English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ Y ] / You would be dead

You would be dead tradutor Turco

424 parallel translation
My dear Graham, if you are to leave on that or any other train, you would be dead before you reached Batoumi.
Sevgili Graham, o trenle ya da başka bir trenle gidersen Batum'a varmadan ölmüş olursun.
Were I Blake, you would be dead.
Blake olsaydım, ölmüştün.
If I didn't stop in time, you would be dead.
Eğer durmasaydım, ölebilirdiniz
If I had come a minute after, you would be dead and he alive.
Eğer bir dakika geç kalsaydım, sen ölmüş olurdun o ise yaşayacaktı.
One of you would be dead.
İçinizden biri ölmüştü.
If there'd been any more of them, you would be dead by now.
Fazla olsalardı, şimdi ölmüş olurdun.
If i hadn't been in the car park, you would be dead already.
Eğer otoparka gelmeseydim, çoktan ölmüştün.
You would be dead!
Ölecektin!
You could do it, but without support you would be dead in a day.
Yapabilirsiniz ama destek bulamazsanız bir gün içinde ölürsünüz.
If you were to disappear, just vanish completely... and I reported you dead, it would be the same thing.
Eğer sen kaybolsaydın, tamamen ortadan yok olsaydın ve ben seni ölü diye bildirseydim, aynı şey olurdu.
I guess it would be safe to say, Mark, that now with Tom Ward dead, you know more about my financial affairs than anyone else.
Sanırım, Mark, şimdi Tom öldüğüne göre, benim parasal sorunlarım konusunda herkesten çok şey bildiğin rahatlıkla söylenebilir.
Which would you rather be : Paralyzed or dead?
Hangisini tercih edersin, ölmeyi mi felç olmayı mı?
Respect for the dead would be expecting too much from you.
Ölenlere saygı göstermeni bekleyerek senden fazla şey istiyorum galiba.
Now, the Major would like it if you'd bring it yourself, but you can't be alive in Barbados and dead in New York at the same time.
Sen götürürsen Binbaşı memnun olurdu ama ayni anda Barbados'ta hayatta olup, New York'ta ölü olamazsın.
If I were a devoted widow, and Danny's father were a dead war hero, would you be pitching me this bit about finding a second father to replace the dead one?
Eğer sadık bir eş olsaydım, ve Danny'nin babası da, savaşta ölmüş bir kahraman olsaydı, ölen babasının yerine, ikinci bir baba bulmam için... söylev çekmek geçer miydi içinden?
Well it would for you - you'd be dead.
Senin için değiştirir.
You wished the baby would be dead.
Bebeğinin ölümünü istedin.
But you will be dead in a moment and the credit would be gratuitous.
Ancak bir saniye sonra öleceksin ve bu takdir de boşa gidecek.
You may think she's not really dead, but you would be in error, Mr. Dvorak.
Onun gerçekten ölmediğini düşünebilirsiniz, fakat hata etmiş olursunuz, bay Dvorak.
I could be dead, you would walk up to my grave, spit in my face and tell me the truth.
Ölebilirim her an, mezarıma gelirsin, suratıma tükürür ve bana gerçeği söylersin.
In fact, Mr. Aldridge, not to put too fine a point on it would you be prepared to say that you are what is generally known as, in a manner of speaking, dead?
Aslında, Bay Aldridge, kesin bir çizgi çekmeden acaba söyleyebilir misiniz bir bakıma siz ölü müsünüz?
Or else you lot would surely be dead!
Yoksa hepiniz kesin ölmüş olurdunuz!
If anything were wrong, you all would be dead by now.
Eğer bir şey olsaydı zaten şimdiye hepiniz ölmüştünüz.
If you'd come over that ridge five minutes ago... you would be a dead man.
O sırtı beş dakika önce çıkmış olsaydın ölü bir adam olacaktın.
You guys would all be dead in three weeks.
Dolayısıyla sizler üç hafta içinde ölecektiniz.
If I were dead, you would be all alone.
Ben ölseydim yalnız kalırdın.
My people and my country would both be better off if you were dead.
Ölmüş olsan, halkım da ülkem de daha iyi durumda olurdu.
Now, Mother, if it were up to you, half the world would be dead already.
Bak anne, eğer sana kalsaydık, dünyanın yarısı çoktan ölmüş olurdu.
Had it been so, you would now be dead.
Öyle olsaydı şimdiye ölmüş olurdun.
If another player would have done that you'd have to pull me off quick, or he'd be dead.
Başka bir oyuncu yapsaydı O oyuncuyu elimden zor alırlardı.
I owe you many apologies, my dear Watson, but it was all-important that it should be thought I was dead, and it is quite certain that you would not have written so convincing an account of my unhappy end
Sana çok özür borçluyum, sevgili Watson, fakat hepsi hayatiydi. Ölmüş olarak bilinmeliydim. Mutsuz sonumun gerçek olmadığını bilseydin böyle inandırıcı bir açıklama yazmayacaktın.
Since they think they're alive, by attacking them like you would the living with guns, knives, anything, for a time, they can actually be convinced they're dead.
Hâlâ hayatta olduklarını sandıklarından tıpkı yaşıyormuş gibi onlara silah ya da bıçak benzeri herhangi bir şeyle saldırırsan bir süreliğine öldüklerine ikna olabilirler.
Yes, you would be a dead pasta.
Evet, ölü bir kek olacaksın.
If they let me have my gun you would be already dead.
Silâhımı elimden almasalardı, seni çoktan öldürmüştüm.
You know, it would be just like you to drop dead in front of this TV the day before my big night out.
İkinci bir alın mı çıkarıyorsun? Peggy,
Not that I'd like to sleep in a box, mind you, not without any air, you'd wake up dead for a start, and then where would you be?
Bir kutunun içinde uyumayı isteyeceğimden değil, dikkatini çekerim, hiç hava olmadan olmaz ölmüş olarak uyanırsın ve sonra nerde olursun? Bir kutuda.
if I asked you straight off... I'm going to stuff you in this box now, would you rather be alive or dead.
Sana doğrudan sorsaydım seni şimdi bu kutuya tıkacağım deseydim, ölü olmayı mı tercih ederdin, canlı olmayı mı?
But the consequences to you would be devastating. In your mind I'll be dead.
Ama sonuçta sen yok olacaksın Öleceğimi düşünüyorsun.
I'd be obliged if you would identify for me two dead bodies.
Benim için iki cesedin kimliğini teşhis edermisiniz?
I hope you realize it would be very hard to be a brilliant public speaker if you're lying dead in the snow.
Karda uzanmış ölmeyi bekleyince, parlak bir konuşmacı olmanın ne kadar güç olacağını umarım fark ediyorsunuzdur Bayan Foster.
But James would be dead if you didn't stop it.
Öyle yapmasanız, James ölmüş olurdu.
- I thought it would be better to be dead than tell you...
- Sana şey olduğumu söylemektense ölmeyi tercih ettim.
I don't think so. if you'd killed it, it would be dead.
Sanmıyorum. Reddetmiş olsaydınız benim önüme gelmezdi.
Would not there be more dead. if you oppose this will end in a bloodbath.
İnada devam ederseniz işin sonu kötüye varacak, biliyorsun.
The sun would be down by now. You'd be dead.
Güneş çoktan batmış olurdu.
Five... Four...... at a price that would be stupid to pass up. You'd have to be brain dead.
5, 4, 3...!
Normally your asses would be dead as fuckin'fried chicken, but you pulled this while I'm in a transitional period, and I don't wanna kill you.
Aslında ikiniz de ölmüştünüz. Ama şu anda bir aşamadan geçiyorum. Sizi öldürmek istemiyorum.
- No, he's not, you moron. If he were dead, he would not be here.
Eğer ölseydi o burada olmazdı.
Is there anyone you hate enough to want dead, and if somebody said they'd kill that person... and the crime wouldn't be discovered, would you let them go ahead and do it?
Ölmesini isteyecek kadar nefret ettiğin biri var mı? Birinin onu öldüreceğini ve yakalanmayacağını bilsen bunu yapmasına göz yumar mıydın?
- What would you do? - She'd be dead.
- Sen ne yapardın?
If you had been elected in'60, Castro would be dead now.
Eğer 1960 ta seçilmiş olsaydın, Castro şimdi ölmüş olacaktı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]