Брак tradutor Turco
4,318 parallel translation
И, Энджи, Марко, вам только что влепили лучший пожизненный приговор - брак.
Ve, Angie, Marco. Hayatla ilgili var olan en iyi cümleyi duyacaksınız. Evlilik.
Папа! Не забудь бланк для разрешения на брак!
Baba, evlilik işlemleri için formu almayı unutma!
Итак, кто готов получить разрешение на брак? Я... почти.
- Kim evlilik işlemlerini halletmeye hazır bakalım?
Я закончу твой брак за тебя.
Senin evliliğini ellerimle bitireceğim.
Разрешения на брак у меня в кармане.
Evlilik belgemiz de cebimde.
Ваш брак разваливается.
Evliliğiniz tam bir fiyasko.
Если ваш брак не состоится, то так и быть. Но...
Evliliğin yolunda gitmezse bırak öyle olsun.
Брак по всем неверным показателям привел к такому страданию, хм.
Yanlış sebepler yüzünden evlenmek, bu kadar perişanlık doğurdu.
Брак. Тут отпуск не возьмёшь.
Evlilik işte, mola vermek yok.
Я приехала посмотреть, смогу ли я проделать все эти безумные вещи - дети, брак, полноценная карьера... мне хочется этого... с Джеймсом.
Hepsini bir arada yapabilir miyim diye görmeye geldim. Evlilik, çocuk ve kariyer. Çünkü James'le bir hayatım olmasını gerçekten istiyorum.
Меня, конечно, огорчает, что ваши попытки наладить брак оказались безуспешными.
Evliliğinizi kurtarma girişiminizin boşa gittiğini fark etmek beni üzdü.
Брак - не вариант для меня.
Evlilik benim için seçeneklerin arasında yok.
Знаешь что? Ты мой лучший друг, а у неё неудачный брак.
Aslında sen benim en iyi dostumsun ve babamla araları da kötü.
Если скорый брак - решение твоих проблем, то ты должна сделать все для этого сегодня ночью.
Hızlı bir evlilik sorununa çözüm olacaksa Bu geceyi çok iyi değerlendirmelisin.
Его брак является, по сути, одним из условий его наследства
Evliliği esasen mirasının bir koşuluymuş.
И сейчас ты должна все исправить, прежде чем это разрушит мой брак.
Şimdi de evliliğimi berbat etmeden önce telafi etmelisin.
Мне напомнили, как должен выглядеть брак, и я поняла, что должна перед тобой извиниться.
Evliliğin nasıl bir şey olduğunu tekrar hatırladım. Ve sana bir özür borçlu olduğumu anladım.
Вступаем в брак молодыми, ради создания союзов, которым предназначено вскоре исчезнуть.
Ş imdilerde ortadan kalkmış ittifakların uğruna genç yaşta evlendik.
Ну, брак - не простая штука.
Başta evlilik kolay değil galiba.
Дорогая, мы все восхищаемся тем, что вы сделали, чтобы сохранить ваш брак.
Evliliğinin yürümesi için yaptığın her şeyi takdir ediyoruz.
Брак не удался, но мы решили побыть вместе пока ты не отправишься в колледж.
Evliliğimiz yürümüyordu ama sen üniversiteye başlayana kadar idare etmeye karar verdik.
Похоже, что они имеют какое-то соглашение, чем просто брак.
Evlilikten ziyade bir anlaşma yapmışlar sanırım.
Мы живём в мире, где брак - риск ;
birdünyada yaşıyoruz evlilik her zaman risk ;
Как угождает Вам брак?
Evlilik nasıl geliyor?
Этот брак ни на чем не основан
Bu evlilik bir hiç üzerine kuruldu.
Мне не нужен брак, заключенный на Небесах.
Cennette bir eşleşmeye ihtiyacım yok.
Ты сделала ошибку и тебе нужно исправить её Раньше чем это уничтожит мой брак.
Bir hata yaptın ve evliliğimi mahvetmeden önce hatanı düzeltmelisin.
Я не мужчина вашей мечты, но брак мог бы положить конец всем слухам
Hayallerinizin adamı değilim ama evlilik bütün dedikoduları geride bırakabilir.
Нет, пока не убедятся, что мы консумировали брак.
İşleri resmi hale getirdiğimizi öğrenene kadar değil.
Брак должен быть консумирован сразу же, и свидетели должны поклясться, что они при этом присутствовали в здании, если вообще не в самой комнате.
Evlilik derhal yerine getirilmeli ve şahitler odanın içinde değilse de binada olduklarına dair yemin etmeliler.
- Нет, я не позволю тебе разрушить брак, потому что у тебя идеалистическое представление о человеке, про которого ты даже не уверена, что была ему нужна!
- Hayır, sana değer verdiğinden bile emin olmadığın bir adama ait saplantılı düşüncelerinden ötürü bu evliliği bir kenara atmana izin vermeyeceğim.
Как это брак когда-либо будет работать?
Bu evlilik nasıl olacak, ne işe yarayacak?
Не важно, главное что ваш брак по любви.
Aşk evliliği yapmasaydın derdin olmazdı bu.
Но мы пришли к пониманию, что в данный момент брак не для нас.
Ama evliliğin şu an için bizim için uygun olmadığına karar verdik.
Брак...
Evlilik...
Ларри признался, что солгал про своё алиби, чтобы защитить свой брак.
Larry evliliğini kurtarmak için mazereti hakkında yalan söylediğini itiraf etti.
Это должно быть разрушало ваш брак.
Bu, evliliğinizi etkilemiştir.
Этот "брак" обречен.
Bu zorunlu bir evlilik.
Наша совместная работа разрушит мой брак, мою жизнь.
Beraber çalışmamız evliliğimi ve bütün hayatımı mahveder.
Как ваш второй брак, Мистер Брэддок?
İkinci evliliğiniz nasıl gidiyor, Bay Braddock?
У Грир будет решающее право одобрения на брак ее сестер.
Greer son söze sahip olacak. Kız kardeşlerinin evlilikleri konusunda.
Наш брак был ужасной ошибкой.
Evliliğimiz berbat bir hataydı.
Но даже если он выживет, наш брак...
O hayatta kalsa bile, Evliliğimiz...
Ричард. Мой брак. Все.
- Richard, evliliğim, diğer her şey.
Фу. Он сказал, вы можете дать отличные советы, как сохранить брак в живых.
Bir evliliğin nasıl ayakta tutulacağı ile ilgili harika tavsiyelerin olduğunu söyledi.
Спасибо вам за то, что спасли мой брак.
- Evliliğimi kurtardığınız için teşekkür ederim.
Я не хочу, чтобы их брак развалился.
Bu evliliğin bitmesine sebep olmak istemezsin.
Признаюсь, этот брак для меня как средство выживания.
Kabul. Ben... Bu evliliği ölüm kalım meselesi olarak görmüştüm.
И вы хотите расторгнуть брак между вами - истцом, и ответчиком - Дугласом Айзеком Дёрстом?
Ve davacı olarak kendiniz ve davalı Douglas Isaac Durst arasında boşanma mı talep ediyorsunuz?
Артур и я попытались сохранить наш брак, даже после того, как ему стало хуже, но... Я не настолько сильна.
Arthur ve ben evliliğimizi ayakta tutmaya çalıştık....... durumu kötüleşmesine rağmen, ama yeterince güçlü olamadım.
Почему ты согласился на этот брак?
Benimle evlenmeyi neden kabul ettin?