Клянетесь tradutor Turco
177 parallel translation
" Вы, свободные люди этого леса, клянетесь грабить богатых, чтобы отдавать все бедным.
Siz, bu ormanın özgür insanları, yalnızca fakire vermek için zengini soymaya yemin edin.
Клянетесь сражаться за свободную Англию!
Özgür bir İngiltere için savaşmaya.
И клянетесь драться на смерть с нашими поработителями!
Ve zalimlere karsı ölümüne savaşmaya ant için!
Клянетесь, что у вас нет с собой никаких фруктов или овощей?
- Meyve, sebze olmadığına yemin eder misin?
Клянетесь ли вы говорить правду, только правду и ничего кроме правды?
Vereceğiniz ifadenin tamamen ve sadece gerçeği yansıtacağına yemin eder misiniz?
Клянетесь ли Вы говорить правду, только правду и ничего, кроме правды?
Gerçeği, yalnızca gerçeği söyleyeceğinize yemin eder misiniz?
"Берете ли Вы эту женщину, Гертруду Коненлокер... " в законные супруги, клянетесь беречь и любить её... холить и лееять пока смерть не разлучит вас? "
Gertrude Sockenbocker'i hastalıkta ve sağlıkta, ölüm sizi ayırana kadar karın olarak kabul ediyor musun?
"Берете ли Вы мистера Ингата в законные супруги, " клянетесь ли любить и беречь его, в болезни и здравии.. пока смерть не разлучит вас? "
Ignatz Razzby-Wadsby'yi hastalıkta ve sağlıkta ölüm sizi ayırana dek kocan olarak kabul ediyor musun?
Вы клянетесь говорить правду, только правду и ничего кроме правды?
Gerçeği ve yalnız gerçeği söyleyeceğinize... -... yemin eder misiniz?
Вы клянетесь перед лицом Господа?
Tanrı'nın önünde yemin eder misiniz?
Клянетесь?
Söz mü?
Вы торжественно клянетесь говорить правду, только правду и ничего, кроме правды, да поможет вам Бог? - Я клянусь.
Gerçeği, sadece gerçeği söyleyeceğinize Tanrı önünde yemin eder misiniz?
Вы торжественно клянетесь говорить правду, только правду и ничего, кроме правды, да поможет вам Бог?
Gerçeği, sadece gerçeği söyleyeceğinize Tanrı önünde yemin eder misiniz?
Вы торжественно клянетесь говорить правду, только правду и ничего, кроме правды, да поможет вам Бог?
Gerçeği, sadece gerçeği söyleyeceğine Tanrı önünde yemin eder misin?
Когда любовь уходит и умирает, и озноб поселяется в сердце, вы клянетесь не влюбляться снова никогда, и все, что вы делаете - плачете.
# Denizi, alevi, dünyayı sevmek Ve tekrar mutlu olmak olsun # # Aşk geçip gidince Kalbiniz soğuyunca # # Yemin edersiniz tekrar sevmemeye Ağlayıp durursunuz #
Клянетесь говорить правду, только правду и ничего кроме правды?
Doğruyu, sadece doğruyu söyleyeceğinize yemin eder misiniz?
Вы клянетесь Господом, но не имеете ни малейшего желания изучать эволюцию.
Yemin ediyorsunuz ama eğitim reformuyla ilgili hiç vicdan azabı duymuyorsunuz.
Клянетесь говорить правду, только правду и ничего, кроме правды? Да поможет вам господь.
Gerçeği, yalnızca gerçeği söyleyeceğinize, Tanrı huzurunda yemin eder misiniz?
Клянетесь ли вы, что будете говорить только правду и ничего, кроме правды.
Gerçeği ama sadece gerçeği söyleyeceğinize şerefiniz üstüne... - yemin eder misiniz?
Клянетесь ли вы говорить правду, и только правду?
Doğruyu, yalnızca doğruyu söyleyeceğinize yemin eder misiniz?
Клянетесь ли вы говорить только правду и ничего, кроме правды?
Tanrının önünde sadece doğruyu söyleyeceğinize yemin ediyor musunuz?
Клянетесь ли вы следовать Конституции и законам штата Теннеси в полной мере и использовать свою профессию ради блага и по мере ваших возможностей?
Rudy Baylor, Birleşik Devletler ve Tennessee Eyaleti'ndeki anayasa ve kanunlara destek olacağınıza mesleğinizi, en iyi maharet ve yeteneklerinizle, dürüst ve şerefli bir biçimde, icra edeceğinize ve böylece Tanrı'ya hizmet edeceğinize yemin ediyor musunuz?
Клянетесь ли вы, что все, сказанное вами, будет правдой? Клянусь.
Vermek üzere olduğunuz ifadenin gerçek... ancak ve ancak gerçek, ve gerçekten başka hiçbir şey olmadığına yemin ediyor musunuz?
Вы клянетесь говорить правду, только правду и ничего, кроме правды?
İyi iş çıkardın. Vermek üzere olduğunuz ifadenin gerçek... ancak ve ancak gerçek, ve gerçekten başka hiçbir şey olmadığına yemin ediyor musunuz?
Вы торжественно клянетесь говорить правду, только правду и ничего, кроме правды?
Sağ elinizi kaldırın, lütfen. Bu davada vermek üzere olduğunuz ifadenin, gerçek... ancak ve ancak gerçek, ve gerçekten başka hiçbir şey olmadığına yemin ediyor musunuz?
Вы клянетесь исполнять... все обязанности... гражданина Соединенных Штатов Америки- - защищать ее в минуту опасности... от всех врагов, внешних и внутренних? Вы даете эту клятву со всей решимостью?
A.B.D. Vatandaşı olarak görev ve sorumluluklarını yerine getireceğine onu zora düştüğünde tüm düşmanlara karşı koruyacağına ve kendi özgür kararınla yemin ediyor musun?
Вы клянетесь говорить только правду, и да поможет вам Бог?
Gerçeği sadece gerçeği söyleyeceğinize yemin eder misiniz?
Вы клянетесь говорить правду, только правду и ничего кроме правды, да поможет вам Бог? - Да. Можете садиться.
Tanrı'nın huzurunda doğruyu, sadece doğruyu söyleyeceğinize yemin eder misiniz?
Поднимите правую руку. Клянетесь ли вы говорить всю правду?
Gerçeği, tüm gerçeği ve yanlızca gerçeği söyleyeceğinize yemin eder misiniz?
Клянетесь говорить правду, только правду и ничего кроме правды? - Да, сэр.
Tanrının huzurunda, yalnızca ve yalnızca doğruyu söyleyeceğinize. yemin eder misiniz?
Клянетесь ли вы говорить только правду и не чего кроме правды да поможет вам бог?
Bütün gerçeği söyleyeceğine ve... gerçekdışı birşey söylemeyeceğine tanrının yardımı için yemin eder misin?
Значит, вы клянетесь, что не получали информации о трагедии из какого-либо другого источника, кроме ваших способностей? Вашего "дара"?
O halde mahkemeye bu konuyla ilgili bildiklerinizi sadece sizin Tanrı vergisi olan yeteneğinizden kaynaklandığını mı söylüyorsunuz?
Вы клянетесь говорить правду и только правду и ничего кроме правды? И да поможет вам Бог.
Gerçeği, yalnızca gerçeği söyleyeceğinize yemin eder misiniz?
Клянетесь ли Вы... Спасением Вашей души на этом кресте, что найдете его?
Ruhunuzun kurtuluşuna kızımızın yaptığı bu hac üzerine yemin eder misiniz?
Клянетесь ли вы говорить правду, только правду и ничего, кроме правды?
Vereceğiniz ifadede gerçeği ve sadece gerçeği söyleyeceğinize yemin eder misiniz?
В клянетесь говорить правду, всю правду... и ничего кроме правды, да поможет вам Бог?
Sadece ve yalnızca gerçeği söyleyeceğinize Tanrının huzurunda yemin eder misiniz?
Вы клянетесь? Да.
Yemin eder misin?
Вы клянетесь говорить правду... всю правду и ничего кроме правды, и да поможет вам Бог?
Gerçeği, sadece gerçeği söyleyeceğinize Tanrı'nın üzerine yemin eder misiniz?
Клянетесь ли вы, выступая перед Комитетом, говорить правду, только правду и ничего, кроме правды? И да поможет вам бог. Клянусь.
Komite huzurunda, gerçekleri ve sadece gerçekleri söyleyeceğinize yemin ediyor musunuz?
Клянетесь ли Вы говорить правду, только правду и ничего кроме правды?
- Kıyıda dev bir heykelin ayağını gördük.
Клянетесь ли вы, что будете говорить правду, только правду и ничего, кроме правды?
Tanıklıktan ötürü yemin eder misin Vermek üzeresiniz gerçeği, Bütün gerçek
Клянетесь?
Yemin ediyor musun?
Чем клянётесь?
Kimin başının altından çıktı?
Клянётесь ли Вы говорить правду,... только правду и ничего, кроме правды?
Gerçeği ve sadece gerçeği - söyleyeceğinize yemin eder misiniz?
Клянётесь ли вы говорить правду, и ничего, кроме правды да поможет вам Бог?
Gerçeği ama sadece gerçeği söyleyeceğinize Tanrı önünde yemin edermisiniz?
Клянётесь говорить правду, только правду и ничего кроме правды, да поможет вам Бог?
Tanrı'nın huzurunda, gerçeği sadece gerçeği söyleyeceğine yemin eder misiniz
- Клянётесь?
- Yemin eder misiniz?
Вы клянётесь, что сами всё это приготовили?
Ve bunu hepsini yiyeceğine Tanrı huzurunda yemin edeceksin.
Даже, первый в мире Марино, когда тебя спросят "Клянётесь ли вы говорить правду?"
Marino, "Doğruyu söyleyeceğinize yemin edin" dedikleri zaman..
Клянётесь ли вы говорить...?
- Birlikte girmeye zorladılar.
Вы клянётесь, что это ваша курица?
Sizin olduğuna yemin eder misiniz?