? We're doing it for his own good.
Kendi iyiliği için yapıyoruz!
- You're doing so good, babe.
- Çok iyi gidiyorsun bebeğim.
- You're doing so good, Dirk.
- Çok iyisin Dirk.
- It's a very good sign that you're doing so well
- bu iyi bir işaret çok iyi yapmaktasın
So, Heffernan, so far you're doing a good job.
Evet, Heffernan... şu ana dek iyi iş çıkardın.
You're doing stories that sometimes aren't so good.
Bazen kötü senaryolarda rol alırsınız.
You're so good at it, you don't know you're doing it anymore.
Bu konuda o kadar iyisin ki, artık farkında olmadan yapıyorsun.
You have to pay a lot of attention in math class, where we're not doing so well... good morning, jose alfredo, so... o.
Matematikte dersinde çok dikkatli olmalısın. Pek iyi değiliz de. Günaydın, Jose Alfredo.
So that's why it's good you're doing this.
O yüzden bunu yapman iyi bir şey.
And what you're doing feels so good.
O yaptığın şey de çok hoş oluyor.
You're so good at doing the puzzle.
Yapboz yapmada çok iyisin.
- It's scary, but you're doing so good.
Biliyorum, korkunç, ama çok iyisin.
You're going to see us do what we do best, and that is market appropriately, finance education programs, as we're doing in a great abundance, getting good information out to parents so we can solve the problem.
Elimizden gelenin en iyisini yaptığımızı göreceksiniz. Uygun bir şekilde pazarlıyoruz. Eğitim programlarını finanse ediyoruz velilere gerekli bilgiler veriyoruz.
So you're doing good, huh?
Artık iyisin, öyle mi?
you're doing good. you're doing so good.
İyi gidiyorsun, çok iyi gidiyorsun.
- Molly, you're doing so good, baby.
- Molly harika gidiyorsun bebeğim.
Okay, so when you're doing somebody's nails, you say "I do good job."
Tamam, birinin tırnağını yaparken şöyle diyeceksin ; "iyi iş yaparım."
Well, I'm glad to see you're doing so good.
İyi olduğuna sevindim.
So you're just doing what you're good at anyway.
- Ne dediğinin farkında mısın?
So, I'm assuming you're good with me doing the surgery, right?
Ameliyatı benim yapmamın bir sakıncası yok, değil mi?
Oh, I see, you're so good at it, what are you doing knocking at my door?
Anlıyorum, bu işte iyisin, neden kapımı çalıyorsun?
Okay, I'm not so good at profound, but you should know... we're doing everything we can to get you through this.
Tamam, etkileyici de pek iyi değilim ama bilmelisin bundan kurtulman için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz.
Well, I'm glad to know that you're doing so good, Maggie.
Maggie, gerçekten bu işi iyi yaptığını bilmek mutluluk verici.
You're doing so good!
Çok iyi beceriyorsun!
That's all well and good, pal, but murder investigation trumps whatever it is you're doing, so you're gonna have to get lost, okay?
Ama cinayet soruşturması senin işinin üstündedir. Yani kaybol bakalım.
Great, you're doing so good.
Harika, iyi gidiyorsun.
All right, so you're saying by figuring out what he was doing, you can make a pretty good guess as to where he's doing it.
Diyorsun ki, daha önce yaptıklarını çözerek şu an onları nerede yaptığına dair iyi bir tahmin yürütebilirsin.
Okay, great, you're doing so good.
Harika, iyi gidiyorsun.
You're doing so good.
Çok iyi gidiyorsun.
So I told her, " listen Lucina as long as you keep doing a good job, you can stay here but when you start to show you're going straight back to your town
Ona dedim ki, " dinle Lucina işini iyi yaptığın sürece, burada kalabilirsin ama şov yapmaya başlarsan doğru köyüne geri dönersin.
You're doing so good. Proud of you.
Gayet iyisin, seninle gurur duyuyorum.
You're doing so good, Bella.
Çok iyi gidiyorsun Bella.
You're doing good. Just, don't think so much.
İyi gidiyorsun sadece, çok fazla düşünme.
He's paralyzed from the waist down, so you never know if you're doing a good job.
Belden aşağısı tutmadığından işini iyi yapıp yapmadığını asla anlayamıyorsun.
You're doing so good.
Aferin.
You're doing so good.
Çok iyi gidiyorsun hayatım.
It's good to see that you're doing so well.
İyi olmana çok sevindim.
So you think the good speed that we're doing is actually the current?
Yani yaptığımız iyi hızın aslında akıntı olduğunu mu düşünüyorsun?
Well, lady, look, all mistakes we've made on our own, so it's good that you're here. We're doing our best.
Bak, hanımefendi, bütün hataları biz yapıyoruz, o yüzden iyi ki geldin.
You're doing so good.
İyi gidiyorsun.
Which is why I want you to keep on doing what you're already so very good at.
İşte bu yüzden çok iyi yaptığın şeyi yapmaya devam etmeni istiyorum.
Well, you're doing a good job so far.
Şu ana kadar iyiydin.
Maybe. No, go on. You're doing pretty good so far.
Burası gayet iyi
Since you're so good, why are you doing this?
Madem bu kadar iyisin, neden bu işi yapmıyorsun?
You're doing so good.
Tamam, neredeyse çıkıyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]