You're getting tradutor Turco
12,959 parallel translation
- You're getting tall.
- Uzamışsın.
You're not getting any dessert. What?
- Sana tatlı matlı yok.
I'm getting wet just thinking about what you're gonna do.
Yapacaklarını düşünürken sırılsıklam oluyorum.
You're on the football team, getting to spend all that intimate time with all the cute guys that they have crushes on.
Futbol takımındasın. Hepsinin hoşlandığı çocuklarla vakit geçiriyorsun.
Now you're getting the carpet all wet.
Şimdi de halıyı ıslatıyorsun.
- We're getting you out of here, okay?
- Seni buradan çıkaracağız, tamam mı?
And you're clearly acclimatized to never getting to the end of a sentence.
- Belli ki cümlenin sonuna hiç ulaşamamaya alışmışsın.
Sounds like you're getting the haircut.
Kulağa tıraşı alıyormuşsunuz gibi geliyor.
Stop, you're getting it on the goatee.
Dur, keçi sakalı üstüne alıyorsun.
I'm working four buildings, and you're getting all the money.
Dört binada çalışıyorum Ve tüm parayı sen alıyorsun.
You're getting old.
Yaşlandın.
No, you're not getting the point.
Konuyu anlamıyorsun.
Oh, you're getting me fucking hard!
Oh, beni zor lanet alıyoruz!
You're getting awful close to doing the one thing you said you'd never do.
Asla yapmayacağını söylediğin şeyi yapmaya çok yakınsın.
I've started getting into selling some heavier shit, and when you're selling the heavier shit, turf becomes a thing.
Daha güçlü mallar satmaya başlamıştım ve daha güçlü şeyler satmaya başladığında bölge konusu sorun olur.
You're not getting away from me!
Benden kaçamazsın!
I'm really glad we're getting to have this one-on-one time, kind of... girls only, you know?
Böyle kız kıza, yani başbaşa gibi konuşacağımız için... çok memnunum.
Vicki, you're getting Roberto's little brother this year.
Vicki, Roberto'nun küçük kardeşi sende olacak.
You're getting old, boy.
Yaşlanıyorsun dostum.
I hate to break it to you, but I don't think we're getting any gunships.
Moral bozmak istemem, ama buraya uçak muçak geldiği yok!
You're not getting away this time!
Bu sefer kaçamayacaksınız!
Yeah, you're definitely not getting a tip tonight.
Bu gece bahşişi unutabilirsin.
And you're not getting out of it.
Bu işten kolayca sıyrılamazsın.
But I want you to know what you're getting into.
Ama nasıl bir işe bulaştığını bilmen lazım.
You're dreaming if you think we're getting out of here.
Buradan sağ çıkacağımızı sanıyorsan hayal görüyorsun.
I don't know if you're getting my messages or what, but, uh, give me a call, man.
Mesajımı aldığından beni ara yada.. .. ara beni.
You're getting all you hoped for from your courses?
Kurslardan umduğunu alabiliyor musun?
That's when you're getting out of here?
O gün taburcu oluyordun değil mi?
Naz, I understand you have to do it, but if you're caught for this... the case is over, and you're never getting out of here.
Naz, bunu yapman gerektiğini biliyorum. ama eğer yakalanırsan... Bu dava kapanır.
And certainly you're getting something out of this.
Tabi bundan bir kazancın olacaktır.
We're getting you looked at.
Doktora gidiyoruz.
I'm beginning to think you're getting sweet on me.
Benden hoşlandığını düşünmeye başlamıştım.
Now you're back, I'm getting calls again.
Geldiğinden beri, telefon aramaları gelmeye başladı yine.
You're getting some pretty heavy readings here.
Buraları avucunuzun içi gibi biliyorsunuzdur.
Kim, I know getting transferred over here wasn't your first choice but you're supposed to be boxing up files.
Kim, biliyorum buraya transfer olmak ilk tercihin değildi ama dosyaları kutuluyor olman gerekiyor.
You're not getting out of this.
Bundan kurtulamazsın.
You're never getting out of this.
Bundan asla kurtulamazsın.
You're getting to do, what I imagine, you've always wanted to do- - and getting paid for it.
Hayal ettiğim mesleği yapıyorsun. Sen hep aranılan ve yaptığın şey için ödeme alan birisin.
- What... you're getting married today.
- Ne... bugün evleniyorsun.
You're getting old, Clegane.
- Yaşlanıyorsun Clegane.
You're not getting away that easy.
O kadar kolay kaçamazsın.
You're not getting away at all.
Hiçbir şekilde kaçamazsın.
- It's like you're getting married it is official.
Zaten resmi bir şey!
Now you're getting me angry.
- Şimdi beni sinirlendiriyorsun!
Marn, you're getting married.
Marn, evleniyorsun.
You're getting big.
Büyüyorsun.
You're getting soft, brother.
Yumuşuyorsun ağabey.
You're getting sentimental.
Giderek duygusallaşıyorsun.
We're getting you out of here.
Seni buradan kurtarıyorum.
Gina, do you have any idea what you're getting into?
Gina, neye bulaştığının farkında mısın?
Think you're getting nervous about going on the road.
Yolda kalman konusunda sinirlendiğini düşünüyorum.
you're getting old 26
you're getting married 123
you're getting on my nerves 36
you're getting there 19
you're getting it 33
you're getting better 42
you're getting warmer 21
you're getting out 22
getting 49
getting old 29
you're getting married 123
you're getting on my nerves 36
you're getting there 19
you're getting it 33
you're getting better 42
you're getting warmer 21
you're getting out 22
getting 49
getting old 29