Делать нечего tradutor Turco

В издательском бизнесе мне больше делать нечего.

... bir daha yayınevlerinde çalışamayacağım.

Я внесен в черный список пожизненно, в журналистике мне больше делать нечего.

- Hayat boyu kara listeye alındım artık dergilerde çalışamayacağım.

Мне там делать нечего.

Kilisede kendimi tuhaf hissederim.

Ей не место в особняке, но и в комнате над гаражом ей делать нечего...

Onun yeri malikane değil..... ama bir garajın üstü de değil.

Все, все, больше вам здесь делать нечего.

Defolun.

Что ты, сынок, в кино я хожу дома каждый вечер. Больше у нас просто делать нечего.

Ben her zaman gidiyorum, zaten yapacak başka iş yok ki.

А тебе что, делать нечего, что ли?

Ve sen, yapacak daha iyi bir işin yok mu?

Давайте, уходите, вам здесь делать нечего.

Annenin hatırına, uslu bir kız ol. Dışarı!

Здесь больше делать нечего.

İhtiyaç olandan fazlası yok burada.

Беги-ка ты домой, девочка, здесь тебе делать нечего

Evin git çocuk, burası sana göre değil.

Вечером делать нечего.

Yapacak çok şey bulamazsın.

Черт, вам что, делать нечего?

- Şimdi neyin peşindesiniz?

Без кино в городе делать нечего. Да.

Sinema da kapanınca kasabada pek birşey kalmayacak.

Делать нечего.

Yapacak bir işim yok.

Мне нечего здесь делать.

Burada bana ihtiyacın yok.

Зимой здесь совсем нечего делать.

Kışın burada yapacak hiçbir şey yok.

- Думаю, что им просто нечего делать.

- Sanırım yapacakları başka bir şey yok.

Нечего вам тут делать.

Burası kamu arazisi.

Ему все равно нечего делать.

Yapacak işi yok.

Делать мне больше нечего. "Независимые"...

Daha önemli işlerim vardı. Bağımsızlar mı?

- Там нечего делать.

- Asla başaramaz.

Если вас собираются расстрелять, делать особенно нечего.

Burası Kwai Nehri, ve şurası da size yardım edilen köy.

Все равно делать нечего.

Burada tek başıma oturup düşünmekten bıktım.

Мне нечего было делать.

Yapacak başka bir şeyim yoktu.

Нам больше нечего будет делать, как только оплакивать ушедший день.

Yapacak hiç, hiç bir şeyimiz olmayacak... giden güne ağlamaktan başka.

Думаю, тогда мне нечего было делать, поэтому я решила влюбиться.

Galiba o hafta sonu yapacak işim yoktu... ben de aşık olmaya karar verdim.

И вот тогда наваливается тоска. Потому что делать больше нечего.

Sonra kendimi mutsuz hissediyorum.

Тогда мне нечего делать здесь. Приду в другой раз.

Boşa zaman harcayamam.

там совершенно нечего делать.

Liege'de görülecek hiçbirşey yok.

Делать мне нечего, так что я иду гулять.

Yapacak başka bir şeyim yok, o yüzden de dolaşırım.

И к тому же мне нечего делать одному со своими деньгами. Они лишь лишняя обуза.

Kenara, harcayabileceğimden daha fazla para atıyorum ve onları da yanımda götürecek değilim.

Здесь больше нечего делать воину.

Artık burada bir savaşçıya iş kalmadı.

Лучше я туда не пойду. Все равно мне там нечего делать.

Sizin için önemli değilse, gelmemeyi yeğlerim.

Утром предстоит работа... а сегодня уже нечего делать.

Yarın sabah işe gitmek için erkenden kalkacaksın. Artık bu gece yapabileceğimiz daha fazla bir şey yok.

В это время здесь нечего делать,..... Конечно, если вы только не занимаетесь уборкой улиц.

Bir sağlık kuruluşunda çalışmıyorsanız, günün bu saatinde yapacak hiçbir şey yoktur.

Но потом было нечего делать.

O an için yapılacak birşey yoktu.

Думаете я от нечего делать убил троих человек?

Ölümümden kazancım olmayak üç kişiyi öldürebileceğimi düşünmüyorsundur herhalde?

Уходите, Вам тут нечего делать.

Git, burada senin ne işin var.

Чилдресс, с вами мне больше нечего делать.

Seninle yeterince zaman kaybettim.

Нам здесь нечего делать. Нечего!

Burada olanlar üzerimize vazife değil.

Так, от нечего делать.

Herhalde bunu da şans eseri üstümüze atmışlardır.

А что мне там делать? Нечего.

Orada ne yapacağım ki?

- Ему нечего здесь делать.

O'nun şu anda burada işi yok!

Потерянный, я последовал за ним, в эти бесполезные и пустые дни в Эльдорадо было нечего делать.

Her daim onu izliyordum, Eldorado'nun o beyhude boş günlerinde neredeyse kaybolmuş bir haldeydim.

Мы нашли вас здесь, где людям нечего делать. Нас буквально похитили и доставили сюда.

Seni kimsenin bir işinin olmadığı bir yerde bulduk.

Да, да, придешь, потому что мы занимаемся любовью просто так, от нечего делать, это не выход ни для неё, ни для меня.

Hayır, gel. Vakit geçsin diye sevişmiş olacaktık, bu ikimiz için de bir çözüm olmaz. Ayrıca bildiğin üzere bağnaz biriyim.

Однажды я сделала глупость, переспав с ним от нечего делать.

Bir keresinde tesadüfî bir şekilde kendisiyle yatma ahmaklığını yaptım.

Мне здесь нечего делать.

Ben de gidiyorum.

Тебе нечего делать на заводе. — Нельзя просто так уйти!

Daha önce fabrikadayken, elinden hiçbir şey gelmiyordu.

Тут нечего делать.

Yapacak hiçbir şey yok.

Просто делать было нечего. И я три часа примеряю все платья.

Yapacak işim yok, ben de her üç saatte bir elbiseleri deniyorum.