Ревнует tradutor Turco
285 parallel translation
Она выходит из себя и ревнует к красоте твоей.
- Ama-- Ama kim?
Я склонна думать, что она ревнует и очень обижена на вас.
Anlarsınız, başlarda, istemese de, deli gibi kıskanç olacak ve size çok gücenecektir.
Ревнует?
Ah, kıskanç, öyle mi?
Он ревнует вас к музыке, к этим часам занятий?
Seni ondan ayırdığı saatler yüzünden müziğini kıskanıyor mu?
Он ревнует. Ведь он потерял три пуговицы на жилете.
Tabii, George gitseydi iki nişan birden alırdı.
Красавица, скажи на милость, подумать только, ревнует ко мне, старому хрычу!
- Jenny, kendine gel. - Léo çok güzel bir şarkı öğretiyordu.
Кэтрин - моя мачеха, она очень ревнует потому, что о своей работе он говорит только со мной.
Catherine, üvey annem, çok kıskanıyor. Çünkü işini sadece benimle paylaşıyor.
Когда он ревнует, он ужасен.
Kıskandığı zaman çok öfkeli olur.
- И ревнует.
- Kızgın ve kıskanç.
Он наверно ревнует.
Muhtemelen kıskanıyor.
Раз ревнует - значит любит.
Unutmayın ki, eğer kıskanıyorsa sizi sevdiği içindir.
Мне кажется, что наш дорогой капитан ревнует.
- Kaptanın kıskandığını sanıyorum.
Твоя мать ревнует.
Annen kıskanç.
Ревнует?
Kıskanç mı?
Мама ревнует?
Annem mi kıskanç?
Элис не ревнует.
Elis kıskanç biri değildir.
Или ревнует?
Ya da öyle mi?
И жутко ревнует.
Ayrıca çok kıskanç.
От него одни неприятности, он ревнует, кретин.
Kesin! Şimdi zamanı değil! O bela getirdi!
Ревнует.
Kıskançlık.
В моей жизни есть мужчина, который меня ревнует.
Hayatımda çok kıskanç bir erkek var.
Она ревнует?
Hâlâ kıskanıyor mu?
Как будто машина ревнует, Арни.
Araba sanki bizi kıskanıyor Arnie.
- Он ревнует к братику?
- Sık sık kıskanır mı? - Mike mı?
- Майк, ревнует ли он?
Evet, her zaman.
Потому что он думал, что если она не ревнует его, то и не любит его.
Çünkü, kıskanmadığına göre, kadının onu umursamadığını düşünüyordu.
- Он ревнует.
- Kıskanıyor.
- Чантри. Она думала, что он ревнует.
Bay Chantry'den, onun kıskanç olduğunu düşünürdü.
Отрейо ревнует тебя к нам начиная с первого дня, когда ты прибыл в Фантазию.
Atreyu sen Fantasia'ya geldiğinden beri seni kıskanıyor.
Она просто ревнует.
Sadece kıskandı.
онклин просто шутит, м-р " оллас. ќн ревнует потому, что это - не его репортаж.
Conklin, bu, onun haberi olmadığı için kıskanıyor.
Нед фландерс просто ревнует.
Ned Flanders'ın kıskançlığı üzerinde.
Думаю, всё это потому, что он так тебя любит, он ревнует и беспокоится.
Bence seni çok sevdiği için kıskanıyor ve endişeleniyor.
Мой маленький Кнут снова ревнует.
Sevgili, küçüğüm Knut. O zamanlar kıskanıyordun.
Ваша жена ревнует к Рут?
Eşiniz Ruth'u kıskanıyor mu?
Когда она думает о чём-то другом, кажется, что Зверь её ревнует.
Aklını başka şeylere verdiğinde, onu çok kıskanıyor.
Говорю тебе, Джерри не ревнует к креймеровскому комоду.
Sana yemin ederim, Jerry Kramer'ın dolabını kıskanmıyor.
Он ревнует тебя ко мне.
O seni kıskanıyor.
Ревнует?
Kıskanmak mı?
Тони ревнует меня?
Toni beni mi kıskanıyor?
Например, безумный 241-летний ревнует к старшекласснику?
241 yaşında birinin bir lise öğrencisini kıkanması gibi mi?
Я видел, как он смотрит на вас, волнуется, ревнует...
Size bakışını gördüm. Nasıl sinirlendiğini, kıskançlığını ve bunları örtmeye çalıştığını gördüm.
К кому ревнует?
Kimi kıskanıyor?
- Ты сказал, он ревнует.
Kimi? - Kıskanıyor dedin.
Ревнует меня к вам.
Seni kıskanıyor.
- ревнует.
- Kıskançlık.
Я думаю, это естественно, что она ревнует.
Sanırım böyle olması normal.
Она ревнует его.
Seni kıskanıyor.
Я бы сказал, она ревнует.
Kıskanıyor diyebilirim.
Фил, он ревнует.
Kendi tükürüğünde boğarım onu.
Чудесно! Катрина ревнует.
Bu çok güzelmiş.