Момент упущен tradutor Turco
35 parallel translation
Меня и в своей-то жизни не было, а теперь момент упущен... и его не вернуть.
Kendi hayatimin içinde bile bulunamadim. simdi de elimde bir sey yok. - Hiçbir zaman da olmayacak.
Момент упущен и нам надо двигаться дальше. Ясно?
Anın büyüsü kaçtı, ama bir kez daha yakalarız, değil mi?
Момент упущен.
"O an" gitti.
Всё, дружок. Момент упущен.
Yeter Nuri Alço, olmayacak işte.
* Всего на секунду Но момент упущен
Bir an için Ve o an bitti
Момент упущен, Все.
Zamanı geçti.
Поезд ушел. Уехал. Момент упущен!
İşte gittikçe kızışıyor demektir!
Момент упущен.
Fırsat kaçtı.
Знаешь, по-моему, момент упущен.
Bir şey diyeyim mi? Hevesim kaçtı.
Прости, момент упущен.
Üzgünüm, sanırım şevkim kaçtı.
Нет, ты растратил своё время, и момент упущен.
Hayır, benimle olan vaktinizi boşa harcadınız ve zaman kalmadı.
Да, по-моему, момент упущен.
- Sanırım öyle. Bizim devrimiz geçti.
Момент упущен.
- Hayır, geçti artık.
Момент упущен.
Unuttum gitti tamam.
Момент упущен.
Fırsatlarını kaçırdılar.
- Шарики, не, момент упущен.
- O an mahvoldu artık.
Давным-давно я знал, как кончится наша история и может, я ошибался, но теперь момент упущен.
Bir zamanlar hikayemizin nasıl sonlanacağını biliyordum ve belki de yanılıyordum ama artık o an uçup gitti
Эх, момент упущен.
Pekala, ortam bozuldu.
Нет, момент упущен.
- Hayır, o an geçti.
- Момент упущен. - Yeah.
- O anı kaçırdın ama.
Момент упущен.
O an kaçtı.
Да, момент упущен.
Evet, zamanlaman kötü.
Момент упущен.
O an geçti.
Мне кажется, момент упущен, не думаешь?
O an geçti gibi hissediyorum artık, sence de öyle değil mi?
- Нет, момент упущен.
- Yok, o bir anlıktı.
Самоудушение, но упущен момент?
Boğulmayla cinsel uyarım ama zamanlamayı tutturamamış.
Еще чуть-чуть, и он бы ухватил свет и нашел сокровища, но момент был упущен.
Işığı yakalayıp hazineyi bulacaktı ama an bitti.
Да и момент был упущен.
Ve o an geçti.
Боюсь, что момент был упущен, когда произошло вторжение.
Korkarım istila başladığında iş işten geçmiş oldu.
смеются Пока момент не упущен, я ненавижу давать тебе пять.
Madem başladık, beşlik çakmaktan da nefret ediyorum.
И я не собираюсь наказывать тебя за это, момент уже упущен. Но тебе нужно понять, что ты был грубым и невежливым.
ve, bu saatten sonra sana ceza vermiyeceğim çünkü üstünden zaman geçti ama kaba ve saygısızca davrandığını bilmen lazım.
К тому моменту, как я поняла, что бывала в её доме, было уже слишком поздно, момент был упущен, и кроме того, просто казалось странно поднимать эту тему.
Onun evi olduğunu fark ettiğim zaman çok geç olmuştu....... artık geçmişti. ... ve sonra bahsini açmam garip olabilirdi.
Да, но момент уже упущен.
Evet, o anı kaçırdık.
Я всю жизнь понимал, что мне повезло, только когда момент был упущен.
Tüm hayatım boyunca talihimin, sadece elimden kayıp gidince farkına vardım.
Благодаря чему я верю, что, хотя тот момент был упущен, может быть...
Ki bu da beni içinde olduğumuz anın da geçtiğine inandırıyor, belki de...