Барбару tradutor Turco
182 parallel translation
Наверное, держит Барбару там. Тот крик!
Barbara'yı yakalamış olmalı.
Теперь осмотрись, взбодрись и попробуй найти Барбару.
- Hadi oraya gidip, Barbara'yı bulalım.
Ну, Доктор, я думаю... следующее, что мы должны сделать, найти Барбару и Вики, а?
Peki Doktor, bence... şimdi yapmamız gereken Barbara ve Vicki'yi bulmak
Мы не можем подождать Барбару?
Barbara'yı bekleyemez miyiz?
Я уверен, что Дако и твою подругу Барбару схватили.
Eminim Dako ve arkadaşın Barbara yakalanmışlardır.
Со мной. - Позову Барбару.
Barbara'yı arayacağım.
Можно Барбару Миллиган?
Barbara Milligan'la görüşebilir miyim?
- и эту Барбару как ее там...
-... şu Barbara'yı tanıyordu.
Я позвал Барбару, чтобы она разделила со мной этот момент.
anlaşmayı kutlarken bu anı paylaşmak için Barbara'ya seslendim.
- Значит мы можем отпустить Барбару? - Мы же не можем взять ее с собой.
- Yani Barbara'yı bırakacak mıyız?
Барбару действительно похитили.
- Barbara gerçekten kaçırıldı. - Buradan çıkalım.
Он сказал, что если что-нибудь пойдет не так, они убьют Барбару.
Eğer sorun çıkarsa Barbara'yı öldürürüz demişlerdi.
Вы ведь знали миссис Барбару Аллен, да, майор Юстас?
Sanırım Bayan Barbara Allen'ı tanıyordunuz, Binbaşı Eustace.
Просто спросите Барбару Симмонз. "
Barbara Simmons'a bir sorun! "
Спросите Барбару Симмонз.
Kes çeneni! Barbara Simmons'a bir sorun. Onu da becerdi!
Мы детали в Санту Барбару Какая это яхта?
- Santa Barbara'ya uçtuk. - Ne tür bir yattı?
А я приведу руководителя конференции, доктора Барбару Валкотт.
Ben Konferans Şefi Doktor Barbara Walcott'u bulacağım. Sizinle tanışmak için sabırsızlanıyor.
Тебе повезло, что моя жена и 4 дочери поехали на океан в Санта-Барбару.
Şansın var, eşim ve kızım deniz kenarında.
Я представляю Барбару Кукер, ведущую программы.
Ben Barbara Cooker'ı temsil ediyorum. Haber spikeri.
Но вы именно тот, кто уволил Барбару Кукер
- Ama Barbara Cooker'ı işten çıkartan kişi sizsiniz. - Biz tüketim işi yapıyoruz, Bayan McBeal.
Люси рисует Барбару Стрейзанд.
Lucy, Barbra Streisand'ın portrelerini çiziyor.
- Ты трахаешь Барбару.
- Evet, şey... - Barbara Baxter'la yattığını biliyorum.
Тогда я отвезу Барбару на футбол, а потом тебя.
Daha iyiyim. İyiysen, önce Barbara'yı futbola sonra da seni dansa götüreceğim.
- Роберт Редфорд безумно влюблен в Барбару Стрейзанд.
Robert Redford Barbara Straisand'da deliler gibi aşıktır.
Мы соберем Барбару, Тома, детей, и устроим семейную встречу.
Barbara'yı, Tom'u ve çocukları çağırıp bir aile buluşması yaparız.
Барбару Стрейзанд. Киссинджера.
Barbra Streisand.
Если я останусь, ты отпустишь Барбару?
Eğer seninle kalırsam Barbara'ya ne olacak?
Ты получишь Барбару Уолтерс, Ларри Кинга, если ты его еще хочешь.
Barbara Walters gelir yani, eğer hala istiyorsan Larry King.
"Джон, ты резиновая спринцовка, потому что поцеловал Барбару".
"John, Barbara'yı öptüğün için rezil birisin."
Полагаю, что пришёл момент сказать, что я даже и не мечтала, когда покидала Санта-Барбару со своими немногими вещами...
Sanırım artık sırası geldi. Santa Barbara'dan ayrılırken yanıma aldığım hatıranın...
но Барбару задержал шторм по пути из Меона.
Beklettiğimiz için bağışlayın, Barbara Maine'den gelirken yağmura yakalanmış.
Марк... не слушают Барбару Новак.
Keyfini bozmak istemem, Mac, ama çıktığım diğer 4 milyon kadın Barbara Novak'ı dinlemez.
что Кетчер Блок обводит вокруг пальца Барбару Новак. Чтобы раздавить её на глазах у всех. - Что?
Block, bir makale yazıp, Novak'ı halka rezil etmek için, ona oyun oynuyor.
я скажу... я влюбил в себя Барбару Новак.
Ama çekip gitmeden önce, kabul et. Seni köşeye kıstırdım. Barbara "Down With Love" Novak'ı kendime aşık ettim.
что ты влюбил в себя Барбару Новак.
Buradan çekip gitmeyeceğim, Catch. Ve Barbara Novak'ı kendine aşık ettirdiğini kabul etmeyeceğim.
который полюбил Барбару Новак.
Yeni benden. Barbara Novak'ın aşık olabileceği yeni adam.
Ты спалила Барбару.
Barbara'yı yaktın.
Не направляй пушку на Барбару!
- Sakin ol. - Silahı ona doğrultma.
Я предпочитала Барбару Стэнвик.
Barbara Stanwyck'i tercih ederdim.
- Ты что, не помнишь Барбару?
Barbara'yı hatırlamıyor musun?
Я предлагаю вам Барбару и Ди!
Sizlere Barbara and Dee'yi takdim ediyorum!
Если же ты действительно хочешь почувствовать себя плохо, я отвезу тебя как-нибудь в Санта-Барбару. Это как посещать Степфорд.
Niyetin kendini kötü hissetmekse seni bir gün Santa Barbara'ya götüreyim.
Хорошо, я думаю, что я сама скажу Картнеру что мы не можем поехать в Санту-Барбару.
O zaman ben Carter'a, Santa Barbara'ya gidemeyeceğimizi söyleyim.
Только... Я пригласил Эрин в Санту-Барбару в эти выходные...
Evet, sadece, hafta sonu için Erin'i Santa Barbara'ya, şarap tatmaya davet ettim.
Вы идете в Санта-Барбару, и я поеду в Сан-Франциско, где я зарегистрируюсь и напишу конференция ПЭ.
Cuma, sen Santa Barbara'ya gideceksin ve bende San Francisco'ya gidip senin adınla otele gidip kongreye katılacağım.
Я помню эту Барбару. Помню.
Şu Barbara'yı hatırladım.
Но ни одну я не любил так, как любил Барбару.
Ama hiçbirini Barbara'yı sevdiğim şekilde sevmedim. Hiç kimseyi.
Просто спросите Барбару Симмонз.
Barbara Simmons'a sorun mesela.
Вот бы заполучить Барбару Волтерс, уж она бы задала вопросы.
Keşke soruları sorması için Barbara Walters'a ulaşabilseydim. Bunda çok kötüyüm.
- Какую Барбару? Какую Барбару?
Barbara kim?
Кофлин на работе, а Красковы уехали отдыхать в Санта Барбару.
Santa Barbara'da tatil yapıyor.